Bu çığlıklar bitmez!

Millet gerçekten yıkıldı, ağır zamların altında pestil gibi ezildi!

Son 10 yılda gidişat zaten iyi değildi.

2017 yılında referandumla kabul edilen ve 2018’den itibaren uygulanmaya başlanan TEK ADAM SİSTEMİ vaat edilenin tersine ülkede krizleri tetikledi!

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen ve dünyada eşi-benzeri görülmemiş bu acayip yönetim tarzı ile Türkiye’nin var olan sorunlarına devasa sorunlar daha eklendi!

Ülkede liyakatin değeri kalmadı. Verilen görevlerde hep sadakate bakıldı! Her şey, ehline değil, yandaşa bırakıldı.

Böyle bir anlayışla işlerin iyi gitmesi mümkün değil tabii ki...

Demokrasi, hukuk, düşünce ve fikir özgürlüğü gibi kavramlar kısa sürede erozyona uğradı.

En önemli sorun, hukukla birlikte ekonominin de çökmesi oldu.

Türkiye’nin kaynakları verimsiz ve gereksiz yerlere akıtılınca, ülkenin geleceği bitirildi!

Şimdi, sürekli düşüyoruz!

★★★

Durmak bilmeyen fahiş zamlar özellikle, dar ve sabit gelirli yurttaşlarımızı bunalıma soktu.

Her gün bana gelen çok sayıda şikâyet mesajında insanlarımız:

“Allah aşkına dursunlar, yeter artık! Zamlar canımıza tak dedi!” diye yakınıyor.

Dün tiryakilere kötü bir haber daha geldi.

Elektrik, akaryakıt, doğalgaz ve temel gıda maddeleri derken, sigara da zamlardan nasibini aldı.

En düşük sigara paketinin fiyatı 23.5 lira oldu.

Sigara sağlığa zararlıdır, içmesinler diyelim. Peki, mutfaklarda kullanılan tüp gaza ne diyelim?

Geçen yıl 122 lira olan mutfak tüpü bu yıl 301 liraya fırladı!

Çarşı-pazar vatandaşlar için artık bir korku tüneli haline geldi!

Bütçeler buna dayanamaz!

Ülkemizde 12 milyona yakın yoksul vatandaşımız devlet yardımı ile yaşıyor. Buna yaşamak denirse tabii ki...

Halk “Bu çıldırtıcı fiyatlarla hayatımızı sürdüremeyiz. Derdimizi kime anlatalım?” diye soruyor.

Eski yıllarda “Derdini Marko Paşa’ya anlat” denir, insanlar teselli edilirdi. Şimdi Marko Paşa bile yok!

Miçotakis’in sır dolu ziyareti!


Türkiye’ye gelen Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, pazar günü  İstanbul Vahdettin Köşkü’nde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya geldi. Yemek sırasında çeşitli sorunlar konuşuldu.

Miçotakis’in İstanbul’a gelişindeki asıl amaç başkaydı... Yunan Başbakan, yemekten önce, Fener Rum Patrikhanesi’nin bahçesindeki Aya Yorgi Kilisesi’nde düzenlenen Ortodoksluk Bayramı ayinine katıldı.

Miçotakis, Erdoğan ile görüştükten sonra da Fener Rum Patriği Bartholomeos ile bir araya geldi.

Bu konuda KKTC’nin  eski Maliye Bakanı ve Londra Büyükelçisi Tansel Fikri’den ilginç bir mesaj aldım. Deneyimli siyaset adamı Fikri, Miçotakis’in ziyaretini şöyle yorumluyor:

“Yunan Başbakanı’nın İstanbul Patriği’ni ziyaret sevdasının ardında yatan gerçek nedir? Bu, Kıbrıs, Ege ve Doğu Akdeniz’den sonra ‘Rum-Yunan egemenliği’ iddiasıyla sınırlarını genişletme planıdır. Ziyaret, hak tanımaz, hukuk tanımaz bir siyasal ihtiras ve pişkinlik örneğidir.

Bu cüretkâr hamlelerin ardındaki niyet, yapılan hazırlıklar ve atılan adımlar asla hafife alınmamalı, caydırıcı kararlılığımız gösterilmelidir.”     

TEBESSÜM

Uçmasını öğrenmek...


Bizim iktidar her fırsatta “Ekonomimiz şahlanacak, kanatlanıp uçacak!” diyor ya...

Bu sözler, Nasreddin Hoca’nın hikâyesini hatırlatıyor.

Hoca evinin damına çıkıp uçmak için kendini boşluğa bırakmış. Yere düşünce ne demiş biliyor musunuz?

“Ula Nasreddin” demiş “Uçmayı öğrendin ama konmasını öğrenemedin!”

GÜNÜN SÖZÜ

Halk, ideolojilere ve teorilere bakmaz. Halk ekmek ister!