İki gün önce bu köşenin başlığı “İmamoğlu ‘İstanbul’ diyecek” şeklindeydi.

Ve İmamoğlu, dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkanlığına aday olduğunu ilan etti.

Aslında “Adayım” demedi.

“Yola çıkıyorum” dedi.

Bu ifade kafa karıştırmıyor değil.

İmamoğlu’nun ekibi bir belediye başkanının Parti Meclisi’nde onaylandıktan sonra aday olabileceğini belirtiyor. Yani, “Adayım” dememesinin arkasında parti disiplini ve bürokratik prosedür var.

Her neyse...

İmamoğlu, Erdoğan’ın 2019’daki yerel seçimde sarf ettiği “İstanbul’u kazanmak Türkiye’yi kazanmaktır” sözünü hatırlatarak, “İstanbul ve Türkiye’nin kaderleri mühürlüdür. Ben de kaderimi İstanbul’la mühürlü kabul ediyorum” dedi.

ZORUNLU VE RİSKLİ

İmamoğlu, zorunlu fakat riskli bir karar aldı.

Zorunlu, çünkü...

CHP lideri olsaydı İBB’yi kendi elleriyle AK Parti’ye teslim etmenin siyasi maliyetini bir ömür ödemek zorunda kalacaktı.

Acaba...

İBB Meclisi’nde çoğunluk CHP’de olsaydı ve İmamoğlu yerini bir CHP’liye bırakabilseydi yine bu kararı verir miydi?

Sanmıyorum.

O durumda kesinlikle CHP’nin liderliğine yönelirdi.

Riskli bir karar bu, çünkü...

İmamoğlu biliyor ki, Kılıçdaroğlu kurultaydan lider olarak çıkarsa yerel seçimde hezimet yaşanabilir. Kılıçdaroğlu, motivasyonunu yitirmiş muhalif seçmeni heyecanlandıramaz. Hatta seçmen sandığı protesto edip CHP’yi cezalandırabilir.

Bu ihtimali İmamoğlu da tespit ediyor.

Nitekim açıklamasında şöyle diyor.

“Bu risk yerel seçimlerin kazanılmasında büyük engeldir.”

Öte yandan 2019’da kurulan ittifak bu kez tesis edilemeyebilir. İyi Parti ve HDP’nin aday çıkarma ihtimali düşük de olsa mevcut ve bu, İmamoğlu’nun aldığı riski artırıyor.

Ayrıca İmamoğlu, bugün itibarıyla CHP İstanbul İl Başkanlığı ile uyum içerisinde çalışamıyor. Kılıçdaroğlu yanlısı bazı ilçe belediye başkanları, İmamoğlu’yla gerilim yaşıyor.

Hatta ve hatta İmamoğlu’ndan kurtulmak adına İstanbul’u kaybetmeyi tercih edecek olanlar var.

CHP’de hal böyleyken...

İmamoğlu, sadece kişisel karizmasıyla seçimi kazanamayabilir.

Dolayısıyla dün belki hayatının en riskli kararını aldı.

Kaybederse siyasi yolculuğu bitebilir.

YA KAZANIRSA?

İmamoğlu, 14-28 Mayıs’tan sonra evlerinden cenaze çıkmışa dönen muhalifleri umutlandırabilirse yerel seçimi rövanşa çevirebilir.

AK Parti, ekonomik yıkımın faturasını Bakan Mehmet Şimşek eliyle milyonlarca dargelirliye ödetiyor. Enflasyon katmerleniyor, alım gücü düşüyor. Mutfaktaki yangın haneyi sarıyor. Barınma, bir asayiş meselesi artık... Bu tablo, büyükşehirlerde en can yakıcı haliyle hissediliyor.

İstanbullular Mart 2024’te İmamoğlu’nu yeniden seçerek, iktidarı cezalandırabilir. İmamoğlu, Erdoğan’ı üçüncü kez yenerse muhalefetin tartışmasız lideri olacaktır. Bu zafer İmamoğlu’na 2028’de cumhurbaşkanı adaylığını getirecektir.

Kanımca...

İmamoğlu, İBB’ye adaylığını açıklayarak, istinaf aşamasındaki ‘Ahmak Davası’nda hamle üstünlüğü elde etti. Şu saatten sonra Ahmak Davası’nda ceza onanır ve siyasi yasak gelirse bu sonuç, Erdoğan’ın İmamoğlu’ndan korktuğu şeklinde yorumlanır. Zaten Imamoğlu da rakibinin Kılıçdaroğlu değil, gerçekte Erdoğan olduğunu ima etti.

BAŞARI DEĞİL, YENİLGİ

Tabii, şimdi herkes İmamoğlu’nun değişim arayışının akıbetini merak ediyor.

Ne olacak?

Değişim yetim mi kalacak?

Cami avlusunda mı bırakılacak?

İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nu eleştirmekten ve değişim çağrısını yinelemekten geri durmadı.

Kılıçdaroğlu, seçim sonucunu başarı sayarken...

O, yenilgi olduğunu vurguladı.

Yenilgiden ötürü özür diledi.

Şöyle devam etti:

“Mayıs 2023 seçimlerinde yaşadığımız hayalkırıklığı beni çok derinden üzmüştür. Bu hayal kırıklığının nedenlerinden biri, yenilginin sorumluluğunu üstlenme, gerçekle yüzleşme konusunda gerekli duyarlılığın gösterilmemesidir.”

İmamoğlu, “mağlubiyetin” CHP’de köklü ve kapsayıcı bir tazelenme sürecinin başlamasına vesile olduğunu söyledi.

Dedi ki:

“Partimin değişimi ve dönüşümü siyaset hayatımın önemli bir misyonudur. Yürüdüğüm ve ulaşmak istediğim menzil, bu değişim ve dönüşümdür.”

CHP’nin ikinci parti olmakla övünmemesi ve küçük iktidarla tatmin olmaması gerektiğini kaydetti, İmamoğlu.

“CHP’nin geçmişi temiz evlatları var”


İmamoğlu’na şu soruyu yönelttim:

“İBB’ye aday olduğunuzu açıkladınız. Bu durumda 28 Mayıs’ta ilan ettiğiniz değişim çağrısının muhatabı ve taşıyıcısı kim olacak? Kendiniz aday olmayacağınıza göre kurultayda herhangi bir adayı destekleyecek misiniz? Bu isim Özgür Özel mi olacak? yahut bir başka isim mi? Kurultayda Kılıçdaroğlu lider olarak çıktığında yerel seçimleri nasıl etikleyecek?”

‘DEĞİŞİM GÖBEĞİNDEYİM’

İmamoğlu, yanıt vermeden önce “İsmail Bey bütün soruları bitirdi galiba” diye espri yaptı. Ardından değişim çağrısının arkasında olduğunu vurgulayarak, “28 Mayıs’ta yaptığım açıklamadan sonra neredeysem tam da oradayım. Bu işin tam da göbeğindeyim” dedi.

Kılıçdaroğlu’na seslenerek, değişime öncülük etmesini istedi.

Ardından CHP liderinin belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda “CHP’nin tarihini bilen, sicili temiz birini bulsam yarın bırakırım” şeklindeki sözlerine üstü kapalı yanıt vererek şöyle dedi:

“CHP’nin tarihini bilen, geçmişi temiz evlatları vardır. Bunlardan ismi geçtiği için söylüyorum, biri Özgür Özel’dir. Başkaları da vardır.”

Gel gör ki...

İmamoğlu, Özel dahil bir adayı destekleyip desteklemeyeceğini açıklamadı.

Sanırım, kongrelerin sonucunu görmek ve adayların ortaya çıkmasını beklemek istiyor.

ÖZEL SAHAYA ÇIKMALI 

Artık Özel’in harekete geçmesi gerek.

Hem Kılıçdaroğlu’nun grup başkanı hem de rakibi olduğu bu tuhaf süreci daha fazla sürdürmesi, siyasi iddiasını zedeleyecektir.

Özel’in sahaya çıkması, kongrelere müdahil olması, İmamoğlu’nun aktif desteğini alması ve değişim koalisyonunu bir arada tutması şart. Aksi takdirde Kılıçdaroğlu karşısında kurultayda zafer kazanamaz.

Öte yandan İmamoğlu, “Ya Kılıçdaroğlu gitmezse” şeklindeki sorumu varsayımlar üzerine konuşmayacağını belirterek, yanıtsız bıraktı.

Yakın çevresi Kılıçdaroğlu kaldığı sürece İstanbul dahil olmak üzere yerel seçimi kazanmanın mümkün olmadığını düşünüyor.

İBB cephesi, İstanbul’daki ilçe ve il kongrelerini değişimciler kazandığı takdirde Kılıçdaroğlu’nun kurultayda aday olmayacağı üzerine hesap yapıyor. Kılıçdaroğlu cephesi ise İmamoğlu’nun adaylık ilanından çok memnun. Onlar kazandıklarını düşünüyorlar.

İmamoğlu mu kazanır, Selçuk Bayraktar mı?


İBB, İmamoğlu’nun AK Partili adaylarla yarışması halinde ne kadar oy alacağını araştırdı. Aksoy Araştırma’nın yaptığı çalışmada İstanbullulara İmamoğlu ile eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın isimleri soruldu.

İmamoğlu, tüm adaylar karşısında seçimi kazanıyor.



İmamoğlu’nu en çok yüzde 46 oyla Bayraktar zorluyor. İmamoğlu, Bayraktar karşısında yüzde 54.1’e kadar düşüyor.

Ardından yüzde 42.3’le Kurum, yüzde 39.6 ile Türkmen, yüzde 39.5 ile Göksu, yüzde 38.7 ile Soylu ve yüzde 37.2 ile Yıldırım geliyor.