Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yönetim kurulu, geçtiğimiz hafta Ankara’da siyasi parti ziyaretlerinde dile getirdikleri görüşlerini, dün yapılan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında kamuoyu ile paylaştı.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan’ın dış politika yorumları, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan  Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şimşeklerini üzerine çekti.

★★★

Erdoğan 2010 Anayasa değişikliği referandumunda “Bitaraf olan bertaraf olur” diye seslendiği TÜSİAD’ı bu kez CHP sözcülüğü yapmakla itham etti...

★★★

Bir Erdoğan klasiği haline gelen “Ey...” diye başlayan cümlelerin hedefinde bu kez Turan vardı...

Turan YİK’teki konuşmasında dış politikaya şu sözlerle dikkat çekmişti:

Terörden çok çekmiş, acılar yaşamış bir toplumun hassasiyetlerine dost ve müttefik ülkelerin daha fazla dikkat etmesini istemek elbette Türkiye’nin hakkıdır. Ancak en haklı olduğumuz konularda bile çıkarlarımızı korurken tercih edeceğimiz yöntem amaca varmamızı kolaylaştıracak şekilde formüle edilmelidir. Bu bağlamda İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri konusunda Türkiye’nin dile getirdiği sıkıntıların ve taleplerin müzakere yoluyla, karşılıklı anlayışı geliştirerek ve ittifak ruhuna uygun şekilde çözülebileceğini ümit ediyoruz.

★★★

Erdoğan, geçtiğimiz mart ayında yapılan TÜSİAD genel kurulunda görev süresi dolan Simone Kaslowski’nin yerine başkan olarak seçilen Turan’ı “çırak” olarak niteliyor.

★★★

Erdoğan’ın “Ey TÜSİAD’ın başına gelen beyefendi. Dış politikada sen bize ders veremezsin. Sen daha çıraksın. Kalfa dahi olamadın. Dün 1 bugün 2. Ne oldu ki bu iktidara ders vermeye kalkıyorsun?” sorusu “liyakat” tartışması açabilir...

Erdoğan’ın “Kalfa dahi olamadın” çıkışı; yapılan işten bihaber AKP’li eski bakanlara, milletvekillerine ikram edilen yönetim kurulu üyeliklerini hatırlamamıza yol açıyor.

Üstelik son 30 yıldır çeşitli sivil toplum kuruluşlarının yönetim kurullarında yer alan Turan TÜSİAD’da yeni bir isim de değil...

★★★

İş dünyasında yer alan 30 federasyon ve 286 dernek üzerinden 50 bini aşkın şirketi bünyesinde bulunduran çatı kuruluşu TÜRKONFED 2004 yılında kuruldu.

Turan TÜSİAD liderliğinde kurulan TÜRKONFED’in, 2018-2022 yılları arasında yönetim kurulu başkanlığını yaptı.

Birden çok sivil toplum kuruluşunda “seçimle iş başına gelme” deneyimine sahip...

★★★

TÜSİAD’ın tezlerini CHP’ye kilitleyen Erdoğan’ın “Bunlar akıllarını başlarına almadıkları sürece iktidarın kapısından içeri giremezler. Bunu da bilmeleri lazım” sözlerini yaşanan “kutuplaşmanın” bir yansıması olarak okumak yanlış olmaz.

★★★

Enflasyonla mücadele programı olarak devreye alınan finansal enstrümanlardan Kur Korumalı Mevduat (KKM) ve Gelire  Endeksli Senet (GES); muhalefet partileri ve ekonomistler tarafından “yoksuldan alınıp zengine dağıtmak” olarak yorumlanıyor.

Hal böyleyse durumdan en çok TÜSİAD üyelerinin memnun olması beklenir ama bakıyoruz ki onlar da “öngörülebilirlik, gelir dağılımı adaleti, hukuk güvenliği, toplumsal barış, itibar, yüksek borçlanma faizi” eleştirileri getiriyorlar...

★★★

Peki, AKP’nin ekonomi politikasını hangi kesim destekliyor?

Sürekli vergi affı tanınan, kredi musluğundan kovasını dolduran, dövizle devletten garantili ödeme alan, imar artışları ile zenginleşen, ülkenin taşını-toprağını, havasını-suyunu  mülkiyeti olarak gören ihale baronları olabilir mi?

★★★

Turan, “Rekabetçi kur, yüksek ihracat ve cari fazla mantığıyla kurgulanan ama günümüz kalkınma anlayışı ve pratiğiyle yeterince örtüşmeyen politikalar kalkınma açısından istenilen sonuçları vermiyor. Büyüme kalkınma için tek başına yeterli olmuyor, hatta maalesef fakirleşerek büyüyorsunuz” diyor.

Turan ucuz TL ve ucuz iş gücü ile ihracatta rekabet avantajı yakalama devrinin yerini, yüksek nitelikli işgücüyle ve teknolojiyle yüksek katma değer yaratmaya bıraktığını da ekliyor.

★★★

Aynı toplantıda YİK Başkanı Tuncay Özilhan’ın da ifade ettiği görüşler, Turan’ın bakış açısını tamamlıyor:

Özellikle sabit gelirliler enflasyon baskısını en derinden hissediyor. Kentli, eğitimli orta sınıfların gelirleri de erozyona uğruyor. Unutmayalım ki, orta sınıfı güçlü olmayan bir ülkede demokrasi zayıflar. Eşitsiz gelir dağılımı demokratik sisteme yönelik inancı zedeler.

Temmuz ayında yapılması beklenen ek asgari ücret artışı görüşmelerinde, TÜSİAD üyelerini temsil eden işveren sendikalarına Özilhan’ın ve Turan’ın bu sözleri hatırlatılmalı.