Değişkeni çok olan bir ülkede yaşıyoruz. İki gün önce birisi bir şey söylüyor, söylediği söz üzerine ittifaklarla girilen seçimde denklemler bozulabiliyor. Kamuoyu araştırması yapanlar da günün verileri üzerinden konuşmak durumunda. Soruların yanı sıra bazıları siyasi partilere sunumlar yapıyor, boşluğu olan alanlarda neler yapmalarını da öneriyor. Şu anda deprem odaklı bir süreç konuşuluyor.

MAK Araştırma Şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat, “ Deprem, Türkiye'nin diğer bütün sorunlarını perdelemiş durumda. Daha az ekonomi konuşuyoruz. Halbuki hükümetin en zayıf tarafı ekonomi. Daha az adaletsizlik konuşuyoruz. Halbuki adaletsizlik konusunda ciddi şikayetler var. Daha az eğitim konuşuyoruz. Halbuki eğitim konusunda ciddi şikayetler var. Bu da hükümetin lehine bir alan açıyor. Depremi çok mu iyi yönettiler? Hayır çok iyi yönetme ile ilgili değil ama şu anda deprem konuşulduğu için diğer konular öteleniyor” diyor.

KARŞI TARAFTA TEK ADAY MUHALEFETTE 3 ADAY Ankara Temsilcimiz Saygı Öztürk’ün sorularını yanıtlayan Kulat, muhalefetin seçimlere tek adayla girmemesinin, Cumhur İttifakı için avantaj olabileceğini belirterek, İnce ve Oğan’a dikkat çekti.


KARARINI VERDİ AMA SÖYLEMİYOR

Son araştırmaya göre seçmenin yüzde 8’i hangi ittifaka oy vereceği konusunda kararsız gözüküyor. Kulat, bu sonucu şöyle yorumluyor:

“Aslında seçmen kararını büyük oranda vermiş durumda. Ama söylemiyor. Sorun orada. Yani bizim de yanıldığımız nokta ya da yanılma ihtimalimizin olduğu alan orası. Yoksa seçmen kararını vermediğinden değil ama Türkiye'de mesela memur seçmenin farklı endişelerden dolayı kararını söylemediğini biliyoruz. Yani istediğimiz gibi doğru karar söylemediğini biliyoruz. Kürt seçmenin kentlerde yaşayan ağırlıklı olarak Kürt seçmenin kamuoyu araştırmalarında verdiği cevaplar çok yanıltıcı olabiliyor. Genç sekmenin farklı endişeleri var. Sınava girecek, işe girecek. O yüzden gerçek kanaatini söyleyemeyebiliyor. Bütün bunlar üst üste konduğunda seçime 20-25 güne kala özellikle muhalefetin kazanma ihtimali öne çıkarsa konuşuyor seçmen. Bunun dışındaki süreçte konuşmuyor. Meşhur tabirle resmi ideolojisine uygun görüşünü söylüyor gerçek görünüşünü söylemiyor.”

HÜDA PAR’I GÖRÜNCE

Araştırmalar, HDP’li seçmenin kendisine en uzak gördüğü partinin HÜDA PAR olduğunu ortaya koyuyor. Kulat şöyle devam ediyor:

"HDP'li seçmenin kendisine en uzak gördüğü HÜDA PAR’dır.  İki parti, birbirinin tam zıddıdır. HDP'li bir seçmen hangi parti oy vermez diye yukarıdan aşağıya sıralasan HÜDA PAR’dır. Ben Cumhur ittifakının bu getirilerinin yeterince okuyamadığı kanaatindeyim. Çünkü HÜDA PAR’ı orada gördüğünde HDP'li seçmen oy vermeyecektir. Eğer HDP'li seçmenin oyuna bir ilgi duyuyorlarsa ama ben esas hükümetin yapmak istediği şeyin bu olduğu kanaatinde değilim başka bir nedenle HÜDA PAR’ı istiyor hükümet.

AK Parti ilk kurulduğunda en belirgin özelliği muhafazakâr demokratlık idi. Muhafazakarlık üzerine kurgulu bir siyasi partidir. Ancak son yıllarda MHP ile olan beraberliği daha milliyetçi alanı öne çıkarmaya başladı ve muhafazakârlık biraz geride kaldı. AK Parti açısından dışarıdaki okuması böyle yani. AK Parti ‘Ben böyleyim’ demiyor ama dışarıdaki duruşu bu çok net böyle bir algısı var. İşte bunu aşmaya çalışıyor. Çünkü muhafazakar taban karşı tarafta da alternatif olduğu için oraya doğru kaymaya başladı. Eskiden karşıda alternatif yoktu CHP durduğu bir yer var onun üzerine yükleniyordu ve seçmen oraya gitmiyordu. Şimdi, karşı tarafta Gelecek partisi, Deva partisi var. Bunlar muhafazakar  tabana bir şekilde hitap ediyorlar. İYİ partide orada kısmi bir alan açmaya başladı.”

YÜZDE 5 ALIRLARSA, İKİNCİ TURA KALINIR

Kulat’ın araştırmalarına göre AKP’nin oy oranı yüzde 34-35, CHP  yüzde 24-25 bandında. İYİ Parti’de yaşanan dalgalanma sonucu yüzde 15-16 bandından yüzde 13’lere indi. İki-üç puanlık seçmen CHP ve çok az da olsa Memleket Partisi’ne gitti. Kulat oy oranlarını şöyle yorumladı:

"Millet ittifakı yüzde 44 bandında gözüküyor. Cumhur ittifakında yüzde 35 bandında bir AK Parti, yüzde 6-7 bandında d MHP ve BBP bloğu var. Bazıları özellikle AK Parti'yi dikkate alarak, ‘AK Parti'nin oylarında düşüş var ama cumhurbaşkanının oylarında düşüş yok’ diyor. Bu doğru bir tez değil. Millet ittifakı hangi düzeyde oy alırsa, millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı da aşağı yukarı o düzeyde milletvekili ve Cumhurbaşkanı adaylığını da birbirine çok yakın olacaklar. Buradaki tek istisna Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın durduğu yer. Eğer bu iki isim toplamda yüzde 5 ve üzeri oy alırlarsa seçimi ikinci tura bırakır. Millet ittifakı aleyhine kaybedilmesine neden olabilir.”

Her seçimin bir kazanını, bir kaybedeni, bir de kaybettireni oluyor. Cumhurbaşkanlığı adaylığı reddedilen Cem Uzan, Genç Partiyi kurduğunda yüzde 7 oy aldı. MHP, DYP, AKP baraj altında kaldı. AKP yüzde 34,5 oyla 550 kişilik parlamentoda 366 milletvekili çıkardı. Bu seçim sonucu, sistemsel bir değişikliğin kapısını açtı.

YÜZDE 54-55 BANDINDA

Mehmet Ali Kulat, “HDP’nin aday çıkarmamasıyla sonuçta yüzde  54-55 bandına doğru çıkan Kemal Kılıçdaroğlu karşısında, oy oranı yüzde 45’lere doğru çıkan bir AK Parti var. Seçime daha çok var. Şu anda fotoğraf böyle gözüküyor. Ama bu süreç içerisinde İYİ Partide sıra dışı bir kırılma olursa, masanın başka bir yerinde bir şey olursa onu ben kestiremem olunca konuşacağım” diyor. Kulat, açıklamasını şöyle sürdürüyor:

“Millet ittifakının yanına HDP’yi de koyduğumuzda oy oranı yüzde 55'i yakaladığında Anayasayı değiştirecek çoğunluğa son derece yaklaşabiliyor. Seçim tarihi çok yaklaştığında  seçmen genelde kazanacak tarafa doğru bir eğilim ortaya koyuyor. Onu şimdi göremiyoruz.

İKİNCİ TUR OLASILIĞI

Cumhurbaşkanlığı seçimini şu anki fotoğraf üzerinden söylüyorum Millet ittifak kazanacak gibi duruyor. Ama aday olacak Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ı da görmemiz lazım. Bunların alabileceği oylara göre denklem değişir. Çünkü Sayın İnce ve Sayın Oğan ağırlıklı olarak Millet ittifakından oy alacaklar. Bunların alacakları oylara bağlı olarak denklem değişir. Çünkü 50 + 1 önemli.

Özellikle Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın toplamda yüzde 5 oy alması durumunda seçim ikinci tura kalır. İkinci tura kalan seçimi, Erdoğan'ın kazanması bana göre kuvvetle muhtemelen. Sebebi şu: Bu süreç içerisinde birbirine rakip olan seçmeni 15 gün içinde kazanmanız çok mümkün olmayabilir.  Öbür tarafın tek adayı var orada bir sorun yok. Onun seçmenini birleştirmez, seçmenin saflarını sıklaştırma gibi bir derdi yok. Millet ittifakının var. Muharrem İnce'ye oy veren seçmen sandığa gitmeyebilir. Yani o seçmeni hemen kazanmanız çok mümkün olmayabilir. Onların bir kısmı Erdoğan'a da gidebilir.

Seçimin ikinci tura kalması durumunda motivasyon problemi yaşayabilirler. Çünkü 6 ayrı partide motivasyon gittikçe zorlaşır. Millet ittifakının kazanması için birinci tur, cumhur ittifakının kazanması için 2.tur kolay olur. İkinci tura kalınca Millet ittifakının sandık güvenliği, milletvekili seçimi bittiği için bunlar çok mümkün olmaz.”

FARKLI ÖZELLİĞİ VAR

Bu seçimi diğer seçimlerden ayıran önemli durum var. Siyaset yapmadan, siyaset yapılan bir seçime giriyoruz. Bangır bangır bağıran otobüsler olmayacak. Yani biraz da yas ortamında giriyoruz seçime. Şu anda Ankara'da  200 bini kayıtlı, 200 bini geçici 400 bin seçmen var. Yaklaşık 4 milyon kişi başka yerlere gitmiş durumda. Bu seçmenlerin önemli bir bölümü Cumhur ittifakına oy verilen illerden.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın et fiyatlarını bile açıklaması Kulat da şaşırmış. “Dünyanın neresinde cumhurbaşkanı et, kıyma fiyatını açıklar? Çok şaşırtıcı geldi bana. Et Balık kurumu satış yerlerinin önünde nereden baksanız 500 kişi sıra bekliyor. Yıllardır kuyruklara yönelik şikayetler vardı. Ne oldu. Kasaptaki, marketteki fiyatlara da baksınlar” diyor.

Ev kiralardaki artış akıllara ziyan durumda. Bir süre sonra Depremzede üzerinden de farklı toplumsal sorunlara, başka illerden gelip oy kullanacak seçmenle milletvekili daha fazla oyla seçilmiş olacak.