“Ben ekonomistim” dedi. Türkiye Varlık Fonu’nu kurdu. Kendisini başa geçirdi. Türkiye’nin en değerli şirketlerini Varlık Fonu portföyüne koydu. Bunlardan biri de Çaykur’du...

Önceki yıllarda edilen kârlar unutuldu. Devredildiğinden beri yani tam 5 yıldır kurum zararda... Çaykur’un Varlık Fonu çatısı altında toplam zararı 2.6 milyar TL’yi aşıyor.

★★★

Üretim desen var. Tüketim desen yıllık 240 bin ton çay ile dünyada birinci sırada... Çaykur yıllık 163 bin ton ile çay üretiminde ülkede birinci sırada... İşin enteresanı bunun 158 bin tonunu da satmış durumda...

Toplam 46 yaş çay işleme fabrikası bulunan Çaykur’u nasıl zarar ettirirler? Kimse açıklayamıyor. Mevcut yönetimle, altın yumurtlayan tavuk Çaykur bile zarar yazıyor bu memlekette... Yönetim kabiliyetleri o derece...

★★★

Oysa ülkenin kurumlarını kendi haline yönetimsiz bıraksan emin olun kendi kendine kârâ geçerler... O kadar kötüler! Ne tarz yönetiyorlarsa artık denizi emanet etsen suyunu bitirirler...

Ülkede, bodrum katındaki çay ocakları bile milyonluk hava parasıyla devrediliyor. Çay satıp da zarar eden bir insan evladı bulunmuyor.

★★★

Türkiye’de sadece bir günde 250 milyon bardak çay tüketiliyor. Yılda kişi başı 3 kilo çay içiliyor. Hesaplarsak 1.250 bardak çaya denk geliyor.

Böyle bir pazar, yüksek pazar payı, inanılmaz tüketim ve zarar! İnsana bu işte bir iş var dedirtiyor.

★★★

“Rizeliyim ya” diye başlayıp mitinglerde 200 gramlık çay paketleri dağıtıyordu. İkram edip bize de dua edersiniz diyordu.

Kalabalığın üzerlerine bedava çay atılınca bir anda “varlık kavgası” çıktı. Millet birbirine girdi! Bırakın dua etmeyi, ayırmasalar selaları verilecekti.

Erdoğan teessüflerini bildirdi. “Bak ben çok üzüldüm, çok üzüldüm, çok üzüldüm... Böyle kavga olmaz, kavga olmaz. Gelin ön tarafa ben size birer tane vereyim. Böyle kavga olmaz. Çok ayıp, çok ayıp!” dedi.

Kavga şiddetlenince; “Eyvah eyvah” diye devam etti. İşte bu “eyvah eyvah” tepkisi Çaykur’un beş yıl sonra düştüğü durumun özetiydi...

Kafalara keyif çayı atınca iyi de bilançoyu görünce keyifler kaçıyor istemesen de... “Kim bilir ne dolaplar dönüyor?” diye düşünüyor insan haliyle...

★★★

Kâr eden devlet işletmeleri bilinçli hamlelerle zarara geçirildi. Sonrasında özelleştirme adı altında yandaşlara peşkeş çekildi. Fabrikaları alanlar arasında üretimi durdurup arazisine havuzlu villa yapan dahi çıktı!

Çaykur çok büyük... O işe cesaret edemezler ama insan da bir şeyler arıyor bu kadar büyük zarar yazınca... Yine söylüyorum kesin var bir şey bu işin altında...