Partiyi, politikayı bırakır, politikacı olmadan önceki günlerinde yaptığı gibi ticarete geri döner mi?

Bisküvi bayisiydi.

Ülker ile bozuştu.

Çok satan başka bir ürünün bayiliğini alır, “durmak yok, yola devam” diyebilir mi?

Tersi de olabilir!

Beni anlamadınız, kıymet, kadir bilmediniz diyerek halka küser yurt dışına gider, başka ülkeye yerleşir oradan Türkiye’yi seyreder mi?

Al gözüm seyreyle!

İşte seyirlik Türkiye!

Adıyaman’da:

İlan edildi.

19 işçi alınacaktı.

17.000 kişi başvurdu.

Şanlıurfa’da:

Duyuru yapıldı.

60 kişi alınacaktı.

53.000 kişi başvurdu.

Niğde’de:

Hastane ilan verdi.

78 sağlıkçı alınacaktı.

13.000 kişi başvurdu.

Erzurum’da:

Yeni hastane açıldı.

249 kişi alınacaktı.

49.000 başvuru oldu.

Seyredebilecek yüreğin varsa; buyur ne günlere kaldık, seyret.

★★★

Genel adı var:

İstihdam” diyorlar.

Çalışabilir.

Eli iş tutabilir.

Toplam iş gücü:

62.000.000 kişi.

Eli iş tutabilir, çalışabilir olan her 100 kişiden yarısının bile bir işi yok.

İşi olup çalışanlar: 31.500.000 kişi. Gerisi işsiz ya da işi var ama sosyal güvenlik kurumuna kaydı yok. Her 100 çalışandan 26’sı kayıtsız, kaçak çalışmak zorunda bırakılıyor.  Kayıtsız, sigortasız haftada 50 saat çalışıyorlar. Çalışanların yarısından fazlası ancak asgari ücret alabiliyor. Savaş uçağı yaptık, uçak gemisi yaptık, elektrikli otomobil yaptık, Ay’a adam gönderiyoruz ama Türkiye’de asgari ücret, temel ücret oldu.

Net asgari ücret:

8.507 TL.

★★★

Enflasyon patladı. Mutfaklar alev aldı. Marketlerde raflar yanıyor. Enflasyonun, enflasyon yavruladığı noktaya geldik. Nisan ayı itibarıyla 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması 10.135 TL’ye çıktı.

Bunun adı var.

Açlık sınırı:

Net asgari ücret (8.507 TL) açlık sınırı kabul ediliyor. 2 çocuklu 4 kişilik bir ailede anne de çalışmıyor sadece babanın asgari ücretli işi varsa; bu ailenin geliri “boğaz tokluğunu” bile karşılayamıyor. Her 100 gençten 30’u işsiz. Genç adam üniversite bitirmiş; bir işte çalışmıyor, kendini geliştirmek için bir okula, kursa gitmiyor, umudunu yitirmiş iş aramıyor.

★★★

Seyretmek istiyorsan.

Al gözüm seyreyle!

Türkiye, dünyanın en ucuz işgücü deposu ülkesi oldu. Türkiye, dünyanın mülteci parkı da oldu. Avrupa kıtasında toplam 51 egemen ülke var. 51 ülke içinde işçisini en az ücretle çalıştıran birinci ülke Arnavutluk, ikinci ülke Türkiye.

Gelir dağılımı diyorlar.

Zengin yoksul uçurumu.

Avrupa’da en berbat, en kötü, en vahşi durumda gelir dağılımı olan ülke Türkiye. En düşük gelirli gurupla en yüksek gelirli grup arasındaki fark yaklaşık 8 kata çıktı.

Durum aynen böyle.

Sandığa 10 gün kaldı.

Kaybederse!

Halk bize sandık darbesi yaptı diye düşünüp politikayı bırakır; “Bizden önce hiçbir şey yoktu, ne varsa hepsini biz yaptık ama bu halk nankör...” diyerek küsüp gider mi?

Giderse...

Dışardan bakıp görür:

21 yıl içinde Türkiye dünyanın ucuz işgücü deposu ve dünyanın mülteci parkı olmuş ama dünyayı kendi lehine değiştirmekte bir arpa boyu yol gidememiş.

Neler gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!


Böylesi görülmedi!


1950 yılından bu yana partilerin, parti başkanlarının, milletvekili adaylarının yarıştığı çok sayıda seçim yaşadık. Böylesi hiçbir seçim öncesinde görülmedi. Son 30 gün içinde şunlar oldu. Gaziantep Valisi, AKP Genel Başkanı Erdoğan’a oy istedi. Erdoğan’ın KKTC Lefkoşa Büyükelçisi olarak atadığı Metin Feyzioğlu, kahvehane gezerek Erdoğan’a oy verilmesini önerdi. Yozgat’ta camiden AKP mitingine katılma anonsu yapıldı. Aile bakanının seçim otobüsünde deprem bölgesine dağıtılmak için ayrılan koliler bulundu. İzmir’de Vergi Dairesi’nin duvarına AKP milletvekili adayının posteri asıldı. Erzurum Valisi, daha önce izin verdiği muhalefet adayı Kılıçdaroğlu’nun miting iznini iptal etti. Milletvekili adayı yapılan bakanlar, devlet imkanlarını seçim propagandaları sırasında iktidar partisi için sonuna kadar kullandılar. Tüm halktan toplanan vergilerle yayıncılık yapan TRT, iktidar ile muhalefet ittifak mitinglerine ayırdığı canlı yayın süresinde korkunç bir taraf tutmaya, ayrımcılığa imza attı. TRT’nin iktidar ile muhalefete ayırdığı canlı yayın süresinde 85 kat fark ortaya çıktı. Devlet bütünüyle iktidar partisinin hizmetine sokuldu. Böyle hukuksuzluk hiçbir seçimde görülmedi.