İki insan evladı... Biri Türk, biri Finlandiyalı... Ahmet, Türkiye’de yaşayanın adı... Tomi, Finlandiya vatandaşı... İkisi de asgari ücret ile çalışıyor.

Finlandiyalı Tomi 2.170 Euro asgari ücret alıyor. Türk Ahmet 4.250 lira... Alışverişe çıkıyorlar.

★★★

Finlandiyalı Tomi ülkenin yaygın zincir marketlerden K-Supermarket’e gidiyor kilosu 9 Euro’ya dana kıyma alıyor. Oldukça pahalı, 162 Türk Lirası...

Türk Ahmet ülkenin yaygın zincir marketlerinden Migros’a gidiyor kilosu 110 liraya dana kıyma alıyor.

Tomi maaşıyla 241 kilo dana kıyma alabilirken, Mehmet 38 kilo dana kıyma alabiliyor.

★★★

Dirk de ne yapacak 241 kilo kıymayı? O da 38 kilo alıyor, 1.828 Euro’su cebinde kalıyor.

Bir hafta Antalya’da beş yıldızlı otelde açık büfe 600 Euro’ya yol dâhil tatil yapıyor. Para bitmiyor 1.228 Euro da artıyor.

★★★

Gören de Finlandiya’nın garibanı Tomi’yi zengin sanacak... Adam oranın alt düzey çalışanı.

Türkiye’de gıda, barınma ve giyim gibi üç temel harcamayı sorunsuz karşılayabilenlerin oranı bile çok düşük...

Ücretli çalışanların büyük bir bölümünün elde ettiği gelir, bırakın temel ihtiyaçları karşılamayı insan onuruna yaraşır geçim koşullarını sağlayacak tutarın da gerisinde. Gerisi lükse kaçıyor.

Sadece yemek yiyip, kira ödeyip, şehir hastanesine gitmek için mi geldik dünyaya? Türkiye’de doğanlar için artık bu böyle galiba!


Afet gibi yönetim!


Ocak-Nisan dönemi bütçe gerçekleşme rakamlarının iktidarı ek bütçe çıkartmak zorunda bırakacak. Öyle hesapsız, kitapsız harcamaya bu şart...

Aslında doğal afet, salgın, savaş gibi hallerde kamu harcamalarının olağanüstü artışıyla gündeme gelmesi gereken ek bütçe ihtiyacı için galiba bütün koşullar oluştu.

Haliyle doğal afet gibi yönetim, salgın gibi enflasyon, savaştaki gibi bir ekonomi sayesinde düştük bu hallere...

★★★

Şöyle ki, bütçedeki başlangıç ödeneklerinin dört ayda büyük ölçüde tüketildi. Dolardaki yükseliş Kur Korumalı Mevduat nedeniyle bütçeye milyarlarca liralık yük bindirdi. Faiz ödemelerinin olağanüstü boyutlara ilerledi... Bütçe suyunu çekti.

Mart ve nisan aylarındaki bütçe açığı toplamının 120 milyarı bulması nedeniyle ek bütçe çıkarılmadığı takdirde yılsonunda 2022 bütçe açığı hedefi 500-600 milyara ulaşacak.

★★★

Ülkenin yönetildiği sistemde seçilmiş milletvekillerinin veya Meclis’in bütçe üzerinde hiçbir rolü ve söz hakkı yok ki neredeyse...

Keyfine göre bütçeyi hazırla... Meclis’e sunum yap. Cumhurbaşkanı milletvekilleriyle muhatap bile olmasın. Saraydan bir görevli gelip bütçeyi anlatmaya zahmet ederse anlatsın.

Peki ek bütçe çıkartmak zorundalar mı? Yoo! Kim bilir kaç defa bütçede borçlanma limitleri de aşıldı. Kanuna göre Hazine daha fazla borçlanmamalıydı... Borçlanmak için yasa Meclis’in onayından geçirilmeliydi... Borçlanıldı! Meclis’ten izin alındı mı? Hayır!

Valla ne ala! Kanunmuş, hakmış, hukukmuş hepsi boşuna... Keyfine göre borçlan, kimseye de sorma... İşler artık bu aşamada...

Eski taktik yeni ekonomi


Erdoğan Van’da yaptığı konuşmada 1982 yılında açılan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi için ‘Biz getirdik’ dedi... Tabii ki bu bir “hata” değildi... Bilerek söylüyor belli ki...

Yüzlerce örneği var aslında...

Zonguldak’ta logosunda kuruluşu 1992 yazan Karaelmas Üniversitesi’ni 2007’de açtıklarını söylemişti. Yine 1992’de açılmış Dumlupınar Üniversitesi için “Kim yaptı? Biz yaptık!” demişti. Paralel evrende kontrolü tamamen ele geçirdi. Niye? Algı meselesi...

★★★

Ekonomide de aynısını yapmıyor mu? “Her eve bir buzdolabı giriyorsa demek ki bir refah seviyesi var!” diyerek çağımızın ötesinde bir çıkış yapmıştı.

Neyimize yetmiyordu buzdolabı? Bizim gibilere fazla bile vizyonun bu kadarı! Dinlerken bile mutluluktan süzülüyordu gözyaşları...

★★★

Dediği gibi vatandaşın evinde buzdolabı varsa durumu iyi... Çamaşır makinası da yanındaysa daha ne ister ki? Demek bulaşık makinası da var... Bariz zengin!

Hala “IMF bizden borç istedi, arkadaşlara verin dedim” muhabbeti dönüyor. Bunu gözümüzün içerisine bakarak çok rahat söylüyor.

Ne alakası var deme... Hep bunlar ekonomi işte! Yıllarca ekmeğini yediler. Anlatacak iyi bir şey kalmadığına göre ekonomide yine başa döndüler.