Sevgili okurlarım memlekette gerçekten baş döndürücü olaylara ve gelişmelere tanık oluyoruz!

Bunları hepimiz kendi yaşantımızda görüyoruz.

İktidar kesiminin ağzından maşallah her gün bal damlıyor! Her şey güzel, her şey dört dörtlük!

Ya da yeniden seçildikleri takdirde öyle olacak.

Bunlar her gün çeşitli organizasyonlarda karşımızda.

“Yapacağız edeceğiz edebiyatı” sürüp gidiyor.

Haklılar!..

Zira vatandaştan tepki gelmiyor. Tepki göstermesi gerekenler bu yalanları, bu palavraları sessizce ve hiçbir tepki vermeden dinleyip geçiştiriyor...

“Ey vatandaşım biraz daha sabırlı olun, bize yeniden yetki verdiğiniz takdirde her şeyi yapacağız!”

Onlara “20 yıldan bu yana niçin yapmadınız, ayakta mı uyuyordunuz?” diye sorulmuyor.

★★★

Deprem bölgeleri mahvoldu. 50 bin insanımız can verdi, irili ufaklı yüz binlerce bina yıkıldı...

Şimdi hiç utanmadan iftar sofralarında bile nutuk atıyorlar:

“Bir yıl içerisinde, önümüzdeki yılın mayıs ayına kadar 650 bin konut yapıp hak sahiplerine vereceğiz!”

Son yılların en büyük yalanlarından, en büyük palavralarından biri budur.

Bir yıl içerisinde bu kadar konut inşa edecek, tamamlayıp bitirecek ve hak sahiplerine teslim edecek herhangi bir iktidar dünyanın hiçbir ülkesinde daha anasından doğmadı.

★★★

Böyle bir inşaat furyasına başlayıp bitirmek için her şeyden önce elinizin altında şunların olması gerekiyor. Çok basitçe ve özetle yazıyorum:

■ On binlerce iş makinesi.

■ On binlerce kamyon.

■ Çeşitli dallarda yüz binlerce işçi.

■ Temel aşamasında çalışacak olanlar.

■ Duvarcı ustaları.

■ Demirciler.

■ Fayansçılar.

■ Çatı ustaları...

Ve ayrıca milyonlarca ton çimento, demir ve çeşitli inşaat malzemeleri.

Saydığınız zaman bu rakamlar yüz binlerce işçiye ve yüz binlerce ton çeşitli malzemeye denk geliyor.

★★★

Bunca işçiyi ve bunca malzemeyi bir yıl içerisinde siz nereden bulacaksınız?

Deprem bölgesindeki binaların çoğu zaten yıkılmış durumda.

İşe sıfırdan başlanacak.

İnşaatlarda çalışacak işçiler nerede barınacak, hangi koşullarda yaşayacak?

Bu işi örgütlemek için elinizde bir değil bin TOKİ olsa yine yetmez.

Lütfen dikkat ediniz, bu yalanların, palavraların hiçbir insancıl ve bilimsel dayanağı yok.

At atabildiğin kadar!

★★★

Bunların, yani bu atışlarının bir tek nedeni var:

Özellikle deprem bölgesindeki 11 ilimizde yaşayan vatandaşların oylarını böyle tatlı vaatlerle devşirmek...

Çünkü kendi pencerelerinden baktıklarında işlerin sarpa sardığını, zorlaştığını şimdi görmeye başladılar.

Onlar açısından pek çok şey artık çantada keklik değil.

Siyasetçilerin çoğu şu Ramazan ayı boyunca iftar sofralarına çöktü.

650 bin kişiye bir yıl içerisinde yeni konut yapıp teslim etme palavrası da çoğu zaman iftar sofralarında gündeme getiriliyor.

Bunları dinleyen vatandaş sessiz, tepkisiz.

Çoğunun amacı karnını bir an önce doyurup işine bakmak.

Muhalefet partileri de bu konuda her nedense suskun.

★★★

Göz göre göre böylesine yalanlarla yönetilmek çok acı bir olay.

Böylesine sinik bir toplumda yaşıyor olmak daha da acı.

20 yılı aşan iktidarları boyunca zaten çok büyük bir amaçları vardı...

Milleti korkutmak ve sindirmek.

Toplumun sesini kısmak.

Biz ne dersek diyelim bunu başardılar...

Depremde evlerini ve işyerlerini yitiren milyonlarca insanımız büyük bir sabırla bir yıl sonrasını, gelecek yılın mayıs ayını bekleyecek...

(Daha da çook bekler!..)

Ve büyük olasılıkla günün birinde (eğer seçimi kazandıysa) bugünkü iktidardan bir ses gelecek:

Kusura bakmayın işler birkaç yıl daha gecikecek! Sözümüzün arkasındayız. Sabırlı olun, umudunuzu yitirmeyin!