Halk arasında “beyin felci” denilen “serebral palsi” (SP) hastası olarak dünyaya geldi.

Ailesinin ortanca ve tek erkek çocuğuydu.

Çocukluğu dayanılması zor travmalarla geçti. Babası, arkadaşları ondan kaçmasınlar, gelip oynasınlar diye hep en güzel, en yeni oyuncakları alırdı. Buna rağmen arkadaşları kendisinden uzaklaşmaya başlayınca arkalarından “Korkmayın, kaçmayın benden size zarar gelmez, benim sizden farkım yok” diye bağırırdı.

Güçlükle konuşmasına, ayakları üzerinde durmakta zorlanmasına, zaman zaman arkadaşsız kalmasına karşın, yine de haline şükrederdi. Çünkü aynı hastalık nedeniyle hiç yürüyemeyen ve konuşamayan akranları da vardı.

İlk kez ayakları üzerinde dengesini sağladığında dokuz yaşındaydı.

Başını kaldırıp gökyüzünün derinliklerine hayranlıkla baktı,
baktı ve büyüdüğünde mutlaka uzayla ilgili bir şeyler yapabilmenin hayalini kurdu...

★★★

Matematiğe büyük ilgisi vardı. Çarpım tablosunu okul döneminden önce annesinden öğrendi. İlkokulu anne-babasının yardımıyla sorunsuz bitirdi. Ancak ortaokulda çok zorlandı. Çünkü bir yandan acımasız akran zorbalığına tahammül etmek zorunda kalıyor, diğer yandan konuşma güçlüğü nedeniyle Türkçe dersinden kırık notlar alıyordu.

Arkadaşlarından dayak yiyip eve ağlayarak geldiğinde annesi onu “Üzülme yavrum, sen onları matematiğinle yeneceksin!” diyerek teselli ederdi...

Turgay Karakaş


★★★

Sabretti, dayandı ve dağ gibi engelleri aşarak, liseye geçti.

Artık imkansız diye bir şeyin olmadığına, başarmanın biraz zaman alacağına inanmıştı. Nitekim çok geçmeden fizik ve matematik olimpiyatlarına katılarak, dereceler almaya başladı.

Önü alabildiğine açılmıştı. Dershane sınavlarında hep başarılı olduğundan, aynı anda üç ayrı dershaneye ücretsiz devam ediyordu...

★★★

1994’teki üniversite sınavında sadece sayısal sorulara cevap vererek Türkiye genelinde ilk 25’e girdi. Ortaokulda yaşadığı travmalar bilinçaltına öylesine yerleşmişti ki, o sınavda, Türkçe sorularına hiç dokunmamıştı!

Ayakları üzerinde ilk kez dengesini sağladığı gün, gökyüzünün derinliklerine bakarak kurduğu hayale kendisini ulaştıracağını düşündüğü Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’ne kaydını yaptırdı. Zaten başka bir tercihte de bulunmamıştı.

Uzay mühendisliğinin gerektirdiği formasyona bir an önce ulaşabilmek amacıyla aynı anda matematik, fizik ve kimya alanında yan dal yapan, mühendislik için gerekli fark derslerini de tamamlayan ilk öğrenci olarak tarihe geçti...

★★★

Eğitimini tamamlayınca TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü’nde (SAGE) görev yapmaya başladı. Türkiye’nin uzun menzilli ilk seyir füzesi olan SOM’un üretim projesinde çalıştı. SAGE bünyesinde yürütülen tüm
savunma sanayii projelerinde aktif rol aldı.

★★★

Bu arada evlenip mutlu bir yuva kurdu ve kısa süre önce bir kız çocuk babası oldu.

Serebral Palsili Çocuklar Derneği’nin (SERÇEV) Yönetim Kurulu Başkanlığını da yapan 44 yaşındaki Turgay Karakaş, mucizevi öyküsünü anlatırken, 9 yaşına, ayaklarının üzerinde dengede durabildiği o ilk güne dönüyor ve şunları söylüyor:

 “Hayatta başarısızlık diye bir şey yok. Başarmak sadece biraz zaman alabiliyor!..”