Aslında bunu seçim öncesi yapacaklardı. Millet ne kadar kötü durumda olduğunu anlar falan... “Aman ha” denilip vaz geçildi...
Oysa ne kadar da kârlıydı... Faiz artırmak yasaklanınca faizsiz kredi tadındaydı... Millet limitinin dibine kadar harcadı. Borçlandı...
★★★
Türkiye’de 35 milyon 78 bin kişinin bireysel kredi kartı borcu var. Borçlar öyle 300 lira 500 lira da değil... Topla bütün borçları böl borçlu sayısına kişi başına ortalama bireysel kredi kartı borcu 22 bin 534 lira...
Borçlular birleşip parti kursalar, açık ara tek başlarına iktidarı alırlar... Kanun çıkartıp borçlarını silerler, rahatlarlar... Nasıl fikir ama? Nefis maşallah...
★★★
Milyonlarca kişi kredi kartında limit kalmışsa hayatını sürdürmeye çalışıyor onunla... Kredi kartı harcamalarının yüzde 80’e varan kısmı akaryakıt ve gıda harcaması... Tabii ki hikaye bitmiyor burada...
Eşe dosta, bakkala manava, arkadaşa tefeciye, ev sahibine borçları saymıyoruz haliyle... Hele faturalar... Telefon, apartman, internet, elektrik, doğalgaz, su... Bu hesapta bunlar hiç yoklar...
Daha Avrupa Birliği’ne girecektik
“Ey Avrupa!” söylemi ne çok iş yapıyor değil mi ortamlarda? “Efendim” diye cevap verse ne diyeceğiz acaba?
Hatırlatırım, geldiğinde hedef Avrupa Birliği’ne girmekti. Gündüz vakti havai fişekleriyle kutlama yaptırdı kendileri...
★★★
Erdoğan şimdi, “Avrupa Birliği, Türkiye’den kopmanın gayreti içerisindedir. Biz de gerekirse Avrupa Birliği ile yolları ayırabiliriz” dedi... Ne ara yolumuz kesişti ki? Bak ondan hiç bahsetmedi...
Ne yalan söyleyeyim ben de Avrupa Birliği olsam, Türkiye’yi almam. Ne idüğü belirsiz 15 milyona yakın mülteciye kapılarımı açmam.
★★★
Malum Türkiye mülteciler için baraj niteliğinde... Bekçi gibi engelliyor Avrupa’ya kaçak gitmeye çalışan mültecileri... Parası karşılığında ama çok ucuza...
Zaten Ortadoğu dediğin yer dünyanın pavyonu olmuş durumda. Her milletten insan var. Kim kiminle ne yapıyor? Belli değil! Bu güruhun Avrupa’ya akmasını istemiyorlar.
★★★
Nitekim Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı, 2030’a kadar 10 ülkeyi kapsayacak yeni bir genişlemeye gideceklerini belirtti. Bilin bakalım listede kim yok? Bildiniz, Türkiye!
Bizden onlarca yıl sonra başvuran, eski Doğu Bloku ve Varşova Paktı üyesi 9 ülke Polonya, Çekya, Slovakya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya, Litvanya, Estonya, Letonya tam üyeliğe alındı.
★★★
Hırvatistan ve Slovenya da gruba katıldı. Karadağ ve Sırbistan ile aday üyelik süreci yürütülüyor. Bosna-Hersek, Kosova’nın yanı sıra Kuzey Makedonya, Arnavutluk ile süreç hızlandırıldı.
Ukrayna, Moldova ile müzakereler başlatılacak... Peki Gürcistan ne alaka? Onun da Avrupa Birliği üyeliği yolda...
Emin olun Güney Kore başvursa bizden önce alırlar Avrupa’ya...
Orta Vadeli Program’ın kısa ömrü
Yandaş takımının açıklanan her veri sonrası duruma göre gösterdikleri ilgi enteresan değil mi? Haziran ayında 627 milyon dolar cari fazla verince ülke alakalı alakasız kişilerce konuşuldu günlerce...
Vay efendim; uzun planlamalar sonucu ulaşılan başarının somut göstergesi olmasından tutun, Avrupa’nın çekindiği ülke konumuna gelmemize kadar işlendikçe işlendi...
★★★
Oysa sebebi basitti... Uzun Kurban Bayramı tatilinin etkisiyle 9 gün boyunca gümrük işlemlerinin yapılamaması, ithalatın buna paralel olarak gerilemesi sonucunda 21 ay sonra ilk kez aylık bazda cari fazla verilmişti.
Temmuz ayındaydı sıra... Bu kez aylık 5.5 milyar dolara yaklaşan bir cari açık verildi. Bari haber bültenlerinde bir üç dakika bahsedilseydi. Sanki söylemeyince görülmeyecekti.
★★★
Karambolde ocak-temmuz dönemi yedi aylık cari açık toplam tutarı 42 milyar 286 milyon dolara yükseldi. Neydi bunun önemi?
Yılsonu için öngörülen cari açık hedefi hani herkesin çok beğendiği, gerçekçi dediği Orta Vadeli Program’da 42.5 milyar dolar olarak yer alıyor.
★★★
Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcı sayılan Orta Vadeli Program hedefinin tutması için ağustos-aralık dönemi beş ayda verilecek cari açığın 214 milyon doları aşmaması gerekiyor.
Ağustostan itibaren yıl sonuna kadar her ay cari verilecek açık en fazla 42.8 milyon dolar olmak zorunda... Hani çok gerçekçi ya, o bakımdan...
★★★
Daha önceki 18 adet Orta Vadeli Program’da hiçbir hedefin tutmaması gibi, 19’uncusunda da aynı akıbetin yaşanacağı, hedeflerin kağıt üzerinde kalacağı aşikar değil mi?
Tutacağına inanır gibi yapmaları çok tatliş değil mi? Tutarsa ara beni... Öpücem elini...
