Kdv indirimine rağmen yumurta zamlandı.

Ticaret bakanlığımız derhal devreye girdi... Vatan haini patates ve dış mihrak soğandan sonra, terörist tavukları soruşturmak için de müfettiş görevlendirildi.



Ticaret bakanımızın kendi kocasının şirketinden kendi bakanlığına dezenfektan almasını, üstelik fahiş fiyatla almasını görmezden geleceksin, sonra ticaret bakanlığı olarak gidip kümeste enflasyon arayacaksın öyle mi?



(Ahaliye habire dış güçlerin büyük oyununu görüyoruz filan diye masal anlattıklarına göre, bizim de dış mihraklı bir tavuk masalı anlatmamızda sakınca yoktur herhalde.)



Kırmızı İbikli Küçük Tavuk.

Dünya çocuk klasikleri arasında yeralan Rus kökenli bir halk masalıdır, yüz yıldır yayınlanıyor, ABD ve Avrupa’da okul öncesi çocuklarına tavsiye ediliyor, Türkçe’ye de çevrildi.



Kırmızı ibikli küçük tavuk, gezen tavuktur, gezinirken buğday tanesi bulur, o buğday tanesini tarlaya ekip çoğaltabilmek için çiftlikteki öbür hayvanlardan yardım ister.

Hiçbiri yardım etmez.

Kırmızı ibikli küçük tavuk mecburen iş başa düştü der, kendisi eker, kendisi büyütür, kendisi hasat eder, kendisi değirmene taşır, kendisi un yapar, neticede ekmek yapar.

Mis gibi ekmek kokusu etrafa yayılır.

Kırmızı ibikli küçük tavuk “beraber yiyelim mi?” diye sorar.

O hiç yardım etmeyen öbür hayvanların ağzı sulanır.

“Eveeeet yiyelim” derler.

Kırmızı ibikli küçük tavuk acı acı gülümser.

“Yok öyle yağma” der.

Bir lokma bile vermez.



Bu masalı okuyan çocuklar kıssadan hisse çıkarırlar, ders alırlar.

Çalışmayana, üretmeyene, karnını doyurmak için başkasından medet umana ekmek mekmek olmadığını kavrarlar.



E, herkes beş yaşında çocuk değil tabii.

Büyüklerin de okuması gerekiyor.

Kırmızı ibikli küçük tavuğun büyüklere masallar versiyonunu küreselleşme karşıtı aktivistler yazdı, Unicef’in sitesinde yayınlandı.



Kırmızı ibikli küçük tavuk, gezen tavuktur, gezinirken buğday tanesi bulur, o buğday tanesini tarlaya ekip çoğaltabilmek için çiftlikteki öbür hayvanlardan yardım ister.

Ördek hemen akıl verir, “sen buğday tanesini filan boş ver, ben sana kahve tohumu satayım, acayip para kazanırsın, köşeyi dönersin, istediğin kadar buğday alırsın” der.

Domuz hemen sohbete dahil olur, “bence de süper fikir, sen buğday yerine kahve ek, nasıl satarım diye hiç merak etme, orası çok kolay, ben senin adına pazarlarım” diye seslenir.

Fare iyice cesaretlendirir, “buğdayla falan uğraşma, kahve ekebilmen için ben sana istediğin kadar borç vereyim, acelesi yok, ufak ufak ödersin” diye yol gösterir.

Kırmızı ibikli küçük tavuğun aklına yatar.

“İyi de, ben kahve üretiminden anlamam ki, nasıl yapacağım” diye sorar.

Ördek “ben sana gübre satarım, çok çabuk büyür” der.

Domuz “ben sana böceklerden haşarattan korumak için ilaç satarım” diye seslenir.

Fare gene finansal açıdan yaklaşır, “gübre ve ilaç alabilmen için sana istediğin kadar borç veririm, acelesi yok, ufak ufak ödersin” diye akıl verir.

Neticede hasat vakti gelir.

Kırmızı ibikli küçük tavuk “şimdi ben ne yapacağım bu kahveyi” diye sorar.

Ördek “paketlemek için benim fabrikama getirebilirsin” diye akıl verir.

Domuz “kusura bakma, herkes kahve ekti, fiyatlar acayip düştü, senin kahve beş para etmez” diye seslenir.

Fare “borcunu öde artık” der!

Kırmızı ibikli küçük tavuk, ibiğini kaptırdığını fark eder...

“Aç kaldım, ekmek verecek yok mu” diye ağlar.

Ördek hemen sorar, “ekmek kolay da, alacak paran var mı?”

Domuz “söyledim sana herkes kahve ekti, kimse buğday ekmediği için buğday karaborsaya düştü, kusura bakma, istersen ekmek yapman için sana buğday tohumu satayım” der.

Fare ise avukatıyla gelir, “borcuna karşılık tarlanı haczetmek zorundayım, uslu tavuk olursan artık bana ait olan tarlada yevmiyeyle çalışıp buğday yetiştirmene izin veririm, acelesi yok, borcunun faizini ufak ufak ödersin” diye akıl verir.

Kırmızı ibikli küçük tavuk şimdi artık, eskiden kendisine ait olan tarlada ırgat olarak çalışıyormuş.

Yevmiyle ırgatlık yapan öbür tavuklarla sohbet ederken, ördek, domuz ve farenin aslında yıllardır şirket ortağı olduklarını öğrenmiş.



Böyle bu işler.



Kendi kendine yeten toprağın varken, elalemin aklına uyarsan, zamların sebebini işte böyle gider kırmızı ibikli küçük tavuğun götünde ararsın.