Gerçi ülkemizde 122 siyasi parti var ama biri çıksa; Fatura Partisi” kursa; sağdan, soldan, ortadan tüm seçmenin beğenisini ve dikkatini toplar. Fatura Partisi, kendisine elektrik ampulünü amblem olarak seçen 20 yıllık iktidar partisi AKP’nin de ampulünü patlatacak muhalefet cephesine ivme kazandırır.

Tarihte gördük:

Yolsuzluk.

Yoksulluk.

Yalan.

Zirve yapmıştı.

Birisi çıktı “Davulu Delen Jaguar Partisi” adıyla bir parti kurdu. O yılları yaşayanlar hatırlar. ANAP’ın kurucu lideri çok sevilmiş, güvenilmiş, halk desteği bulmuş, ilk seçimde yüzde 45.14 gibi yüksek oy almıştı. Kızı İngiliz otomobil şirketinin Türkiye temsilcisinden Jaguar hediye almıştı. Davulu Delen Jaguar Partisi, buna tepkiydi.

Hediye Jaguar geldi.

Ardından kriz geldi.

Yine döviz patladı.

Fiyatlar da patladı.

Faturalar yükseldi.

Kızının Jaguar hediyesi aldığı liderin kurduğu parti, 2001 krizinden sonra yapılan ilk seçimde iktidar ortağı 2 diğer partiyle birlikte baraj altı kalıp seçim sandığına gömüldü.

★★★

Benzerlik yaşıyoruz.

Yüksek zamlı elektrik faturalarının kesicileri olan dağıtım şirketleri, bugünün iktidar partisine Jaguar hediye etmiş bir samimiyet ve beraberlik içinde görüntü veriyorlar. İktidar Partisi AKP’nin kurucusu Tayip Erdoğan’ın bu dağıtım şirketleriyle birlik olup halkı “yüksek zamlı fatura mahkumu” haline getirdiğine inananlar çoğunluğa geçti. AKP’nin Genel Başkan Yardımcısı bile dün “faturaların şiddetiyle oy oranımız düştü” açıklaması yaptı.

Halk kararını verdi.

Ampulü patlatacak.

Kimi insanlar faturaları yakarak, kimi elektrikli ısıtıcıyı kaldırıma atarak, kimi televizyonu duvara çarpıp kırarak, kimileri sokağa çıkıp elektrik dağıtım şirketi merkez binasına yürüyerek öfkesini dile getiriyor. Balkonlara, yüksek binaların ön cephesine, kulelere “Türk bayrağı” asarak sosyal medyada “Balkona Bayrak Asan Dayı” diye ünlenen Salih Tahtalıoğlu bile “balkona kocaman bir elektrik faturası asarken” gösteren görüntüsünü yayınladı. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu halkta patlayan öfkeyi gördü, “Zamlar geri alınıncaya kadar ben elektrik faturamı ödemeyeceğim. Amacım, insanların yaşadığı derin acıya ortak olmak” diyerek “zamlı fatura mahkumluğuna esir düşmüş” milyonlarla gönül bağı kurdu.

★★★

Ne Tayyip Erdoğan!

Ne Enerji Bakanı!

Ne AKP Sözcüsü!

Ne Troller!

Ne Dağıtım Şirketleri!

Ne Yandaş Gazeteler!

Adına “özelleştirme” denilen ancak “özelleştirme ile ilgisi olmayan” ve “devletin tekelindeki elektrik dağıtım imtiyazını çoğu yandaş şirketlere satılması sonunda halkın çoğunluğunun “zamlı fatura mahkumu haline gelmesini” izah edemiyorlar.

Çünkü yapılan:

Devlet tekelini!

Özele aktarma!

Özelleştirmenin mantığında rekabet yaratıp, verimliliği artırmak ve evlere, esnaf dükkanlarına, fabrikalara, çiftçinin serasına, tarlasına, ihtiyaç sahibine pahalı olan elektrik yerine ucuz satanı seçme imkanı sunmak yatar.

A şirketi pahalı.

B şirketi ucuz.

Satsa...

A şirketi kötü hizmet.

B şirketi iyi hizmet.

Sunsa...

Vatandaş ucuza gider.

İyi hizmete koşar.

Özelleştirmenin bir mantığı olur. Oysa elektriği ileten hat 1 ve 21 ayrı bölgeye elektrik bu tek hattan gidiyor. Türkiye’de 47 milyon elektrik abonesi var. Her bir ampule, her bir prize elektrik bu tek hattan bağlanmakta. Devletin Elektrik Üretim A.Ş. adlı şirketi, dağıtım şirketlerine elektriği 31.86 kuruşa bu tek hattan satıyor. 21 özel dağıtım şirketi de, aralarında tekel kurup, 31.86 kuruştan aldıkları elektriğin üzerine yüzde 330 (210 kWh altı) ve yüzde 546 (210 kWh üstü) fiyat artışı koyarak vatandaşa satıyorlar. (Bu verileri Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemil Kocatepe basına açıkladı) Avrupa’da en pahalı elektriğin de Türkiye’de olduğu ortaya çıktı.

★★★

Özetle:

Fatura Partisi kurulsa.

Erdoğan sebep.

Fatura sonuç.

Diye afiş yapar.

Miting yapar.

Halk kararını verdi; “Yeni Bir Erdoğan” aramıyor. Halk krizi aşacak yeni bir düzen, yeni bir sistem, yeni bir ileri demokratik kurumlar uyumunu arıyor.

Gören göz isterim.

Halk, Çözerse yine Erdoğan çözer algısını da elektrik faturaları ile birlikte yaktı.