Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin 14 Mayıs’ta yapılabileceğini belirtti. Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle seçim tarihini öne çekmesi durumunda bile üçüncü kez aday olamayacağı Anayasa hocaları tarafından söylense de bu konuda son sözü Yüksek Seçim Kurulu (YSK) söyleyecek.

Yasada mühürsüz oy kullanılamayacağına ilişkin hükme karşın, Cumhurbaşkanlığı seçimi daha devam ederken mühürsüz oyların da geçerli olacağına yine aynı YSK karar vermedi mi? DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığına itiraz edeceğini söyledi, söylemesine ama hemen ardından da YSK’nın nasıl bir karar vereceği konusunda kaygısını da dile getirdi. Yani, “Biz başvuracağız ama bizim dediğimiz nasıl olsa dikkate alınmayacak” görüşünde olduğunu belirtti. Olsun. En azından tarihe not düşmek gerekiyor...

SÖZ MİLLETİN

14 Mayıs seçimlerinin ruhunu bilmek ve ona sadık kalmak koşuluyla doğru bir seçim. Ancak, “Yeter, söz milletin” derken, bunu Cumhur ittifakı kime, niçin söyleyecek? Sahi, kime “Yeter” denilecek. Şunu biliyoruz, bugün ne söylenirse söylensin, kısa süre sonra tam tersi de söyleniyor. O haliyle de alkışlanıyor, destekleniyor, değiştirilmesi durumunda da alkış ve destek devam ediyor. Türkiye bunlara yabancı değil.

14 Mayıs’ta seçimin yapılacağına ilişkin açıklamalara 6’lı masa alıştı ama Erdoğan, seçim tarihini değiştirirse bunu da yadırgamayalım. 6’lı masa liderlerinin 26 Ocak’ta yapılacak toplantısı da 30 Ocak’ta açıklanacak hükümet programı da öne alınmalı. Bazı liderlerin de kimin aday yapılacağı konusunda artık yalpalamak yerine dik durması, geleceğe dönük hesaplar yapmaktan vazgeçmesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanı söylese de söylemese de seçim için 14 Mayıs tarihini değiştirse de söz ve karar milletindir. Yeter ki milletin kararına saygı duyulsun. Seçimlere hile karıştırılmasın.

12. CUMHURBAŞKANI SEÇİLDİ

Her ne kadar iktidarıyla, muhalefetiyle 13. Cumhurbaşkanının seçileceği söylense de, aslında seçilecek olan 14. Cumhurbaşkanıdır. Yüksek seçim Kurulu’nun 15 Ağustos 2014 tarih ve 3719 sayılı ve bütün üyelerin imzaladığı kararda şöyle yazılı:

“10 Ağustos 2014 Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanı seçimi geçici sonuçları 11 Ağustos 2014 Pazartesi günü kamuoyuna duyurulmuştur. Bu sonuca göre geçerli oyların salt çoğunluğunu alan Recep Tayyip Erdoğan’ın 12. Türkiye Cumhurbaşkanı seçildiğinin tespitine ve adına Yüksek Seçim Kurulu’nca tutanak (mazbata) düzenlenmesine 15 Ağustos 2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”

13. CUMHURBAŞKANI SEÇİLDİ

Gelelim, Yüksek Seçim Kurulu’nun 4 Temmuz 2018 tarihli ve 952 sayılı oybirliğiyle aldığı kararı okuyalım:

“24 Haziran 2018 Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanı seçimi kesin sonuçlarına göre geçerli oyların salt çoğunluğunu alan Recep Tayyip Erdoğan’ın 13. Türkiye Cumhurbaşkanı seçildiğinin tespitine ve adına Yüksek Seçim Kurulu’nca tutanak (mazbata) düzenlenmesine karar verildi.”

13. Cumhurbaşkanlığıyla ilgili sonra bazı tereddütler oldu. 5 Temmuz 2018’de TBMM Başkanlığı, YSK’ya gönderdiği yazıda, “Tutanakta 13 rakamına Cumhurbaşkanlığı görevi yapan kişi sayısının hesabından veya Cumhurbaşkanı seçim sayısının hesabından ulaşılamadığı görülmüştür. Bu sebeple 13 rakamıyla ilgili tereddütler hasıl olmuştur.”

NUMARA KALDIRILDI AMA

Vay be! Koca Yüksek Seçim Kurulu, kaçıncı Cumhurbaşkanının seçildiğini bile doğru dürüst belirleyememiş de, TBMM’nin yazısı üzerine YSK aynı gün toplandı, yeni kararında mazbatadan 13 rakamını kaldırdı. O mazbatada, “24 Haziran 2018’de yapılan seçimde Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi” denilmekle yetinildi. Yani kaçıncı Cumhurbaşkanı olduğuna ilişkin numara yok. YSK’nın ilk mazbatasında Erdoğan’ın 13. Cumhurbaşkanı olduğu yazılı. Bu durumda... Seçilecek olan 14. Cumhurbaşkanı olacak. Ama bakarsınız o da rakamsız olur.

Seçim zamanında da yapılsa, öne de çekilse Erdoğan’ın yeniden seçilmesi halinde aslında 14. Cumhurbaşkanı seçilmiş olacak. Seçimin kaybedilmesi halinde bu her fırsatta dile getirilecek, Erdoğan’ın aslında üçüncü kez aday olamayacağı anlatılacak. İstediği sonuç da çıkarsa yine Erdoğan’ın deyimiyle “Atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak.” Seçim kaybedilirse iptal için bakarsınız seçimin geçersiz sayılmasına gerekçe bile yapılır. Dağınık değil, muhalefetin toplu olarak hareket etmesi halinde toplum desteği artar. Yoksa bu dağınıklık, 6’lı masayı iflah etmez...

14 MAYIS’TA İSMET PAŞA OLMAK

İsmet İnönü, Celal Bayar gibi devlet adamlarıyla röportajlar yapan emekli TRT programcısı Nazmi Kal’dan bir ileti geldi. 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimin sonuçları gelmeye başlıyor. Gerisini, Nazmi Kal’ın, iletisinden aktarıyorum:

Tarih 14 Mayıs 1950...Yer Çankaya Köşkü. Köşkte radyodan seçim sonuçları dinleniyor. CHP’nin kurmayları Kasım Gülek, Kemal Satır, Nihat Erim, İsmail Rüştü Aksal, Turgut Göle, Sırrı Atalay orada.

Her ilden yenilgi haberleri geliyor. Kurmaylar endişeli ve üzgün. Ama İsmet İnönü’de hiç üzüntü belirtisi yok. İnönü bir ara eşi Mevhibe Hanıma döner, “Hanımefendi bu köşkten kaç günde taşınabiliriz?” diye sorar. Mevhibe “Bir hafta yeter Paşam” karşılığını verir. İnönü şöyle devam ediyor:

-Ama arabamız olmayacak. Ulus’a otobüsle ineceksin.

14 Mayıs ruhu işte böyle. Bu ruha her dönemde sadık kalınması da milletimizin arzusudur.