İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın çıkar karşılığı uyuşturucu ve sanal bahis davalarında tahliye ve erişim engelleme kararları verildiğine ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) gönderdiği 6 Ekim tarihli dilekçe günlerdir işlemsiz bekliyor.

Halbuki bu dilekçe iki koltuktan birini devirmeliydi.

Ya Uçar’ın iddiaları doğrudur...

Bu durumda rüşvetle suçlanan İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun ve İstanbul Anadolu 21. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Sidar Demiroğlu ihraç edilmeli.

Ya da başsavcı meslektaşlarına iftira atıyordur...

O takdirde Uçar hesap vermeli.

Ne tuhaftır ki...

Birgün’de 13 Ekim’de sevgili arkadaşım Timur Soykan’ın imzasıyla yayınlanan ‘Adaletin çarkı rüşvetle döndü’ haberinin üzerinden altı gün geçtiği halde rüşvetle itham edenler de edilenler de koltuklarında oturmaya devam ediyor.

15 DOSYA

Uçar’ın HSK’ya yolladığı dilekçede iki kişi açıkça suçlanıyor.

İlki, Bekir Altun.

Altun’un işadamı Necat Gülseven’in davasında beraate karar verilmesi için girişime bulunduğu, üç hakimin görevden alınmasını istediği, erişimi engelleme kararları için hakimlere baskı yaptığı, Fatih Tezcan’ın tahliyesi için aracılık ettiği, Can Tanrıyar Davası’nı Anadolu Adliyesi’ne naklettirdiği ileri sürülüyor.

Suçlanan ikinci kişi de Sidar Demiroğlu.

Dilekçeden:

“Uyuşturucu madde, gasp, sanal bahis dosyalarında olağanüstü tahliyeler yapıldığı, hukuki anlamda garabet derecede kötü kararlar verildiği...”

Uçar’ın talimatı uyarınca Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’ndan sorumlu Başsavcı Vekili Mesut Erdinç Bayhan, Demiroğlu’nun adli kontrol kararlarına imza attığı 15 dosyayı şüpheli görerek, savcılardan topladı.

Bunlardan dördü dikkat çekiyor.

125 kilo metanfematin: Bir araç 26 Haziran 2023’te durduruldu. İçinde 125 kilo metanfetamin ve bir gram kokain ele geçirildi.

Aracı kullanan polis ve yanındaki şüpheli tutuklandı.

Demiroğlu, bir şüpheliyi 5 Eylül’de tahliye etti.

Savcılığın itirazı reddedildi.

29.028 hap: Pendik’te 25 Nisan 2023’te bir araçta 29.028 hap, 3870 gram hint keneviri, 208 gram kokain bulundu.

İki kişi tutuklandı.

Şüpheli R.K., etkin pişmanlıkta bulundu.

Demiroğlu, R.K.’yi tahliye etti.

Demiroğlu, tahliyeyi 15 Haziran 2023’te Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nun istediğini belirtiyor.

Ancak Uçar’ın HSK’ya gönderdiği yazıda talepten söz edilmiyor.

1.5 milyon Euro: Sancaktepe’de 27 Şubat 2023’te polis yelekli gaspçılar 1.5 milyon Euro’yu araçtan çaldı.

Üç şüpheli Yunanistan’a kaçmak isterken, U.Ü. ise yurt dışına kaçmak için sahte evrak düzenlerken yakalandı.

U.Ü. 28 Ağustos’ta bırakıldı.

Savcılık iki kez itirazda bulundu.

İtirazlar reddedildi.

Bahis çetesi: 13 Haziran 2023’te altı şehri kapsayan yasadışı bahis operasyonu yapıldı.

Demiroğlu, 22’sini tutuklayıp cezaevine gönderdi.

İki ay sonra üç tutukluyu tahliye etti.

İtirazlar reddedildi.

Savcılık 15 dosyanın 11’inde itirazda bulunmadı.

Rüşvet şüphesi varsa neden etmedi?

İtiraz ettiği dört dosyada üst mahkemeler ret verdiğine göre, bu hakimler de suç ortağı sayılmalı. Ancak dilekçede bu boyuta değinilmiyor.

Rüşvetin kim tarafından ve nasıl verildiğine açıklık getirilmiyor.

Neyse ki dün Soykan’ın Birgün’deki yazısından, kamu görevlisi olmayanlar için örgüt soruşturması başlatıldığını okuduk.

Belki bu sayede öğreniriz.

Demiroğlu da önceki gün HSK’ye başvurarak suçlamaları reddetti. Bütün hesaplarının araştırılmasını isterken, Uçar hakkında iftiradan ve görevi kötüye kullanmaktan şikayetçi oldu.

GÜÇ KAVGASI MI?

17-25 Aralık’ın kapatılmasında ve 15 Temmuz soruşturmalarında etkin rol alan Uçar, 2016’dan beri Anadolu Adliyesi’nde başsavcılık yapıyor.

Peki, ne oldu da rüşvet çarkını sekiz yılın sonunda tespit etti?

Yargı çevrelerine göre Uçar’ın dilekçesi, güç odakları arasındaki egemenlik kavgasının bir sonucu.

İddia o ki...

Uçar, İstanbul Başsavcısı olmayı bekliyordu.

Ancak ‘İstanbul Grubu’ diye nitelenen güç odağı tarafından bu göreve getirilmedi.

Dahası Uçar’ın FETÖ’cü diye suçladığı Altun, Adalet Komisyonu Başkanlığı’na atandı. Altun da Demiroğlu’nu 21. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığına taşıdı.

Uçar’ın dilekçesi hem HSK’yi hem de Adalet Bakanlığı’nı  kızdırdı. Dilekçe pazartesi HSK’nin önüne geldi.

Kurul müfettiş görevlendirdi.

YARGIDAKİ KANALİZASYON

Bu dilekçe yargıda var olan ve kokusu gün geçtikçe artan ‘kanalizasyonun’ patladığının alameti olabilir.

Güncel bir örnek vereyim.

Dilan Polat dosyasının kapatılması için büyük paraların konuşulduğu kulağıma geliyor.

Demem o ki...

Her adliyede çıkar karşılığı davaların karara bağlanıp tahliyeler verildiğine dair yaygın bir kabul var. İranlı uyuşturucu kaçakçısı Zindaşti’nin Burhan Kuzu aracılığıyla tahliyesi, en somut örnek.

Bu yüzden Uçar’ın iddiaları ciddiyetle incelenmeli.

Başta Altun ve Demiroğlu olmak üzere, rüşvete karıştığı ispat edilen kim varsa, bir daha o adliyeye ancak sanık olarak gelebilmeli.

O dilekçe yargıdaki hakimiyet savaşının bildirisi ise Uçar bedelini ödemeli.

Fakat gördüğüm kadarıyla...

İki taraf bu dilekçeler hiç verilmemiş gibi mesleklerine devam ediyor.

Üstelik aynı adliyede ve aynı koltuklarda oturuyorlar.

Demiroğlu, hapis cezaları ve beraat kararları veriyor, tanliyelere ve tutukluluklara imza atıyor.

Gerçekten rüşvet aldıysa vereceği kararların tümüne şüphe düşer.

Buna karşılık Uçar’ın başsavcılığında soruşturmalar yürütülüyor, davalar açılıp takipsizlik kararları veriliyor. Eğer dilekçesindeki ithamlar gerçekdışı ise soruşturmalardaki bütün işlemler gölgelenir.

Dilekçelerin gereği yapılmazsa yargı rüşvet suçlamasının altında kalır.