“CHP benim baba ocağım, TDP de evladım” diyen Mustafa Sarıgül, CHP lideri
Kılıçdaroğlu’na saygısının sonsuz olduğunu kaydetti. “Siyasetin dilini ve yapılış şeklini değiştirmek için partiyi kurduk. Bölmek için değil, bütünleştirmek için varız” dedi.

AKP ve MHP milletvekillerinin ortak imzasıyla hazırlanan Seçim Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını sağlayacak kanun teklifi Cuma günü TBMM Genel Kurulu’nda iki parti milletvekillerinin çoğunluğu sağlaması ile kabul edildi. Yüzde 7’nin altında kalan partileri ve ittifakları zora sokan bu kanunun uygulanması için kabul edilmesinin üzerinden bir yıl geçmesi gerekiyor ama o arada Erdoğan’ın tekrar cumhurbaşkanı seçilmesi için Meclis’in “erken seçim kararı” alması da gerekiyor, bütün hukukçu ve siyaset bilimciler bu konuda hemfikir. 2023’ün Haziran ayından önce bir seçim göründüğü için de başta iktidar partileri olmak üzere bütün partiler seçim sürecine girmiş gibi hatta seçim en fazla birkaç ay içinde olacakmış gibi yoğun bir faaliyet içindeler. Bu süreçte muhalefet partileri; CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti, 6 parti olarak “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” çalışmalarını birlikte yürüttüler, mutabakat metnini açıkladılar. Ancak bu partilerin dışında oyları birleştiğinde önemli bir seçmen kitlesi oluşturabilecek başka muhalefet partileri de var. Acaba bu partiler diğer hangi partilerden oy alacaklar ve bu oy kaybı sonucu nasıl etkileyecek, bunu bilmiyoruz. Eğer konu Türkiye’nin geleceği ise ülkenin ekonomik ve siyasi krizden çıkması için birlik gerekiyorsa bu partiler, 6 muhalefet partisinin arasına neden davet edilmiyor veya kendileri girmiyorlar? Aylardır yayınlanan, Türkiye’nin ve Avrupa’nın çeşitli kentlerinde, kar fırtınalarında, esnaf ziyaretlerinde çekilmiş ilginç TikTok videolarıyla ve siyasi çıkışlarıyla kendinden ve partisinden söz ettiren deneyimli bir siyasetçiyle; Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Sayın Mustafa Sarıgül’le bu soruyu ve daha başka birçok sorunu konuştum.

■ Oylarınızın yüzde 1.5 ile 2.5 arasında olduğunu söylüyorsunuz ama Konsensus Araştırma Şirketi’nin Şubat ayında yaptığı ankette  “Sarıgül’e oy veririm” diyenler yüzde 3.1 çıkmış, “Oy verebilirim” diyenler yüzde 15.6. Muharrem İnce’nin Memleket Partisi’ne “Oy veririm” diyenler yüzde 5.4, “Oy verebilirim” diyenler yüzde 17.3. Konsensus Araştırma’nın sahibi Murat Sarı “Bu tercihlerin daha önce CHP’ye oy vermiş seçmene ait olduğunu” söyledi. Bu durumda siz “birlikte hareket eden 6 muhalefet partisi” arasında neden yoksunuz?

Bu anketleri 2 bin kişiyle yaparsak biz 1.5-2 çıkıyoruz ama anketleri 10 bin kişiyle yaparsak 3.5-4 çıkıyoruz ve bize oy verebileceğini söyleyenlerin sayısı da aşağı yukarı 6 ile 10 arasında değişiyor. Aslında anketlerin doğrusunu en az 100 bin kişiyle ve birçok bölgede yapmak lazım, ben halkın arasındayım ve bize olan sevgilerini görüyorum. Son ORC anketi 6-13 Mart’ta 41 ilde toplam 7 binden fazla katılımcı ile yapılmış ve TDP oy oranı yüzde 1.4 çıkmış ama bu oranlardan çok daha fazla olduğunu biliyoruz.

■ Millet İttifakı’na dahil olmadığınız takdirde Millet İttifakı’na giden oylar bölünecek, dahil olmanız gerekmiyor mu? CHP ve Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu ile geçmişte bir çekişmeniz olmuştu ama…

CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu ile hiçbir çekişmem yok, kendilerine saygım sonsuzdur, onu severim, hürmetim her zaman için devam edecektir. CHP benim baba ocağım ama TDP de evladım. Türkiye’de yeni bir düşünce reformu yapmamız lazım, biz düşünce reformu yaparak kurulan bir partiyiz, makam için mevki için kurulan bir parti değiliz, TDP bir ihtiyaçtan doğdu; Türkiye çok kutuplaştı, siyasetin dili çok agresifleşti, biz siyasetin dilini ve yapılış şeklini değiştirmek için partiyi kurduk. Hiçbir zaman Millet İttifakı’na gidecek oyları bölmeyiz, biz bölmek için değil, bütünleştirmek için varız. Bugünkü “tek adam modelini” doğru bulmuyoruz, “demokratik parlamenter sistemi” savunuyoruz, güçlü meclis-tarafsız yargı diyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu bizi davet etti de biz o davete katılmadık mı?

Siyasete CHP’nin Gençlik Kolları’nda başlayan Sarıgül, 1987’de SHP’den 18’inci dönem İstanbul Milletvekili seçilmiştir. 1999’da DSP, 2004’te CHP, 2009’da DSP’den 3 kez Şişli Belediye Başkanlığı yapmıştır. 2013’te CHP adayı olarak girdiği seçimde İBB Başkan adaylığını 7 puan farkla kaybetti. Sarıgül, 17 Aralık 2020’de TDP’yi kurmuştur.

“Anayasa’nın ilk 4 maddesi değiştirilemez” demeliler


Eğer Türkiye için çalışılıyorsa bütün muhalefet partileri bir araya gelmeli değil mi? “Biz de TDP olarak muhalefet partileri topluluğuna katılmak istiyoruz” diyebilmelisiniz, neden demediniz?

Hiçbir mahzuru yok, bunları konuşmak için daha çok erken. 6 partinin arasına girmemiz için o 6 partinin anlaşmasında “Anayasa’nın ilk 4 maddesi değiştirilemez” denmesi lazım. “Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıyoruz, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü savunuyoruz” demeleri lazım, mesela 6 partiden bazıları bunu kabul etmiyorlar, kabul etmezlerse biz onlarla oturamayız. İkincisi, seçim sistemi konusunda ne düşündüklerini yazmaları lazım. Örneğin biz belediyeler için “2 turlu seçim” düşünüyoruz, “Türkiye milletvekilliği” istiyoruz. Biz “Malazgirt’ten Kocatepe’ye tam bağımsız Türkiye” diyoruz, acaba bazı liderler Kocatepe’ye kaç defa gittiler ve Kocatepe’de Atatürk’ü kaç defa andılar ya da anmak istiyorlar mı, bunu söylemeleri lazım. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü, ekonomik milliyetçiliği savunacak olan bir yapı olursa bizim de katılmamız mümkündür.

İktidar, yoksulların sofrasından vergiyi alıp eşe dosta dağıttı


■ Zabıta yoksul sokak satıcılarının terazisini alıyor, borcunu ödeyemeyen çiftçinin traktörü alınıyor. Seçime kadar daha çok mağduriyet yaşanacağını düşünüyor musunuz?

Yapanın yanına kar kalma dönemi yakında bitecek. AK Parti 20 yıldır ülkeyi yönetiyor. AK Parti’ye verilen imkan ve destek hiçbir siyasi partiye verilmedi, Sayın Erdoğan’ın yetkileri bugüne kadar ne Demirel’in, ne Ecevit’in, ne de Özal’ın eline geçti. Peki 20 yılın sonunda AK Parti ülkeyi nereye getirdi? Türkiye’de işsizlik had safhada, iç ve dış borçlar kat kat arttı, gelir dağılımı daha da bozuldu, demokraside hukukta geriye gittik. Hiçbir partinin eline böyle bir imkan geçmedi ama AK Parti gerçekten yoksulun sofrasından vergiyi alıp eşe dosta kredi olarak dağıttı, Türk çiftçisine değil yabancı çiftçiye destek verdiler. 20 yılda 120 milyar dolar parayı Rusya çiftçisine verip buğday almışız, Kanada çiftçisine verip mercimek almışız, Bulgaristan’dan saman almışız, devletin kasasından Suriyelilere 80-90 milyar dolar harcanmış. Kendi yakını olan imtiyazlı şirketlere 10 yılda 128 defa vergi affı çıkarılmış, geçmediğimiz köprüler yollar için para ödemeye devam ediyoruz.

Maaşın 2700 liraysa 200 liracık önemlidir


■ Cumhurbaşkanı’na “200 lirayı, 200 liracık yaptınız” dediniz. Gerçekten de 200 liracık oldu, paranın alım gücü hızla düşmeye devam ediyor.

Sayın Erdoğan “200 liracık” diyor ama onlar iktidara geldiğinde o 200 liracık çok iş görüyordu. İnsanlar bir hafta ev geçindirebilirdi o parayla. Onu 200 liracık yapan AK Parti’nin kendisi. Cumhurbaşkanı’na göre önemli değil ama oradaki bir vatandaşa göre son derece önemli. Adam 2700 lira emekli maaşı alıyorsa 200 liracık çok önemli şu anda.

■ Ekonomiyi düze çıkarmanın yolu “ekonomik milliyetçilik ve bunu sadece bizim partimiz yapabilir” diyorsunuz, neden sadece siz yapabilirsiniz?

Bizim 5 T formülümüz var: Tarım, turizm, teknoloji, tekstil, tasarruf. Bu formülle başarabiliriz. Tarımın sorununu çözmeden evde ve ülkede huzur bulamayız. Ekonomik milliyetçilik, varlıklarımızın kelepir olarak satılmaması, Türk parasının değerinin korunması, Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun değerli olması, yabancı ülkelerin ve şirketlerin ne ekip biçeceğimize karar vermemesidir.

■ Siz bunları yapacağınızı söylüyorsunuz, AKP neden yapmadı ve hala yapmıyor da ithal ürünlere gelen zamlarla eziliyoruz?

AK Parti yoruldu, yıprandı. Sadece ithalat yapmak istiyor ve bunu yaparken de birkaç firmadan başkasını kalkındırmıyorlar, bütün Türkiye 20 firmaya çalışıyor.

Mustafa Sarıgül, TikTok videoları ile de meşhur bir siyasetçi. Sarıgül, ayçiçek yağı şişesini tokatlarken...

Her bir TikTok videosu için ayrı ayrı çalışıyoruz


■ Sayın Sarıgül, TikTok videolarınız 500 bin veya 1.5 milyon gibi çok sayıda takipçi tarafından büyük ilgiyle izleniyor, hayat pahalılığına kızıp yağ şişesine, süt şişesine veya buzdolabına vuruyorsunuz, arabada şarkı söylüyorsunuz, bu bir propaganda taktiği midir?

Toplum artık farklı noktalarda, eğlenceli filmlerin içinde ciddi konuların mesajlarının verilmesi bana özgü bir halka ulaşma yöntemi oldu. Halk zaten ekonomik sıkıntılarla bunalmış, her gün ciddi siyasi olaylarla, üzüntülerle karşılaşmaktan bıkmış, kişisel ve ailevi sorunlarının yanında bir de bunların yükünü taşıyor ve algılaması giderek alışkanlık haline dönüşüp zayıflıyor. İnanın ki biz her kısa TikTok videosunda ciddi bir sorunu dile getirmeye çalışıyoruz ve bunları yurttaşlarımızla yoğun bir şekilde paylaşıyoruz. Bir TikTok çalışması için önce bir içerik ve o içeriğin nasıl olması gerektiği hazırlanıyor, içerik üreticisi arkadaşlarımız bunlar üzerinde çalışıyor.

■ Ben doğaçlama, o anda aklınıza geldiği gibi davrandığınızı düşünmüştüm.

Hiç öyle bir şey yok, onların hepsinin ayrı bir çalışması var. Ben toplumun içindeyim, Gençlik Kolu Başkanlığı’ndan geliyorum, uzun yıllar belediye başkanlığı yaptım, siyasetin her kademesinde bulundum, dolayısıyla yurttaşlarımızın beklentilerini, ne istediğini, onlara nasıl ulaşmamız gerektiğini en iyi bilenlerden biriyim, millete tepeden bakan bir siyasetçi değilim.

İmamoğlu’nun çalışmalarını çok değerli buluyorum

■ Şişli’de 15 yıl, 3 dönem belediye başkanlığı yaptınız, daha sonra “Keşke hep belediye başkanı kalsaydım” dediğiniz oldu mu?

Şişli’de uzun yıllar hizmet yaptım, yerel yönetimlerde “Şişli markasını” yarattım. Londra’da Oxford Street varsa, New York’ta 5. Cadde varsa İstanbul’da da Abdi İpekçi ve Nişantaşı vardı, her yılbaşında yabancı TV kanalları gelip bizden yayın yaparlardı. Ama belediye başkanları ve siyasetçiler nerede bırakacaklarını çok iyi bilmeliler, bazen kan değişikliğine ihtiyaç vardır, belli bir süreden sonra rutine dönersiniz ve yorulursunuz. Bana göre 15 yıllık belediye başkanlığı yeterlidir.

■ İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu nasıl buluyorsunuz?

Şu andaki belediye başkanları aslında çok şanssız, araya pandemi girdi, çalışmalarını yeteri kadar yapamadılar, siyasi engellemelerle de karşılaşıyorlar. Ekrem Bey’in çalışmalarını çok değerli buluyorum.

■ Önünde Kanal İstanbul gibi çok önemli bir sorun var. İBB’nin ve halkın engelleme çabalarına rağmen imar izni çıkıyor, tapular veriliyor. Sizce bunu durdurmak mümkün mü?

Kanal İstanbul’a karşı olan bizler değiliz, bilim. Yararlı bir proje olsa biz de destekleriz. Kanal İstanbul, İstanbul’un jeolojik dengesini bozar, nüfus yoğunluğunu arttırır, trafiği başka bir noktaya taşır, aynı zamanda doğayı çevreyi bozar. ‘Ne olursa olsun, bu işi yapacağız’ ısrarı çok yanlıştır.