TARİH göstermiştir ki; iktidarların sonunu getiren kibir, kin ve korkaklıktır.

“Bir kişi” istedi.

“Mahkeme” yerine getirdi.

Ve, Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak getirmek için ilk adım atıldı.

Bu karar niçin alındı:

Ekrem İmamoğlu, Cum­hurbaşkanı adayı olmasın!

Yalın gerçek bu... Peki, bu cümleleri sürekli tekrar etmeye gerek var mı?

Bakınız:

Siyasi hayatı pek geliş­memiş otoriter ülkeler­de iktidarlar, rakiplerini alaşağı etmek için her yola başvurur.

Mesela, Pakistan’da vuruyorlar!

Mesela, Mısır’da darbe yapıp, hapse atıyor, has­tanede öldürüyorlar!

Türkiye tarihinde de idamları, hapisleri, siyasi yasakları yaşadık.

Burası Ortadoğu... Bu coğrafyada pusu kül­türü var. Akıl tutulması var, ardı ardına yapılan bitmez bilmez yanlış siyasi stratejiler- taktikler var. Hataların sebebi kor­ku, sağduyudan kuvvetli­dir bu topraklarda...

O halde:

Korkunç olanı sürekli tekrar etmeye/ korkunç göstermeye gerek var mı? Değiştirmek için ne yapılmalıdır? Asıl mesele budur...

★★★

Kritik cümle şu:

O “bir kişi”, Ekrem İma­moğlu’nun karşısına cum­hurbaşkanı adayı ola­rak çıkmasını istemiyor. Yani, tek kişilik iktida­rın tavrı çok net...

Olayın ikinci aşaması şu:

Bu anti demokratik olağanüstü duruma mu­halefetin/ Altılı Masa’nın tepkisi ne olacak? “Bir kişinin” başarı gördüğü­nün aslında nasıl hata­lı olduğunu hayat pratiği ile gösterebilecek mi?

Bunun için sadece tepkisini nutuk atarak mı gösterecek? Nutuk atarak iktidarın değişmediğini kaç kez daha yaşayıp görecek?

Yoksa... İktidarın, raki­bini yıldırmak için aslı olmayan şeyleri gerçek­miş gibi gösteren blö­fünü görerek, sözden eyleme mi geçecek?

Bu adım nasıl atılacak­tır? Masa’nın üzerindeki konu budur. Salt söylev mi verilecek, yoksa etki­leyici harekete/ eyleme mi geçecek?

Bilgelik, zor olan uygulamayı gerçekleştirip, başarı kazanmaktır.

Altılı Masa “bir kişinin” akılsızlığına karşı, tüm koşulları hesaba katarak nasıl zafere/sonuca vara­cak? “Bir kişinin” kaybe­deceğinden korktuğu “o adayı” onun karşısına çıkaracak cesareti göste­rebilecek mi?

★★★

“Mahkeme” kararı oldukça net:

“Bir kişilik” iktidar, Ek­rem İmamoğlu’nun aday olmasını istemedi. Bu nedenle “yargı darbe­si” yaptı.

Hayatın/ siyasetin ola­ğan akışına göre, Altı Masa, “bir kişinin” kork­tuğunu aday yapması ge­rekiyor. Yapar mı? Bunu yaşayıp göreceğiz.

Çünkü, evet burası Ortadoğu...

İhtiraslı kimileri do­lambaçlı gerekçeler öne sürecek, oyalamak için türlü bahaneler göstere­cek yani bin dereden su getirecek. Örneğin:

-“Ya aday gösterdiğimiz­de cezası onaylanırsa?”

Korkak yaşayanlar, cesur yaşayanların sade­ce figüranı olur! “Eylem” dediğim tam da budur: Bırakınız tek kişilik seçim olsun. Ülke böyle ucube seçim sonrasında yönetilebilir mi? Ki me­sele, salt seçimi kazanıp kaybetme de değil, de­mokrasi kültürünü kök­leştirmek olmalı. Eylemin hedefi/ asıl amacı budur. Yoksa düşman ceza hukukunu uygulayacak “mahkemeler” benzer kararlar vermeye devam edecektir; o “bir kişi” kazanana kadar!

★★★

“Bir kişilik” iktidarın oyunu belli.

Evet, bundan sonra asıl kararı verecek olan Al­tılı Masa. Peki... İktidar odaklı muhalefeti bırakıp asıl oyun kurucu olma­ya başlayacak mı?

-Ya “korkulan aday” dışında, başka birini gösterip bu köhnemiş siyasal düzenin devamı­nı sağlayacak...

-Ya da eyleme geçip “korkulan adayı” göstere­rek, bu “engizisyon kara­rına” karşı dik duracak.

Bu “yargı darbesi” gösterdi ki; seçmen 2023’te kişiyi değil, si­yasi rejimi seçecek.

Korkunun kaynağı gelecekte yatar...

“Bir kişi” korktu.

Altılı Masa da korkacak mı?

Tarih göstermiştir ki; korkaklar başaramaz!