Bu yıl, ülke ekonomisi için güya en parlak yıl olacaktı! Öyle iddia ediyorlardı!

Daha birinci ayda çuvalladık!

Hemen her ürüne peş peşe gelen çıldırtıcı zamlardan sonra şimdi de “Doğalgaz krizi” başladı.

Ülkeyi plansız ve programsız yönetmenin (daha doğrusu yönetememenin) sonucudur bu!

Ülkemiz yönetilse, böyle enerji krizi çıkar mıydı? Sanayi kuruluşlarına verilen doğalgaz kısıtlanır, üretim durdurulur muydu?

Salgın şartlarında bile gece-gündüz çalışan sanayi, şimdi enerji yokluğundan üretimi durdurdu!

Zarar milyarlarca lira!

Kim verecek bunun hesabını?

Kimse vermeyecek tabii ki... Burası Türkiye!

İş bilmez, liyakatten uzak yöneticiler “Ne yapalım, İran vanaları kapadı, doğalgaz akışını durdurdu” diye kendilerini savunuyorlar!

Peki beyler... Neden gereken tedbirleri almadınız? Neden yedek depolardaki doğalgazı beceriksizce tükettiniz? Yazık değil mi bu millete?

Enerji Bakanı istifayı düşünüyor mu?

★★★

Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu iktidarı şöyle eleştirdi:

“Ülkeyi hayali uygulamalarla yönetmeye kalkarsanız, bugünkü gibi ülkede üretimi durdurmak zorunda kalırsınız.

Bilimden, planlamadan uzak ‘Hallederiz abi’ mantığıyla iş yaparsanız, evlere verilen doğalgazın kalitesini düşürüp, doğalgaz yerine hava ile karışlık gaz basarsanız milleti dondurursunuz!

...Ve siz de duvara toslarsınız!

İktidarınıza hazır proje (Yapımı planlanmış, finansmanı Dünya Bankası’ndan hazırlanmış) olarak bırakılan Tuz Gölü altına yapılacak 1 milyar metreküplük Doğalgaz Deposu 2016 yılında bitecekti... Niçin bitirmediniz?

Hazine garantili işler gibi kazançlı (!) olmadığı için mi?

Ülkeye, Avrupa’nın en pahalı doğalgazını satarak vatandaşı kazıklayacaksınız ama onu bile tedarik edemeyeceksiniz!

Enerji kıtlığı nedeniyle Türkiye’deki tüm Organize Sanayi Bölgelerinde üretimin durması, ülkeyi yönettiklerini zannedenlerin liyakatsizliğinden, bilgisizliğinden olabilir mi?”

★★★

Rifat Serdaroğlu mesajının bir bölümünde iktidarı şöyle uyarıyor:

“Üslûbunuza dikkat etmek zorundasınız. Siz, belli bir süre için seçimle gelen ve süreniz bitince gidecek fanisiniz. Sakın ola ki kendinizi ‘Şah-Padişah-Sultan’ yerine koymayın. Size birileri öyle diyorsa sakın ola inanmayın!”

Fatma Girik’ten bir anı...


Fatma Girik... Bir devre damgasını vurmuş muhteşem bir sanatçı... Aynı zamanda başarılı bir siyaset kadını... 1989-1994 yılları arasında Şişli Belediye Başkanı olarak başarılı bir döneme imzasını atmıştı.

180’den fazla filmde oynayan Fatma Girik’in cenazesi dün Teşvikiye Camii’nden kaldırıldı.

Atatürkçü idi...

Cumhuriyet sevdalısıydı...

Bağımsız Türkiye’den yanaydı...

İnsan hakları savunucusuydu...

Yobazların, vurguncuların, her türlü çıkarcının düşmanıydı...

Gerçek bir Cumhuriyet kadınıydı...

Dün usta sanatçı Selçuk Alagöz arayarak Fatma Girik’le bir anısını şöyle anlattı:

“Ben de Fatma Girik gibi Bodrum’da yaşıyorum. Bir İstanbul dönüşünde havaalanında onunla karşılaştım. Biraz sohbet ettik. Bu sırada uçağa çağırdılar... Fatma Girik ‘Siz gidin, ben uçağa en son gireceğim’ dedi. Neden olduğunu daha sonra anladık... Uçağa koltuğunun altına sıkıştırdığı bir tomar gazete ile geldi. Meğerse D&R’a gidip 20 adet SÖZCÜ Gazetesi almış...

Uçak yolcularına:

“THY uçaklarında SÖZCÜ Gazetesi dağıtılması yasaklanmış... Hadsiz, haksız bir davranış... İşte size ben veriyorum. Okuyun ve diğer gazetelerde göremediğiniz memleket gerçeklerini bu gazeteden öğrenin” diye seslendi, Daha sonra 20 adet SÖZCÜ’yü yolculara bir bir dağıttı. Her türlü haksızlığa karşı çıkan gerçek bir sanatçıydı. Nur içinde yatsın.”

GÜNÜN SÖZÜ


Çatık kaşlar yerine, güler yüzlü olmayı başarmak, dünyanın en güzel şeyidir.