Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde aday olmak isteyen kamu görevlilerinin istifa etmeleri gereken son tarihi 16 Mart 2023 olarak belirledi. Ne zaman? 10 Mart’ta, Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında iki ayrı YSK kararı yayımlandı ve bu karar alındı. Neden YSK’nın bu kararını hatırlattım?

Şimdi sizinle bir kamu görevlisinin hikayesini paylaşacağım.

Adı Mehmet Demircioğlu.

17 Aralık 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Atama Kararı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü’ne atandı. Daha önce de Menzil Cemaati’ne yakın olduğu iddia edilen Demircioğu, devletin çeşitli kademelerinde görev aldı. (Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı...)



Son durak Aile Bakanlığı.

Bu arada 2018 seçimlerinde de Erzurum’dan aday adayı oldu...

Listeye giremedi.

Yılmadı!

14 Mayıs 2023 seçimleri öncesinde yine aday adaylığı başvurusu yaptı. Erzurum’dan ama görüştüğü gazetecilere “Ankara’dan adaylık bekliyorum” dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndaki görevinden istifa etmediği ortaya çıktı ve bu durum AKP’de tepkiyle karşılandı. Çünkü, Erzurum’da ikinci sıradan aday olacağına kesin gözüyle bakılıyordu ve Menzil Cemaati “hareket” halindeydi. Demircioğlu’nun adaylığına karşı olanlar da Ankara’nın yolunu tuttu ve “istifa etmediğini” yetkili makamlara iletti.

Sonuçta; aday adayı olanlar “Bu haksızlık” dedi.

Sadece aday adaylarına bir haksızlık mıydı bu? Hayır.

YSK, 16 Mart saat 17’ye kadar “kamu görevlilerinin” istifa etmesi şartını koymuştu. Yazımın girişinde okudunuz. İddialara göre 16 Mart’ta, istifa ettiğine dair bir kağıdı genel merkeze iletti Demircioğlu! Ancak... Durum böyle değildi.

Bir belge ulaştı elime.

Buna göre Mehmet Demircoğlu, istifa etmesi gereken 16 Mart’tan bir gün sonra yani 17 Mart’ta “Genel Müdürlük Makamına” görevlendirmelerle ilgili bir evrak gönderdi. O evrakta imzası vardı! Aday adaylığı başvurusu için istifa etmeyen kamu görevlisi görevine “sessiz sedasız” bir şekilde devam etti ve işini de aksatmadı! Ha bu arada Erzurum ve Ankara aday listesine baktım; AKP döneminin menzile hızlıca koşan bürokratının olmadığını gördüm. Olsun; o görevinin başında her zaman olduğu gibi.

Bu arada bir hatırlatma yapmakta fayda var:

13 Nisan 2023...

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, AKP’den milletvekili adayı olan bir ismin İBB’de meclis üyeliğine devam ettiğini belirterek, “Gereği yapılmazsa kişiyi ve belgeleri açıklayacağım” dedi. Kaftancıoğlu şu ifadeleri kullandı o gün:

“Milletvekili listesine girmiş birinin istifa etmeden başvurduğu adaylıktan sonra meclis üyeliğine de devam etmesi mümkün olamaz. Açıkgözler anlaşılmasın diye milletvekili listelerinde iki isimli olan kişinin tek ismini yazarak koymuşlar. Sehven iş yaptık derken fark edilmesin diye kurnazlık yapmaya kalkmışlar olmayan akıllarınca. Ne yaparsanız yapın, her seferinde yakalanacaksınız.”

Kaftancıoğlu’nun sözünü ettiği kişi olduğu ortaya çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi ve Ataşehir Belediye Meclisi’nin AKP’li Üyesi avukat Mustafa Naim Yağcı “Neden istifa etmediniz?” sorusuna “İstifama müsaade edilmedi. Konu YSK’de. YSK inceleyecektir” diye yanıt verdi.

Şimdi geçelim dünün devamına...


Mehmet Şimşek’i ikna ekibi


Tam 11 yıl AKP’de milletvekilliği, ekonomi bakanlığı ve başbakan yardımcılığı yapan Mehmet Şimşek, 2018’de Erdoğan’ın kararı ile partiden uzaklaştırılmıştı. 14 Mayıs öncesi “vitrin” yenilemek isteyen ve “uluslararası destek” arayan iktidarın Şimşek ile görüştüğü medyaya yansımıştı. DEVA lideri Ali Babacan üç gün önce katıldığı televizyon programında, Mehmet Şimşek’in Erdoğan’la çalıştığı dönemde çok zorlandığını hatta Erdoğan’dan günlerce randevu alamadığını söylemişti.

Dün bu köşede okudunuz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşen eski Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in yakın çevresine “Ben bakanken beni dinlemiyordu. Şimdi, lütfen, nasıl ve neden dinleyecek?” dediğini yazdım ve ekledim: “Bir soru daha var: Erdoğan ile Şimşek’i buluşturmak isteyen kadrolar iki ismi nasıl bir araya getirdi? Acaba Şimşek’e, ‘Sayın Erdoğan sizinle görüşmek istiyor’ ya da Erdoğan’a ‘Mehmet Bey sizinle görüşmek istiyor’ bilgisi mi verildi? Yine bir ‘kandırılma’ hikayesi mi var? (...)”

Yazımın ardından bazı bilgilere daha ulaştım.

İddialara göre, AKP Genel Merkezi’ni temsil eden üst düzey isimler, Şimşek’in “ekonomi yönetiminin başına geçmesi” teklifini reddetmesine rağmen Erdoğan’a “Kabul etti” bilgisini vermişler. Bu bilgiden dolayı da eski bakanının hazırlık yaptığını düşünüyor Cumhurbaşkanı. Oysa Şimşek’in yakın çevresine, “Bakanken 4 ay randevu alamadım. Bugün böyle der yarın işi bitince beni tanımaz” dediği konuşuluyor. Bir kulis bilgisi de şu: AKP yöneticileri iki önemli iş insanı üzerinden “teklifi kabul etmesi” için Mehmet Şimşek’le görüştü ama buna rağmen ikna olmadı. Hatta aracı iş insanlarına da “Bu kafa ile ben gelsem de yabancılar gelmez” dediği öne sürüldü.

Mehmet Şimşek’in “Yabancı gelmez” tespitine de muhalefet şerhi düşmekte fayda var! Çünkü… 1950’de başlayan Demokrat Parti iktidarını destekleyen ABD Temsilciler Meclisi Dış Ekonomik İlişkiler Komisyonu Başkanı Clarence Randall demişti ki: “Sermaye ürkektir, bu nedenle önündeki tüm engellerin, kısıtlamaların kaldırılması gerekir.” Yabancı sermayenin neden ve niçin geldiğini sorgulamadan, (Osmanlı-Türkiye) 200 yıllık tarihsel süreci anlamadan ekonomi politikası salt yabancı sermayeye indirgenemez.