70’li yılların ilk yarısında, bir Aralık ayının son günleri…

TRT’ nin siyah beyaz televizyon yayını henüz Türkiye geneline yayılmış değil.

Belirli bölgelerde yapılabiliyor. Erzurum da bunlardan biri…

★★★

Kameraman ve sesçiden oluşan çekim ekibiyle Erzurum’a kadar uçakla gidip, Kars- Ardahan üzerinden Posof ve Damal’a geçiyor, güzergah boyunca kahraman Karayolları ekiplerinin kar açma çalışmalarını görüntülüyoruz.

Kahraman diyorum; çünkü bir taraftan dondurucu soğuk, diğer yandan çığ altında kalma, ya da bir uçurumdan yuvarlanma tehlikesine karşın ekipler, gece gündüz demeden, göz gözü görmeyen tipi altında yolları açık tutmaya uğraşıyor.

★★★

Neyse çekimlerimizi tamamlayıp 30 Aralık günü İstanbul’a uçmak üzere, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Bizden önce Erzurum”da havaalanı mı vardı?” dediği alana dönüyoruz.

Ama o da ne?

Öğreniyoruz ki Erzurum’daki  kötü hava koşulları nedeniyle uçak seferi iptal edilmiş.

Çaresiz, TRT Erzurum Bölge Müdürlüğü’nün misafirhanesine yerleşip, ertesi günkü uçağı bekliyoruz.

Sabah uyandığımızda havanın parçalı bulutlu olduğunu görünce, gözlerimiz ışıldıyor. Toparlanıp tekrar havaalanının yolunu tutuyoruz.

Yetkililer uçağın yolda olduğunu söylediklerinde, yılbaşını evlerimizde geçireceğimizi düşünerek sevincimiz katlanıyor.

Ama aksilik bu ya, uçak tam alçalmaya geçecekken yoğun bir bulut tabakası gelip adeta Erzurum’un ve havaalanının üzerine çöküyor.

Pilot da hiç riske girmeden iki tur atıp dönüyor!..

Böylece hayatlarımızın en ilginç yılbaşı gecelerinden birini yaşamak üzere tekrar kente, TRT Bölge Müdürlüğü’ne dönüyoruz.

★★★

2017’de kaybettiğimiz Mesut Mertcan, o  tarihlerde mesleğin başındaki genç bir spiker olarak Erzurum’da görevli.

“Ağabey madem kaldınız, birlikte bir yılbaşı programı yapalım” diyor. “Tamam” diyorum, ama yanıma hiç takım elbise almamışım. “Ekrana nasıl çıkacağım?..”

Mesut “Kolayı var” deyip beni çarşıya götürüyor. Bir giysi mağazasından parasını ödeyip, bir geceliğine  ceket, gömlek ve kravat alıyorum!..

★★★

O akşam Mesut kardeşimle yerel sanatçıların da katıldığı, telefonların kilitlendiği, unutulmaz bir programa imza atıyoruz.

İlerleyen saatlerde konuksever Erzurumlular, yılbaşı kutlaması için evlerinde pişirdikleri yemekleri getirip bize ikram etme yarışına girişiyorlar. Kısa süre içinde çok zengin bir açık büfeye sahip oluyoruz.

Hatta eğlence yerlerinden “Program bittikten sonra gelin biz sizi eğlendirelim” şeklinde davetler alıyoruz.

Uzatmayayım, ancak dördüncü günde uçak gelebiliyor ve Erzurum maceramız sona eriyor.

Duayen gazeteci Uğur Dündar, ünlü spiker Mesut Mercan’ı, Adana’da kaldığı huzurevinde ziyaret etmişti.


★★★

Bu yılbaşı anısını yıllar sonra neden paylaştığıma gelince…

Mesut Mertcan, TRT tarihinin gördüğü en etkileyici seslerden biriydi. 12 Eylül darbesini Türkiye’ye duyuran bildiriyi de o okumuştu.

Ölümünden kısa süre önce, televizyon programım için gittiğimiz Adana’da, bir huzurevinde kaldığını öğrenince Atilla Köprülüoğlu ve avukat Murat Ergün kardeşlerimle birlikte koşup yanına gitmiştik.

Sağlığı bozulmuş, çok zayıflayıp çökmüş ve tekerlekli sandalyede yaşamını sürdürmek zorunda kalmıştı.

Maddi yardıma ihtiyacı vardı.

Bunu sağlamak amacıyla kendisine bir gece düzenleyebilmek için Atilla ile çok uğraştık, ancak katlıma sözü verenler sonradan caydılar!.. TRT de sahip çıkmayınca, maalesef yokluk içinde yitip gitti.

Mesut’un mekanı cennet, sizlerin yeni yılınız kutlu olsun…