Bu iktidar ülkede çok seslilik istemiyor. Herkes susacak, sadece AKP’liler konuşacak!

Vatandaşa düşen görev ise sadece dinlemek, söylenenler doğru olsa da, olmasa da, iktidarı desteklemek...

Gerçekleri görmeyeceksin, yazmayacaksın, konuşmayacaksın, eleştiri tweetleri atmayacaksın!

Seçim öncesi çıkartılan sansür yasasının anlamı ve hedefi bu!

Farklı siyasal görüşlerin tartışılmasını, medyada yer almasını istemiyorlar.

Demokratik hukuk devletinde böyle bir şey olabilir mi? Tabii ki olamaz!

Ancak, bizdeki demokrasinin adı var, kendisi yok. Sakat bir demokrasi anlayışı ile hep geriye gidiyoruz.

★★★

Ülkede işleri bir türlü düzeltemeyen

“epistomolojik-mepistomolojik” gibi laflarla halkın kafasını karıştıran bir yönetim var.

Türk lirasının değerini koruyamadığı için doların artmasına ve enflasyonun daha da azgınlaşarak halkı canından bezdirmesine sebep olanlar, çareyi yasaklarda buldu.

Çıkartılan sansür yasası ile amaçlarının, yapılan yanlışların, aksaklıkların bilinmesini önlemek, topluma korku salarak aykırı sesleri susturup, eleştirileri yok etmek...

Türkiye’de artık herkes tehdit altında!

İktidar güç kaybettikçe demokrasi dışı yollara sapıyor.

Ağzını açana, sosyal medyada hoşa gitmeyen tweetler atana, YouTube da eleştiri videoları yayınlayana ve hatta bunları beğenip paylaşanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesi Anayasa’da hangi maddeye sığar?

Böyle bir demokrasi ve özgürlük anlayışı olur mu?

★★★

CHP “Dezenformasyon” adı verilen sansür yasasındaki 29’uncu maddeyi, hukuka, Anayasa’ya, uygar yaşama, fikir ve düşünce özgürlüğüne aykırı bularak, bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Türkiye’de Anayasa hâlâ yürürlükte midir?

Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın vatandaşlara sağladığı özgürlüklere açıkça aykırı olan 29’uncu maddeyi iptal edecek midir?

Bunu, önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Şairin dediği gibi “Ümit fakirin ekmeğidir”

Toplum olarak umut etmek ve Alman halkının “Berlin’de hâkimler var” demesi gibi biz de “Ankara’da hâkimler var” demek istiyoruz.

Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun Tele-1’i öldürme teşebbüsü!


İktidarın sopası görevini yapan bir kuruluş var: RTÜK, yani Radyo Televizyon Üst Kurulu...

“Vur” deyince öldürmek ister gibi ağır cezalarla muhalif kanalları yıldırıp susturmak istiyor. Muhalif televizyon kanallarına bakışı ve davranışı tamamen hukuk dışı ve partizanca!

Bu kurulun, Tele-1’e verdiği 3 günlük ekran karartma cezası, haksız ve hukuksuzluğun ötesinde, öldürmeye teşebbüs gibidir. Çünkü Tele-1’e 6 ay içinde (yani Nisan ayına kadar) böyle bir ceza daha verilirse, televizyon lisansı iptal edilecektir. Bu, kanalın yayın hayatının sona ermesi demektir.

Böyle haksız bir cezanın verileceğini tahmin etmek için falcı olmaya gerek yok. Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Tele-1 ya susacak, ya da kapatılacak! RTÜK yasaları çiğneyerek devamlı suç işliyor!

Kurul, sadece Tele-1’e değil Halk TV, KRT ve Fox TV gibi muhalif kanallara da sopa göstererek “Ayağınızı denk alın haa!” diye gözdağı veriyor.

Aslında hedef, seçime giderken yasaları çiğneyerek, muhalefet liderlerini ve milletvekillerini de susturup meydanı tamamen AKP’ye bırakmak! Önlerinde dikensiz gül bahçesi istiyorlar!

Fakat tüm bunlar ters tepki yaratıp AKP’ye oy kaybettirirse hiç şaşırmamak gerekir. Muhteremler, toplum psikolojisinin farkında değiller!

GÜNÜN SÖZÜ


Tanrı insanı aslında iyi yaratmıştır. Onu bozan toplumdur!