31 Ocak 1997’de Ankara’nın Sincan İlçesi’nde, İran Büyükelçisinin de katıldığı “Kudüs Gecesi” düzenlenmişti. Oradaki sahneler “İrticai gösteri” olarak nitelenmişti. 4 Şubat’ta Sincan’da tanklar yürütüldü. Bu durum, “Hükümete dönük” bir gösteri, “Balans ayarı” olarak yazıldı, konuşuldu.

102 asker ve dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz hakkında dava açıldı. Tankların yürütülmesi, sanıklara ceza verilmesinin en önemli gerekçesi olan “Cebir ve şiddete” dayandırıldı. Yaşları 74 ile 90 arasında değişen, rütbeleri de alınan 14 eski komutan, ömür boyu hapis cezası verildiği için 19 Ağustos 2021’de Sincan, Silivri ve Buca yüksek güvenlikli cezaevlerine konuldu. Onlar, hak ihlali olduğunu öne sürdü ve umutlarını Anayasa Mahkemesi’ne bağladı.

O KOMUTAN, SÖZCÜ’YE KONUŞTU

Tam 25 yıl önce tankları yürüten dönemin Ankara Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümeni Gösteri ve Tatbikat Tabur Komutanı Yarbay Namık Kemal Çalışkan, NATO görevi kapsamında iki yılda bir yapılan tatbikat için tanklarla Sincan’ın içinden geçti. İşte bu durum, sivil siyasete meydan okuma olarak yorumlandı.

28 Şubat soruşturması ve dava aşamasında tuğgeneral rütbesinde olan Namık Kemal Çalışkan, bağlı bulunduğu komutanlığa, soruşturmayı yürüten savcılığa dilekçeler verip, “Tankları yürüten komutan benim. İfade vermek istiyorum” dedi. Ama dinleyen olmadı, ifadeye çağrılmadı.

Komutanların cezaevine girmesi ve bazılarının yargılamasının yeniden başlaması üzerine yine dilekçe verdi. SÖZCÜ’ye, “Sincan’dan geçeceğimiz, Kudüs Gecesi’nden çok önce belliydi. Diğer geçiş yolunda köprü inşaatı olduğu için Sincan’dan geçtik. Ayrıca, her iki yılda bir tanklarla Akıncı Üssü’ne NATO tatbikatı kapsamında gidiliyordu. Bununla ilgili belgeler komutanlık arşivindedir. Yani, Kudüs Gecesi ile bizim geçişimizin hiçbir ilgisi yok” dedi.

BU DURUMDA NE YAPILABİLİR?

Hamdi Daver Aktan, Yargıtay 18. Ceza Dairesi Başkanı’ydı. 2018 yılının temmuz ayında emekliye ayrıldı. Ayrıldı ama mesleğinden hiç kopmadı. Emekli General Namık Kemal Çalışkan’ın gazetemize yaptığı açıklamayı okudu. Davanın genel durumu konusunda da bilgiye sahip olan Aktan, bundan sonra neler olması gerektiğini şöyle sıraladı:

-Emekli general Namık Kemal Çalışkan’ın açıklamaları 28 Şubat davası için yeni bir delildir.  Davaları sonuçlanmış olan ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılan, cezalar infaz edilmeye başlanan 14 hükümlü yönünden, yargılamanın yeniden yapılması gerekir.

- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kararları kesinleşen 14 hükümlü için yeni deliller kapsamında mahkemeye itiraz edip yeniden yargılanma isteyebilir. Tankları yürüten komutan Namık Kemal Çalışkan’ın dinlenmediği, üstelik de başvuruda bulunmasına rağmen dinlenmediği de gerekçe gösterilir.

- Anayasa Mahkemesi, dinlenmesini istemesine rağmen dinlenmeyen tankları yürüten komutanın dinlenmemesi nedeniyle hak ihlali kararı verebilir, cezaevindeki komutanlar için infazı durdurur ve yargılamanın yeniden yapılması kararı verebilir.

- Kuvvet komutanları ve Jandarma Genel Komutanı’nı yargılamaya yerel mahkemenin yetkisi yok. Kuvvet komutanlarıyla birlikte, diğer sanıkların da Anayasa Mahkemesi’nde Yüce Divan’da yargılanması gerekirken, buna da uyulmadı.

- Haklarında verilen mahkumiyet kararı Yargıtay tarafından bozulan ve yargılamasına yeniden başlanan 16 sanık için Namık Kemal Çalışkan’ın sözleri önemli bir delildir. Mahkeme buna göre kararını verebilir.

BELGELER İSTENİRSE

Tankların Sincan’dan geçeceği, Kudüs Gecesi’nden çok önce kararlaştırıldığına göre buna ilişkin planlar komutanlıktan da istenebilir. 1997 tatbikatından önce tankların yine aynı ayda NATO tatbikatı kapsamında Akıncı’ya gidip gitmediğine ilişkin belgelere de ulaşmak her zaman mümkün.

Bunları yazıyorum ama biliyorum ki böyle bir durumda mahkeme gerekli belgeleri kuşkusuz ilgili makamlardan soracak, isteyecektir. Emekli general Namık Kemal Çalışkan’ın bize yaptığı açıklamalar ve bunun ardından neler olabileceğini Onursal Yargıtay Ceza Dairesi Başkanı’nın değerlendirmeleriyle aktardım.

Sincan’da tankların mutat geçişinden 4,5 ay, 28 Şubat’ta toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) irticai faaliyetlere karşı alınabilecek önlemleri belirlediği 406 sayılı kararının üzerinden 3,5 ay sonra hükümet istifa etmişti. Avukat Şule Nazlıoğlu Erol, “Cebir-şiddet nerede?” diye soruyor ve şunları ekliyor: “İşlenemez suç nedeniyle cezaevindeki emekli komutanlar yaş durumu dikkate alınarak tahliye edilmeli, Anayasa Mahkemesi, hak ihlali nedeniyle yeniden yargılama kararı vermelidir.”

Son durum, Şule Nazlıoğlu Erol, yeni kanıtlar kapsamında yargılamanın yenilenmesi için bu ay mahkemeye dilekçesini sunacak. Sonucu bekleyelim, görelim...

Saygı Öztürk’e konuşan Aktan “14 hükümlü için yeniden yargılama gerekir” dedi.