İngiltere’de lisan öğreniyor, tıp fakültesi sınavlarına girmeye hazırlanıyordu.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu ülkeyi ziyaretinden kısa bir süre sonra, İçişleri Bakanlığı’ndan çağrılınca, oturma izni alacağını düşünerek hemen görüşmeye gitti.

Görünürde iki yetkili kendisiyle mülakat yapıyor, İngiltere’ye niçin geldiği, ne kadar kalacağı gibi sorular soruyorlardı.

Çok geçmeden saatini, kemerini ve ayakkabılarının bağlarını çözmesini istediler.

“Neden?” diye sorunca, masadaki yetkililerden biri “Sizi tutukluyoruz da ondan. Türkiye’ye iade edilinceye kadar, yargı süreci boyunca cezaevinde kalacaksınız” dedi.

Cezaevi giysileri de getirilmişti!..

Yolda bir başka cezaevine uğrayıp, sürgün edilen siyahi bir mahkumu aldılar.

Adam psikopatça davranışlar sergiliyor, bağırıp çağırıyor, aracı kullananlara küfürler yağdırıyordu.

★★★

Saatler süren ve hiç bitmeyecekmiş gibi gelen yol boyunca Başbakan Tayyip Erdoğan ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde başlayan dostlukları...

Onun omuzuna Vakıf Gureba Hastanesi’nde yapılan cerrahi müdahaleden önce, anestezi tüpünü evine götürüp, ameliyat sabahı başucunda durarak her şeyi kontrolü altında tutması...

Sanki kardeşi ameliyat oluyormuşçasına ihtimam gösterişi.

Daha sonra sahte isimle New-York’a götürüp tedavi ettirişi...

Milletvekilliği sırasında hastane kurmak isteyen bir iş insanından (Kemal Unakıtan’ın Maliye Bakanı olduğu dönemde) 5 milyon dolar rüşvet istenmesi üzerine, durumu hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, hem de Başbakan Tayyip Erdoğan’a bildirmesiyle, kendisine bakışların değişmeye başlaması...

Giderek istenmeyen kişi haline gelişi...

Ergenekon ve Balyoz kumpasları dalgalar halini alınca da, lisan öğrenmek için İngiltere’ye gitmeye karar verişi...

Hepsi tek tek, çok net kareler halinde buğulu gözlerinin önünden geçiyordu.

Dr. Turhan Çömez Londra’da sergilenen fotoğrafı önünde...


★★★

Cezaevindeki sıkıntılı günlerin ardından “Haydi bakalım, hazırlan!.. Türkiye’ye iade günün geldi” dediler ve yine cezaevi aracına koyup havalimanına doğru yola çıkardılar.

Ancak yolda hiç beklenmedik, adeta mucizevi bir gelişme oldu.

Avukatının İngiltere Hükümeti aleyhine açtığı davayı kazandığı ve ülkede kalmasına izin verildiği bildirildi.

Sonuçta İngiltere köklü demokrasiye sahip bir hukuk devletiydi ve bağımsız yargı, bir tutuklunun başvurması üzerine, hükümet aleyhine de karar verebiliyordu.

Artık özgürdü...

★★★

İngilizcesini ilerletti, tıp fakültesi sınavlarına girip yeniden doktorluk yapma imkanına kavuştu.

Londra yakınlarındaki Basildon Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi bölümünde çalışmaya başladı.

Kısa sürede sergilediği başarılar ve hastalarında yarattığı güven nedeniyle İngiltere’de her yıl 40 yabancıya verilen “Siz Bize Armağansınız” ödülüne layık görüldü.

Fotoğrafları günlerce Londra’nın ünlü Trafalgar Meydanı”nda sergilendi.

★★★

Ama kalbi de, aklı da vatanındaydı.

Siyasete dönüp, kendisini yetiştiren ülkesine yarım kalan hizmetini tamamlamak istiyordu.

Daha önceki bir yazımda onun ödülü hak ettiğini belirtmiştim.

Ödül, mangal yürekli Cumhuriyet kadını, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den geldi.

Akşener’in Dr.Turhan Çömez’in rozetini kendi elleriyle taktığı partiye katılma törenini izlerken, o çile dolu yıllar, yaşadığı acılar, herkesin adeta bir vebalı gibi kendisinden kaçtığı günlerde, Basildon’a gidişim ve  yaptığım röportaj da benim gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti.

Tırnaklarıyla duvarlara tırmanan Dr. Çömez’e, yeniden döndüğü siyasette büyük başarılar diliyorum.