E. Amiral Nadir Kınay’dan “Eski Sanayi Bakanı Ali Coşkun beyin paylaşımı” diye bir mesaj aldım.

İkinci Dünya Savaşı’ndaki önemli bir olayın, Hitler’in bile delemediği Montrö Antlaşması’nın ne kadar önemli olduğunu gösterdiği anlatılıyor.

★★★

Yıl 1941... Savaşın en kızgın dönemi... Alman donanması Rusları vurmak için Karadeniz’e geçmek istiyordu ama karşılarında “Türk Kilidi” vardı. Montrö Antlaşması nedeniyle Boğazlar savaş gemilerine kapalıydı.

Hitler, Türk hükümetine hile teklif etti “Atılay, Yıldıray ve Saldıray denizaltılarını bize satın, Alman mürettebatla Karadeniz’e çıksın” dedi. Reddedildi!

Bunun üzerine Hitler düşündü, taşındı. İstanbul’un fethinde Fatih’in gemileri karadan yürütüp Haliç’e indirmesi gibi bir karar aldı.

Almanya’da özel olarak inşa edilen 6 denizaltıyı, Elbe ile Tuna nehirleri üzerinden Avrupa’yı boydan boya geçirerek Karadeniz’e indirme emri verdi.

Denizaltıları tek parça halinde taşımak imkânsızdı. Söktüler, parçalara ayırdılar. Hamburg’tan römorkörlerin çekeceği dubalara yüklediler. Elbe nehri üzerinden Dresden’e getirdiler. Oradan dev kamyonlarla parçalar halinde İngolstatdt’a getirilen denizaltılar, Tuna nehri üzerinden Romanya’nın Köstence limanına getirildi.

Tam 2 bin 300 kilometrelik yolu aşmak 11 ay sürdü.

★★★

Denizaltıları Köstence’de monte edip Karadeniz’e indirdiler.

Yıl 1942 idi... Alman denizaltıları Karadeniz’de 26 Sovyet gemisini batırınca Rus donanması fellik fellik onları aramaya başladı.

Bir süre sonra sıkıştırılan Alman denizaltılarının 3’ü batırıldı.

1944 yılında Romanya  saf değiştirince Alman denizaltıları U19, U20 ve U23’ün Karadeniz’de sığınacak ve ikmal yapacak limanı kalmadı.

Alman Genelkurmayı, Hitler’in emriyle, Türk hükümetine teklifte bulundu:

“Denizaltılarımız size teslim olacak. Mürettebatımızı bize yollayın, karşılığında denizaltılar sizin olsun.” dediler...

Fakat, tarafsızlık konusunda kararlıydık, yine reddettik!

Bunun üzerine başka çaresi kalmayan Almanya’dan denizaltıların komutanlarına şifreli mesaj gönderildi:

“Türkiye kıyılarına yaklaşın, denizaltıları batırın, mürettebatı gizlice karaya çıkartın, kara yolundan Yunanistan’a geçmeye gayret edin.” emri verildi.

9 Eylül 1944 gecesiydi... Mürettebat lastik botlarla karaya çıktı.

U19 denizaltısı Zonguldak Filyos kıyılarında, U20, Sakarya Karasu kıyılarında, U23 ise Ağva kıyılarında batırıldı.

Karaya çıkan 81 Alman denizci iki gün sonra yakalandı.

8 ay Beyşehir’de, 1.5 yıl Isparta’da esir tutulan fakat misafir muamelesi gören 81 Alman denizci, savaş bittikten sonra 1946 yılı Eylül ayında sağ salim evlerine döndüler.

★★★

Bu gerçek öyküde açıkça görülüğü gibi dünyayı kasıp kavuran Hitler bile Montrö Sözleşmesi’ni geçemedi.

Montrö, Mustafa Kemal Atatürk’ün dehasıdır.

Montrö’yü bırak demek jeopolitik intihardır!

“Cumhurbaşkanı isterse İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği gibi Montrö Sözleşmesi’nden de çekilebilir.” diyen Meclis Başkanı’nın, belli ki ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Fakat...

Türk milletinin, olan biten her şeyi duymasında büyük fayda vardır.”

TEBESSÜM

Devlet gibi yönetilen aile!


Evin reisi olan baba içini çekerek anlatmış:

“Bizim aile tamamen bir devlet gibi işler... Mesela karım Maliye Bakanı’dır. Para işlerini yürütür, harcamaları yapar... Kaynanam İçişleri Bakanı’dır, evde her şey ona sorulur... Kızım ise Dış İşleri Bakanı, erkek kardeşi de onun yardımcıdır...”

Dinleyenler, babaya  “Peki sen nesin?” diye sormuşlar. Adam boynunu bükmüş:

“Ben halkım... Vergi veririm!”

GÜNÜN SÖZÜ


Eğer her şey üstüme geliyor diyorsan sen ters yola girmişsindir!