- Türkiye’nin güneşi yoktur dünyada eşi, ATATÜRK can ATATÜRK Bayrağımın kardeşi.-

Bugün acısının 84. yılını büyük bir özlem, sevgi, saygı ve bağlılıkla yaşadığımız ATATÜRK’ümüzü anıyoruz. Yalnız anmak mı; arıyoruz da... O’nun kurduğu cumhuriyetin yaşam boyu sürecek aydınlığını sonsuz kılacak çabalar hepimize verdiği “Birinci vazife”dir. Kimilerinin kendi kısır döngüleri içinde ve özellikle inanç sömürüsü yaparak ilkelerini karartıp yıkmaya çalıştığı laik Türkiye Cumhuriyeti ATATÜRK’ün kutsal emaneti olarak hepimizin en büyük, en onurlu devlet çatısıdır. Türkiye Cumhuriyeti, ATATÜRK’ün Anadolu güneşidir. ATATÜRK’ün Türk Ulusu’na armağanıdır. Bağnazlığın, gericiliğin, sapkınlığın, tutuculuğun, yobazlığın, soysuzluğun karşıtı olan bir insanlık, yurttaşlık, özgürlük ve uygarlık düzenidir. Bu onurlu ATATÜRK yapısı, kurumu, çatısı bizim için bir ATATÜRK anıtıdır.

Gençlerimizi tembelliğe, kadınlarımızı karanlığa düşürmek yoluyla kendilerini koruyup kollayan sözde yöneticilerin, gerici ve tutucu sorumluların, çıkarcı yandaşlarla inanç bağımlılarının, siyasal şaklabanların, hırsız, soyguncu ve yalancıların, düzenbazların, yetkilerini kendi düşkünlükleri için kullanan aymazların yıkmaya çalıştıkları laik cumhuriyeti ATATÜRK’ün armağanı olarak korumak soylu her Türk yurttaşının birincil görevidir. Korumak görevinin yükseltmeyi amaçladığı gerçeği de asla unutulmamalıdır.

Tarihsel, özel günlerimiz kimi duyarlıklarımızı yineleyip bilinç aydınlığımızın gerektirdiği sorumlulukları anımsamamız nedenlerinden biridir. Geçmiş dönemlerde TBMM Başkanlığı koltuğuna oturmuş birisinin önceki günlerde yaptığı abuk sabuk konuşmasındaki değinileri demokrasi yozlaşmasının ilginç örneklerinden biridir. Makamıyla, sıfatıyla asla bağdaşmayan sözleri demokrasi sömürüsünün ve kimi kuruluşlarla kimi kişilerin ülkemiz için ne kadar olumsuzlar içinde kaldığını göstermektedir.

Yaşamak zorunda kaldığımız tüm siyasal çirkinlikler yine ATATÜRK aydınlığında giderilecek, sahipleriyle birlikte silinecektir. ATATÜRK’ümüzün emanetini koruma yükümlülüğümüz bir tür insanlık ve yurttaşlık sınavıdır. 1920 yıllarının karanlıkları içinde bir güneş gibi doğarak cumhuriyetimize giden yolu zaferlerle döşeyen ATATÜRK, İNÖNÜ ve arkadaşları tarihimizin madalyalarıdır. Bizim büyüklerimizin başarılarını, çalışmalarını ve “Birinci vazife” olarak verdiklerini yerine getirmemiz insanlık ve yurttaşlık görevimiz, ulusal borcumuzdur.

ATA’mızın aramızdan ayrılışının 84. yılında O’nu yürek dolusu saygı, sevgi, özlem ve bağlılıkla anarken O’nu toprağa koyan 10 kişiden biri olarak yüreğimin tüm sıcaklığıyla, içtenlikle, bağlılıkla düşüncelerimde yaşatıyorum. Nurlar içinde uyusun. Her 10 Kasım bizim için O’nun eserlerine şahin çıkıp yaşatma ve O’na yaraşır olma sözünü yinelediğimiz bir ATATÜRK günüdür.

 TÜRKİYE’nin ufkunda hiç batmayan güneş O,

Sonsuza dalgalanan ay-yıldıza kardeş O.