İYİ Parti’de diğer sağ partilerdeki gibi katı bir kontrol düzeninin olmadığını, Akşener’in aday olmasıyla ilgili parti içinden çıkan görüşlerin ‘kişisel’ olduğunu dile getiren Andican, “Sayın Meral Akşener, ‘aday olmak istediği’ yönünde 6’lı masaya hiçbir talep getirmeyecek” dedi.


Bugüne kadar cumhurbaşkanı adayı belirlemede partilerin bu kadar tartıştığını, bu kadar çok polemik konusu olduğunu hatırlamıyorum. Anketlerde “6’lı masanın adayı kim olursa olsun o kazanacak” sonucu çıkıyor olsa da,  liderler “aday konusu sorun olmayacak” deseler de özellikle Millet İttifakı içinde adeta bir adaylık yarışması veya gizli çekişmesi var gibi, bunun sebebi de Millet İttifakı’nı oluşturan iki partinin içindeki siyasetçilerden veya kulislerinden sık sık yükselen farklı sesler. Bunun yanında, seçime kadar ülke ne gibi kayıplara uğrayacak? Seçim zamanında yapılırsa ve Erdoğan ısrarla aday olursa ne olur? 6 yaşında kız çocuğun evlendirildiğini duymakla yaşadığımız şok ve başka konular... Son gelişmeleri İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahat Andican’la konuştum.

Prof. Dr. Ahat Andican, genel cerrahi uzmanıdır. 20, 21 ve 27. dönem milletvekili olan Andican 55. hükümette Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü olarak görev almış, 2000-2002 yıllarında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde Türkiye’yi temsil etmiştir. 2011’den itibaren Genelkurmay Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde, 2015’ten sonra Milli Savunma Üniversitesi’nde ders vermiştir.


■ Sayın Andican, siz İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Akşener’e yakın isimlerden birisiniz.  İYİParti’de farklı kişiler tarafından Kılıçdaroğlu’nun adaylık ihtimali konusunda da çok konuşulan çıkışlar olmuştu, perşembe günü ise İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz’ın “Akşener’in başbakan adayıyım kararını gözden geçirmesini çok isterim, cumhurbaşkanlığına aday olursa kazanır” sözlerini duyduk. Parti genel sekreterinin söyledikleri parti görüşü gibi algılanmaz mı, Meral Akşener’den habersiz konuşuyor olamaz diye düşünülmez mi?

Sayın Meral Akşener ilk günden itibaren, kendisinin cumhurbaşkanı adayı olmayacağını, eğer parti birinci parti olursa başbakan adayı olduğunu söyledi. İYİ Parti, en fazla oy alan parti konumuna gelirse aday olacak ama yapılan tüm konuşmalarda, bu cümle atlanıyor.

■ Yani CHP birinci parti olursa ve örneğin Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olursa Meral Hanım başbakan adayı olmayacak mı? Biz ve sanıyorum çoğunluk “Kim cumhurbaşkanı adayı olursa olsun, ben başbakanlığa adayım” şeklinde anladık.

Bunlar seçim sonuçlarına göre değerlendirilecek şeyler. Genel Başkan bu ifadeyi şunun için kullandı; 1- 6’lı masanın tek aday çıkarması gerektiğini, kendisinin aday olarak bu konuda bir kaosa, tartışmaya yol açmak istemediğini söylemek üzere yaptı.2- Parlamenter sisteme geçileceğine olan inancını belirtmek bağlamında yaptı, olay bu. Sayın Genel Başkan’ın ifadelerini doğru yere oturtmazsak, her konuşmacının tanımlamasından farklı sonuçlar çıkarmaya çalışırız. Uğur Bey’in veya Yavuz Ağıralioğlu’nun konuşmalarından farklı bir şeyler çıkarmaya çalışmanın bence bir faydası yok, çünkü bu konuda Genel Başkan’ın tutumu belli. İyi Parti’nin kurullarında şimdiye kadar hiçbir zaman “kim aday olsun ve hangi adayı destekleyelim” bu tartışma yapılmadı.

AKŞENER'LE İLGİSİ YOK

■ Peki, Sayın Akşener parti içi toplantılarda da bu kadar net şekilde söylediğine göre neden partinin yönetim kademesindeki isimleri arka arkaya çıkıp “Kılıçdaroğlu’nun aday olmamasından” veya Akşener’in aday olması gerektiğinden söz ediyor. Genel Başkanları bunu söylemediğine göre neden yapıyorlar?

Hep bunun altını çizdim; bunların Sayın Genel Başkan’la bir ilgisi yok, bu arkadaşlar kendi şahsi fikirlerini söylüyorlar.  İYİ Parti olarak bizim uygulamamızda, özellikle diğer sağ partilerde olduğu gibi katı bir kontrol düzeni yok. Parti Sözcüsü arkadaşımızın ifadeleri partiyi bağlayacak durumdadır.

■ Yani bir genel başkan yardımcısının veya genel sekreterin, yönetim kadrosundaki birinin söylediklerini –ki sık sık oldu- partinin görüşü olarak değerlendirmeyelim mi, bu da tuhaf bir durum değil mi sizce?

Adaylık, cumhurbaşkanı adaylığı, 6’lı masa gibi konularda hangi arkadaşımız açıklama yaparsa yapsın şahsi fikridir.

■ Yani bu parti içinden sık yapılan çıkışlar için “Seçim yaklaşırken Meral Akşener adaylık konusunda fikir değiştirebilir” görüşüne varılması yanlıştır.

Yanlış, kesinlikle yanlıştır.

■ Daha önce “Ancak Kemal Kılıçdaroğlu ben aday olmayacağım derse” dediniz.

Şimdi 6’lı masaya aday olarak kimin getirileceğini ve oradan nasıl bir sonuç çıkacağını bilmiyoruz, Sayın Genel Başkan da, Sayın Kılıçdaroğlu da söyledi, bugüne kadar 6’lı masaya bir aday ismi gelmemiş. Ama şunu tekrarlamakta yarar var; Sayın Meral Akşener hiç bir şekilde kendisinin aday olmak istediği yönünde hiçbir talep getirmeyecek, bunu biliyoruz, diğerlerini bilemem.

Altılı masa Anayasa’nın arkasında durmalı erken seçime onay vermemeli


■ İktidar koalisyonu “Erken seçim olmayacak, daha yapacak çok işimiz var” diyor ama bu yapılacak işler içerisinde örneğin Bodrum’daki benzersiz koylardan Cennet Koyu’nun da yandaş müteahhitler tarafından “1’inci derece arkeolojik sit alanı” olmaktan çıkarılıp otel, rezidans yapılması, Bitez koyu aynı şekilde, Esenboğa ihalesi gibi iktidar tarafından alelacele yapılan işler var. Erken seçim olması bu bakımdan çok önemli. Muhalefet, nisan-mayıs ayına bırakılacak bir erken seçime razı mı olacak?

Muhalefet destek olmadığı takdirde Cumhurbaşkanı normal zamanda yapılacak seçimde ancak YSK’nın kararıyla aday olabilecektir ve YSK’nın bu kararı da Anayasa ve yasaya aykırı bir karar olacaktır. YSK Anayasa’yı devre dışı bırakarak bu kararı verirse bu Cumhurbaşkanı açısından ciddi bir meşruiyet tartışmasının ortaya çıkmasına yol açar. Muhalefet neden nisan mayısta yapılacak bir seçime destek olmamalı, benim görüşüme göre tarihinden bir-iki ay önce yapılacak bir seçimin anlamı yok. Şahsi fikrimi söylüyorum; 6’lı masa bu olaya destek verir ve nisan mayıs ayında bir erken seçime onay verirse bu gerçekten Anayasa’yı arkadan dolaşmaktır, biz bu Cumhurbaşkanı’nı neyle suçluyoruz, Anayasa’yı ve yasaları dikkate almamakla, uymadığı için, aynı şeyi kendimiz yapabilir miyiz? 6’lı masa ve muhalefet Anayasa’nın sahibi olmalı, Anayasa’yı desteklemeli, arkasında durmalı. Bir taraftan “Anayasa uymuyorlar” diye iktidarı eleştirir ve kızarken bundan sonraki bir erken seçime onay verirsek bu Anayasa’yı dikkate almamak anlamına gelir. Devlet Bahçeli “seçim zamanında olacak” diyor, bu durumda aday olabilmesi ancak YSK’nın onayıyla mümkün.

■ Diyelim ki “Seçim haziranda olacak ve Erdoğan da aday olacak” dediler, 6’lı masa buna nasıl engel olabilir?

O artık tamamen 6’lı masanın dışında YSK ile alakalı bir gündem haline dönüşür.


İktidar tarikatlara dokunmuyor denetim dışı organizasyonlar!


6 yaşındaki kız çocuğun evlendirilmesi konusu nihayet Meclis’te muhalefet milletvekillerinin çabasıyla gündeme getirildi ama iktidar kanadı söz konusu vakfın tartışılmasını istemediği için konu kızın ailesi etrafında dönüyor, cemaatlerin adı ağza alınmıyor, mahkeme de duruşmayı mayıs ayına atmış.

Bu konunun iki boyutu var, biri cemaat boyutu, ikincisi çocuğun evlendirilmesine rıza gösteren aile. İktidar tarikat ve cemaat konusunu gündeme getirmek istemiyor, biliyorsunuz 1925’te çıkan “Tekke ve zaviyelerin kapatılması” ile ilgili bir yasa var. Aslında şeyhlik, müritlik, seyitlik gibi ünvanlar  ortadan kaldırılmıştır, bugün tarikat ve cemaat diye yasal bir topluluk oluşturma zemini yoktur, bunlar aslında yasa dışı örgütlenmelerdir. Bu iktidarla birlikte çocuk yaşta evlilikleri destekleyici bir siyasi yaklaşım da başladı. 3 Ekim 2019’da İYİ Parti olarak “Çocuk evliliklerinin araştırılması” diye bir önerge vermişiz, reddedilmiş. Bir yıl sonra “Çocuk istismarlarının araştırılması” diye önerge vermişiz, o da reddedilmiş. Hatırlayın, Nurettin Yıldız isimli Sosyal Doku Vakfı Başkanı, rahatlıkla “6 yaşında çocuk evlenebilir” demişti, kimse onu soruşturmadı. Diyanet, evililik için ‘bluğ çağına eriştiğinde” diyor. Bluğ çağı kızlarda 9, erkeklerde 12 olarak belirleniyor. Bu tarikat ve cemaatler tamamen denetim dışı, hiçbir zaman kontrol edilemeyen organizasyonlar olduğu için işte bu 6 yaşında kız çocuğunun başına gelen “cinayet” denebilecek olay gerçekleştirilmiş oldu. Kim bilir daha bilmediğimiz ne olaylar var. Kesinlikle tüm kursların, yurtların, çocuk ve gençlerle ilgili gelişmelerin kontrol edilmesi lazım.

Belediye başkanları altılı masanın onayı olmadıkça aday olamaz


■ CHP Ankara ve İstanbul belediye başkanları için “Aday olurlarsa biz destekleriz” dendiğinde –daha önce Kılıçdaroğlu’nun “onlar görevlerinde kalacaklar” dediği iki başkan tekrar gündeme geliyorlar, sonunda hiç konuşmayan Mansur Yavaş da “6’lı masa ne derse uyarım” dedi, İyi Parti’den gelen açıklamaların bu gelişmelerde rolü olmuyor mu?

Bir şeyi tekrar hatırlatayım, Sayın Genel Başkan yine kamuya açık bir konuşmasında “Biz kendisi aday olmayan kimseyi aday göstermeyiz” dedi,  bu ne demek; Biz 6’lı masaya bir aday ismi getirmeyiz demek, yani “Kendisi aday olmaması halinde” İYİ Parti bir aday önermeyecek, ikincisi “6’lı masa bu konuya karar verecek” diye ifade ettiğine göre 6’lı masada sadece Meral Akşener Hanımefendi yok ki, Sayın Kılıçdaroğlu da var, diğer liderler de var.  Onların onaylamadığı bir aday seçilmeyecek demektir. Hatırlayın Sayın Ali Babacan “Biz bir aday potası oluşturuyoruz, arkadaşlara söyledim bir aday listesi oluştursunlar diye” dedi. Yani bu olayı sadece İYİ Parti’ye bağlamamak lazım.

■ Açıklamalar daha çok oradan geldiği için bağlanıyor sanırım.

Belediye başkanlarının kendilerini aday olarak ortaya attıkları gibi bir gerçeklik yok. “Biz aday olmak istiyoruz” deseler de 6’lı masanın onayı olmadıkça yeterli değil. Yani 6’lı masada uzlaşmanın olmadığı –dışardan veya içerden- bir adayın aday olma şansı yok.

Bu ortamda aday ilan etmek yanlış!


■ Kamuoyu araştırmacıları birkaç kez “6’lı masa artık adayı açıklamalı, bu süreç zarar veriyor” dediler, siz  buna hak vermiyor musunuz?

6’lı masa adayını ilan ettiği andan itibaren kamuoyu önündeki etkinliği ortadan kalkacaktı. Ondan sonra Türkiye’de gündem iki aday arasındaki tartışmalar haline gelecekti ve 6’lı masadaki çalışmalarla ilgilenilmeyecekti. Çünkü Türkiye’de siyaset büyük ölçüde liderler ve rakipler üzerinden yapılır. Bakın yeni bir Anayasa taslağı ortaya çıktı, seçim güvenliği konusu geliştiriliyor, 2 haftalık sürede sanıyorum komisyon çalışmaları bitiecek ve yol haritası ortaya çıkacak. Bunların tartışıldığı bir ortamda adayı ilan ederseniz yanlış olur.

■ İyi Parti Genel Sekreteri Sayın Uğur Poyraz’ın yaptığı açıklamanın CHP üzerinde nasıl bir etki yapacağını düşünüyorsunuz, önemli değil kendi görüşü deyip geçerler mi?

Uğur Poyraz’ın sözleri kendi gönlünden geçen bir şey, nasıl ki CHP’deki arkadaşlar kendi liderlerinin aday olması konusunda ciddi bir talep içerisindeyseler, bizim arkadaşlarımızın da öyle olması söz konusu.

■ Tartışmalar 6’lı masayı yıpratmak isteyenlere fırsat vermiyor mu?

Siyasette her aksiyon yüzde yüz destek görecek diye bir şey yok, siyaset gir tonlarda yapılır. Yol haritası ortaya konulduktan sonra cumhurbaşkanı adayının neyi savunacağı da ortaya konulduktan sonra olay bitmiştir.