Durun Mehmet Şimşek henüz tam performansını sergilemeye başlamadı. Oysa tarihte biraz geri gidince görev aldığı sürece istisnasız her yıl vergiyi tabana yaydı.

★★★

Yıl 2010: “Vergileri tabana yaymanın, herkesten makul düzeyde vergi almanın... falan, filan...”

Yıl 2011: “Gerek mevzuatın sadeleştirilmesi gerekse verginin tabana yayılarak... filan, falan...”

Yıl 2012: “Vergi tabanını genişleteceğiz.

Yıl 2013: “Bu saydıklarımızın hepsi vergiyi tabana yaymak amacı” gibi bir şeyler söyledi...

Yıl 2014: “Biz vergiyi tabana yayarak birtakım istisnaları... falan, fıstık...”

Yıl 2015: “Buradaki amaç; vergiyi tabana yayarak, kayıt dışılığı azaltarak... falan, fişman...”

Yıl 2016: “Gelir Vergisi reformu ile birlikte vergilerin tabana yayılmasına çalışıyoruz.”

Yıl 2017: “Verginin tabana yayılmasını sağlayacağız.”

Yıl 2018’e geldiğinde, görevinin son günlerinde, “Vergiyi artırmadan tabana yayacağız” söylemiyle veda etti. Koltuğu damada devretti.



★★★

Türkiye’de bir milyonun üzerinde şirket hiç Katma Değer Vergisi ödemiyor. Vergi oranları ve sigorta primi çok yüksek... Ödese şirketi kapatacak. Ödemese nasıl olsa af çıkacak.

Nitekim seçim öncesi yine vergi affı çıkardılar ve süreyi bir ay daha uzattılar. Sizce bundan sonra ödenecek mi? Ekonomide işler bu kadar kötü değilken bile ödenemiyordu ki!

★★★

Devletin görevi adil şekilde vergi toplamaktır. Zenginlerin borçlarını silip, silinen borçları halktan tahsil etmek değildir.

Oysa kötü yola düşmüş Robin Hood gibi yıllardır fakirden alıp zengine veriyorlar. Bizden toplanan vergileri yandaşa ihale olarak zimmetliyorlar. Kendi lüks harcamalarını kısmayıp, daha fazla gelire ihtiyacımız var diyorlar.

İki liralık köprüyü 12 liraya yaptırırsan, bakanları toplantılara özel uçak tutup yollarsan tabii ki ihtiyacın olur paraya... Onu da hemen yayarsın tabana. Aman geç kalma...

Neden vize vermiyor Avrupa?


Bölge ve dünya lideri Türkiye’yi kimsenin iplememesi çok acı değil mi?

Bırakın Türkiye’nin verdiği demeçleri, anlaşmalara bile uymuyorlar. Belli ki çözümü bulmuşlar. Üç-beş Euro önümüze atıp susturuyorlar.

★★★

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 16 Aralık 2013’te 3 milyar Euro tutarındaki mali destek karşılığında imzalanan Mülteci Anlaşması ile paralel olarak Türkiye-Avrupa Birliği Gümrük Birliği Anlaşması’nın revizyonu ve güncellenmesi, Türk vatandaşlarına vize serbestisi mutabakatları da imzalanmıştı.

Ne Gümrük Birliği güncellendi ne de vize serbestisi geldi.

Oysa Türkiye yıllardır milyonlarca Suriyeli, Afgan, Paki, Bangladeşli, Afrika’nın bilumum ülkelerinden milyonlarca sığınmacıların Avrupa’ya geçişlerini engelleyerek adeta sınır bekçiliğini yaptı. Yapmaya devam ediyor.

Vize serbestisi hikayesi tamamen gündemden düştü. Şimdi Türk vatandaşlarının Schengen vizesiyle Avrupa Birliği ülkelerine seyahatlerine de ciddi engellemeler getiriliyor.

Schengen vizesi başvuru süreçleri 3-4 aya uzarken, vizelerdeki gerekçesiz ret oranı da yüzde 50’ye yükseldi. Konsolosluklarının başlattıkları ‘başvuru kotası’ uygulamasıyla, vize başvurusu alımları da asgari düzeye indirildi.



★★★

O ülkeler açısından bakınca çok da haksız bulamıyorum kendilerini... Ülke pasaportu peynir ekmek gibi dağıtıldı, her isteyene verildi. Kapağı Avrupa’ya atmak en büyük dertleri...

Yine de madem Şengeni yengen yaptılar, bizim de özgürlükleri devreye sokmamız gerekli...  Bu adamları kapı dışarı etmiyoruz ki... İsteyen istediğini yapsın. Gitmek isteyen gitsin, kalmak isteyen otursun.

Fazla kurcalama bence


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ilk hedefi, açıkladığı üzere, Para aklama, terörist organizasyonların finanse edilmesi gibi faaliyetlerin yaşandığı ülkelerin bulunduğu “gri liste” adlı sıralamadan Türkiye’yi çıkarmak.

Yazık Şimşek’e de... Hiç boşuna uğraşmasın... Bıraksın dünya bizi gri mi, füme mi hangi listeye almak istiyorsa alsın.



★★★

Hesap veremeyen, vermeyi hakaret kabul eden bir yönetim var. Biz sorunca direkt terörist ilan ediyorlar.

Neye el atsan “gizli” nereye baksan “devlet sırrı” gibi kavramlarla vergilerimizin nasıl harcandığı Meclis’e dahi açıklanmıyor.

★★★

El alem bize “şeffaf değilsin” deyince, insan neresiyle güleceğine şaşırıyor. O ne demek ki? Millet anlamını dahi bilmiyor!

Yahu bu ülkede “şehitler” için toplanan yardımlar kayboldu! Araştırırken ona rastlarlarsa haber versinler sevabına... Mehmet Şimşek bu işlerin peşine düşerse biletini keserler anında...