Beyoğlu saldırısını kim yaptı?

Kodlarını çözmek için perde arkasındaki asıl düşmanı keşfetmek şart.

Bazı ipuçları yazayım:

Öcalan şunu demiştir:

-“Devrim için öncünün sağlamlılığı şarttır, fakat bu yetmez. Derin toplumsal bunalımın olması ikinci şarttır, fakat bu da yetmez. Üçüncü ve en önemli şart olarak kitleler destekler konuma geldiğinde devrimin zaferi garanti altına alınmış demektir.”

Evet, bir terör örgütü için halkın desteği çok önemlidir. Ki eylemlerin öncelikli hedefi budur.

Peki... Beyoğlu’na sivillere yönelik bombayla halk desteği sağlanabilir mi?

Bunun yanıtı için Soğuk Savaş’ın bittiği 1990’lara dönmek lazım.

Sovyetler Birliği yıkılıp ABD “imparator” olunca sosyalist PKK, adını-bayrağını ve “dilini” değiştirdi! Demokrasi, insan hakları, iklim-çevre, yerel yönetimlerin güçlenmesi/ özerklik gibi kavramlar dilinden düşmez oldu.

Tesadüf değildi; o dönem Birleşmiş Milletler, Orta Amerika’dan başlayıp Afrika’dan Asya’ya uzanan şiddete dayalı örgütleri legal siyaset içine sokma çalışmasına başladı.

PKK, Batı’ya barışçıl görünme manevrası yaptı.

Mesela, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu vd. kuruluşlara “gözlemci” olma talebini iletti.

Mesela, Avrupa’nın göbeğinde “Sürgünde Kürt Parlamentosu” kurdu. Ki aynı dönemde Türkiye’de terör yerine sıklıkla “Serhildan” olarak adlandırdığı “sivil itaatsizlik” eylemlerine başvurdu.

Tek taraflı ateşkes dönemini başlattı. “Savaş misyonunu tamamladığını” açıkladı. Yani, örgütsel yapıda ve strateji-taktik alanında değişimler yaptı.

Ve fakat:

ABD’nin Irak işgali öncesi Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına yönelik hükümete yetki verilmesini isteyen 1 Mart Tezkeresi reddedildi, PKK tekrar teröre başladı. (Üstelik AKP iktidarı başta Kürtçe olmak üzere iyileştirici adımlar atmaya başlamışken!)

PKK öncelikle Türkiye’nin Batı şehirlerinde sivilleri hedef alan kanlı eylemlere yöneldi. 2004’ten günümüze beş yüzü aşkın sivili katletti. (Şu tesadüf değildi; bomba eylemlerinde sıklıkla kullandığı “Özgür Kadın Birimleri”/YJA STAR 2004 yılında kuruldu!)

Keza: 2013-2015 “açılım” sürecinden sonra PKK, son yedi yıldır (kendi açısından riski az) bombalama eylemleriyle sivilleri hedef almayı sürdürüyor.

Bakınız:

“Öğrenen örgüt” diye kavram var: Bir örgütün yaşadığı olaylardan sonuç çıkarması ve böylece kendini yenileyen dinamik örgüt olmasını ifade ediyor...

Bırakın yıllardır yaptığı terör eylemlerinden sonuç almayı, PKK sivilleri katleden bombalar ile neyi amaçlıyor? Öcalan’ın sözlerinin çok ötesine geçildi artık; geniş halk yığınları örgütün umurunda bile değil. Neden? Yanıtı şudur:

ABD’nin, dünyanın dört yanındaki terör örgütlerine destek vermesinin amacı mevcut iktidarlar ile yaşadığı sorunlardır!

Örneğin Küba mı? Göçmen Orlando Bosch ve Luis Posada Carriles gibi (bombayla uçak düşüren) teröristlere eğitim, silah ve fon sağladı. Benzerini Kolombiya’da Los Pepes ile yaptı. Nikaragua solcu hükümetine karşı terör taktiklerini kullanan Kontra haydutlarına silah, eğitim, kapsamlı mali ve lojistik destek sağladı. Neler... Neler...

ABD’nin, Kamboçya’daki (PKK benzeri) Kızıl Kmerlere bile destek verdiği ortaya çıktı. Endonezya’dan Guatemala’ya hangisini yazayım...

ABD, Savunma Bakanlığı’nın 2023 bütçesine PKK’ya verilmek üzere 183 milyon dolar koyduğunu biliyor musunuz?

Saldırının hedefi bellidir:

New York Times şu tweeti attı:

-“Her yıl dünyanın dört yanından Türkiye’yi ziyaret eden on milyonlarca turistin çoğu Pazar günkü bombalamanın gerçekleştiği bölgede vakit geçiriyor.”

“Türkiye’ye gitmeyin” diyor!

Ekonomi-politik “bize boyun eğin” diyorlar...