Angelina Jolie Afganistan’da.

Angelina Jolie Pakistan’da.

Angelina Jolie Sudan’da.

Angelina Jolie Çad’ta.

Angelina Jolie Burkina Faso’da.

Angelina Jolie Myanmar’da.

Angelina Jolie Suriye’de.

Angelina Jolie Ürdün’de.

Angelina Jolie Lübnan’da.

Angelina Jolie Irak’ta.

Angelina Jolie Tunus’ta.

Angelina Jolie Libya’da.

Angelina Jolie Mısır’da.

E, Ukrayna’da niye yok Angelina?



Merak edip baktım şu anda nerede diye?

Yemen’de.

Kara çarşaf giymiş, Husilerle poz veriyor.



Halbuki şu anda, Polonya’ya Macaristan’a Slovakya’ya sığınan Ukraynalıları ziyaret etmesi gerekmiyor mu?

Birleşmiş Milletler iyiniyet elçisi ayaklarıyla kriz bölgelerine gönderilen Hollywood yıldızlarının iyiniyetine ihtiyaç yok mu Avrupa’da?

Yoksa acaba... Avrupa Birliği, üç milyon Ukraynalı sığınmacının hobaraa diye Avrupa Birliği’ne geçmesini mi istemiyor?

Maazallah bu meseleyi Hollywood usulü şefkat gösterisine çevirirsek, Ukrayna’dan kaçışı teşvik edersek, bu üç milyonun peşinden beş milyon daha gelir diye mi korkuyorlar?



Şu anda Husileri, Ukraynalılardan daha mağdur yapan nedir?

Sığınmacının mağdur olabilmesi için illa ABD’nin veya Avrupa Birliği’nin çıkarlarına uygun mağdur olması mı gerekiyor?

Sığınmacılar bizim gibi sığınmacı deposu olarak kullanılan ülkelere sığınınca normal oluyor da, Avrupa’ya sığınınca sıkıntı mı oluyor?



Hatırlayın lütfen, Angelina Jolie habire bize geliyordu, Suriyelileri bağrımıza bastığımız için, Avrupa’ya gitmelerini önlediğimiz için öve öve bitiremiyordu, dünyaya örnek ülke olduğumuzu anlatıyordu, bu fedakarlıkla insanlık tarihine geçtiğimizi filan anlatıyordu.



E şimdi gidip Polonya’yı Macaristan’ı övmesi gerekmiyor mu?

Fedakarlık yapın Ukraynalıların hepsi burada kalsın, Avrupa’ya geçmesinler, siz de böylece insanlık tarihine geçin demesi gerekmiyor mu?

Polonya insanlık tarihine geçmek istemiyor mu yoksa?

Almanya’nın mesela, iki üç milyon sığınmacı kabul ederek, insanlık tarihine geçmeye niyeti yok mu?

Biraz da Fransa insanlık tarihine geçse olmaz mı?



Bakın, bizim insanlık tarihine nasıl geçtiğimizi Hatay büyükşehir belediye başkanı Lütfü Savaş izah ediyor... “Hatay’da dünyaya gelen her dört bebekten üçü Suriyeli, acil önlem alınmazsa 12 yıl sonra Hatay belediyesinin Suriyeli başkanı olacak” diyor.

Nasıl?

Güzel geçiyoruz değil mi insanlık tarihine?

Alarm veriyor Lütfü Savaş...

“11 ayda bir doğum yapan, altı yılda altı çocuk doğuran Suriyeli kadınlar var” diyor, “Suriyeli erkeklerin üç dört eşi var” diyor, nüfus dengesinin allak bullak olduğunu anlatıyor, “azınlığa düşüyoruz” diyor, “Hatay’ın nüfusu 1 milyon 670 bin kişi, 800 binin üzerinde Suriyeli var” diyor, “Reyhanlı’da Suriyeli aday olsa, açık farkla kazanır” diyor, “Suriyelilere vatandaşlık verilmesi, seçme seçilme hakkı verilmesi büyük hata oldu” diyor, “güya toprak satın almaları kanunen yasak ama, Türk ortaklar ayarlıyorlar, ara senediyle sürekli toprak alıyorlar” diyor, “ablam müteahhitten ev aldı, sahibi Suriyeli çıktı, her yerdeler” diyor, “Hatay’da ithalat, ihracat, altın ticareti Suriyelilerin eline geçti” diyor, “maliyetler yüzünden bizim çiftçimiz ekip biçemiyor, bizim çiftçilerin tarlasını Suriyeliler alıyor” diyor.

“Uyarıyorum” diyor...

“Hatay elden gidiyor” diyor.



Ha gayret... Kendi vatanımızda sığınmacı olmak üzereyiz.



Bu kafayla gidersek, Ukraynalılar Ukrayna’ya geri döner ama, bizi ziyaret etmeye Leonardo DiCaprio mu gelir, Scarlett Johansson mu, orasını bilemem gari!