Sevgili okurlarım, 2000’li yılların başında yapılan ilk seçimde akıl almaz bir olay gerçekleşmişti.

AKP’nin aldığı oy oranı yüzde 34 idi.

Ancak seçim sistemindeki garabet sayesinde milletvekilliklerinin yüzde 66’sına sahip oldu ve böylece iktidar olmayı başardı.

Üçte bir oyla üçte iki Meclis çoğunluğu ancak Hitler döneminde rastlanacak bir gariplikti.

AKP bir sürü anayasa ve yasa değişiklikleri yaptı, her konuyu kendine yonttu, dünya çapında bir komedi olan sarayda tek adam ucubesini bugüne kadar korumayı başardı...

Ve şimdi 20 küsur yıldan beri iktidar!

★★★

İlk yıllarda işler fena gitmiyordu...

Bütün dünyada ekonomiler iyi ve rahattı. Üstelik bizimkiler ‘demokrat’ bir görünümün peşine düşmüştü.

Toplum özgür kılınacak, yargı bağımsız olacak, yasaklar kalkacak, fikir ve ifade özgürlüğü tam olarak sağlanacaktı.

Ama içlerinde bir konu vardı ki hepimiz açısından çok önemliydi:

Yolsuzlukların üzerine gidilecek, her türlü vurgun sona erecekti!

Bırakın sona ermesini, yolsuzluklar bütün hızıyla artış gösterdi, milletin üzerine çığ gibi düştü, silindir gibi ezdi ve anamızı ağlattı.

Adına ne derseniz deyin...

Vurgun, soygun, hortumlama, peşkeş, rüşvet, usulsüzlük vesaire.

AKP’nin kirli düzeni çarklarını döndürmeye hızla başladı.

Vurguna karşı çıkanlarla alay ettiler, hakaretler savurdular.

Meclis’te çoğunlukları olmasa bile MHP gibi kraldan fazla kralcı bir destekçileri vardı.

Kamunun yaptığı bütün alımlarda, açılan göstermelik ihalelerde her yerden yolsuzluk fışkırdı ve bu tempo günümüzde de aynen sürüp gidiyor.

20 küsur yıldan bu yana değişen hiçbir şey olmadı.

★★★

Birkaç gün sonra seçim var...

Bu kirli düzen ya değişecek ya da aynen, daha da hızlanarak sürüp gidecek.

Bu konuda özellikle AKP’ye destek verenlere sorulması gereken önemli sorular var...

Bu vurgunlara destek olmayı sürdürecek misiniz? 

Ya da “Benim avansım buraya kadardı, şimdi yenisine bakalım” mı diyeceksiniz?..

AKP iktidarına düne kadar en ağır laflarıyla saldıran, ancak bu seçimde bu iktidarın milletvekili listelerinde yer bulmayı başaran dönekler var.

Hulki Cevizoğlu, yıllarca boş yere hapis yatırılan, haksızlığın giderilmesi için hepimizin arka çıktığı eski teğmen Mehmet Ali Çelebi, DSP isimli tabela partisinin başkanı Önder Aksakal, Recep Tayyip’in ortaklık önerisini önce reddedip sonra üzerine balıklama atlayan Fatih Erbakan vesaire...

Bu gibilere oy verip AKP’yi iktidarda tutmak içinize sinecek mi?

★★★

Bazı okurlarım bana da soruyor...

“Yav arkadaş sen kime oy vereceksin, şunu açıkla da bilelim!”

Bu konuya bugüne kadar hiç girmedim ama yazılarımı okuyanlar mutlaka tahmin etmiştir...

Ve ilk kez açıkça söylüyorum:

Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’na, Meclis seçiminde CHP’ye.

Bu kararı vermemin iki ana nedeni var.

-Kılıçdaroğlu bugüne kadar hiçbir hırsızlığa, yolsuzluğa bulaşmadı. İsmi temizdi, hep temiz kaldı. Artık o makamda milletçe soyulmamıza karşı çıkacak temiz bir insan istiyorum.

-İkincisi, bu uzun süreçte her yönüyle fevkalade başarılı bir performans sergiledi.

★★★

Burada önemli bir hususa da değinmek gerekiyor.

Pazar günü sandıktan hangi parti çıkarsa çıksın sonuç değişmeyecek.

O parti ekonomi dahil gerçek bir ENKAZ devralacak.

AKP’de seçilse sonuç aynı olacak, o takdirde sıkıntıyı onlar yaşayacak ama ayvayı hep birlikte milletçe yiyeceğiz.

Hayali vaatlerin, topluma yutturulmak istenen palavra ve yalanların şamarı işte o zaman suratlarda patlayacak ama iş işten geçmiş olacak.

İşte o zaman onları siyasete alet ettikleri Diyanet Başkanı, Kızılay Başkanı, siyaset zengini iş adamları, Muharrem İnce gibi kurtarıcı melekler bile kurtaramayacak.

★★★

Sevgili okurlarım, oyunuzu kullanmadan önce ünlü düşünür Voltaire’nin şu sözlerini lütfen aklınızdan çıkarmayın.

“Sıradan bir hırsız sizin paranızı, cüzdanınızı, giysilerinizi, ev eşyanızı çalar.

Siyasi hırsız ise sinirinizi bozar.

Bilginizi, eğitiminizi, sağlığınızı, hayallerinizi, gülümsemenizi ve hatta geleceğinizi bile çalar.

Ancak ikisi arasında büyük bir fark vardır.

Sıradan hırsız sizi seçmiştir.

Siyasi hırsızı ise siz seçersiniz.”

Unutmayalım, sıradan hırsızı polis yakalar ama siyasi hırsız aramızdadır, içimizdedir, yakalanmaz!