İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, internet üzerinden yaptığı toplantının YouTube’da yayınlanması iki yönlü tartışma konusu oldu. Toplantıyı düzenleyenler, “Bunu sızdıranları” ahlaksızlıkla eleştiriyor. Parti yönetimi ise “Etik olmayan” toplantı olduğunu öne sürüyor.

CHP Genel Başkanına yıllardır çok yakın, hatta son seçimde milletvekili adaylarının belirlenmesinde etkili olan bazı isimlerin, “Değişim” adı altında başlattığı bu toplantıların, acaba yapılmak istenen tüzük değişikliğiyle milletvekilliğini 2 dönemle sınırlandırılmasıyla ilgisi var mı? Toplantıda bulunanların çoğunun 4-5-6 dönemdir milletvekilliği yaptığını da, gelecek dönemlerde de seçilmelerinin yolunun yapılmaya çalışıldığını genel merkezin bazı yetkilileri öne sürüyor.

İMAMOĞLU’NDAN İSTENEN

Dün belediye başkanları toplantısı yapıldı. Bugün Parti Meclisi toplanıyor. Muhtemel kurultay tarihi de belirlenecektir. Kurultaya geçmeden, CHP Genel Başkanlığına soyunan ancak “Evet adayım” demeden çalışmalarını sürdürmeye çalışan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, daha önceki buluşmalarında, Kılıçdaroğlu’nun  “Ekrem Bey aday mısınız?” diye sorduğunu, İmamoğlu’nun değişimden söz ettiğini hatırlatalım.

Kılıçdaroğlu’nun, görüşmede İmamoğlu’na bazı önerilerde bulunduğu genel merkez yetkilileri tarafından belirtiliyor. Söylenenleri, Kılıçdaroğlu’na sorduğumda herhangi bir açıklamasının olmayacağını belirtti. O zaman söylenenleri aktarıyorum:

“Ekrem Bey, milletvekili seçiminde İstanbul’un 39 ilçesinden 22’sinde CHP çoğunluğu elde etti. Siz, gelecek seçimde Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olun, seçimi kazanın, Belediye Meclisi’nde çoğunluğu bu oy durumuna göre elde ederiz. Dolayısıyla siz ayrılacağınız zaman yerinize CHP’li bir belediye meclis üyesi seçileceği için İstanbul Büyükşehir Belediyesi yine CHP’de kalacak. Siz ayrılır, kurultayda aday olabilirsiniz. Şu anda sizin ayrılmanız demek, belediyeyi AKP’ye vermek demektir. Çünkü, belediye meclisinde çoğunluk Cumhur ittifakında olduğu için AKP’li bir üye belediye başkanı seçilecek. Oysa bizim İstanbul’u seçim öncesinde de AKP’ye bırakmak gibi bir durumumuz asla olmamalı.”

İmamoğlu, bu konuşmadan sonra kendisini biraz geriye çekti. Ya da öyle biliniyordu. Şimdi, CHP’de daha hareketli bir dönem yaşanıyor. Artık, yıllarını bu siyasi partiye vermiş isimler arasında ciddi bir güven bunalımı da başladı.

CİNSİYET KOTASI EŞİT OLACAK

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinde “Değişim” değil “Yenilik” ten yana. CHP’nin altı okunun değişmesinin söz konusu olmadığını belirtmişti. İyi bir hukukçu ve partili olduğu bilinen Zeynel Emre, bazı arkadaşlarıyla birlikte tüzük değişikliği için çalışma yapıyor. Tüzük değişikliği önerisinin kurultayda da tartışılıp sonuçlandırılması amaçlanıyor.

Genel merkeze yakın olan bazı il başkanları da bu çalışmalar hakkında bilgi sahibi. Tüzükte ne gibi değişiklikler olabileceğini şöyle anlattı:

-Cinsiyet kotası eşit olacak. Yani yüzde 50 kadın, yüzde 50 erkek milletvekili adayı olacak.

-Kadın kolları kaldırılacak.

-Belediye meclisine seçilecek üyelerin önce parti okulunda eğitim alması zorunlu olacak. Bu eğitimden sonra aday olabilecek. Parti okulunda adaylara belediye nedir, bütçesi nedir, belediye  başkanının görevlerinin ne olduğu gibi konularda eğitim verilecek.

ÖNSEÇİMDE KİM OY KULLANACAK?

-Milletvekili adayının belirlenmesinde daha objektif kriterler tüzüğe konulacak. O kriterler çerçevesinde ön seçime gidilecek.

- Önseçime katılacak üyeler de aktif ve pasif üye diye ikiye ayrılacak. Düzenli aidatını ödeyen, partiyle aidiyeti olan üye ön seçime gelecek kimi milletvekili seçmek istiyorsa o adaya oyunu verecek. Yani yığma üyeliğe son verilecek. Amcasının, dayısının oğlunu, kızını, akrabalarını partiye kaydettirip, onların aidatını toplu olarak ödeyenler ön seçim olsun istiyorlar. Çünkü onun dışında başka birisinin çıkma ihtimali yok.

- Genel başkan bunu daha önce gündeme getirmişti. Ancak kurultayda reddedilmişti. Şimdi, örgüt bunun farkına vardı. Milletvekili adaylığı da sınırlanacak. Genel başkana yüzde 5 civarında kontenjan ayrılacak.

- Belediye meclis üyeleri arasında belli meslek mensuplarının bulunması zorunlu kılınacak. Örneğin avukat, şehir plancısı,  mimar, mühendis, jeoloji mühendisleri, mali müşavir odalarının kendi aralarından seçecekleri temsilci bulunacak. Bunların parti okuluna gitmesi zorunlu olmayacak.

Kuşkusuz parti örgütünden gelen öneriler değerlendiriliyor.

O PROTOKOLÜ SÖZCÜ TV DUYURMUŞTU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ arasında yapılan görüşme daha devam ederken, SÖZCÜ Televizyonu’nda, Can Coşkun’un sunduğu programa telefonla bağlanıp, “Son dakika” haberi olarak iki lider arasındaki protokolü açıklamış, İçişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, bakanlığa dönüştürülecek Yurtdışı Türkler ile TİKA’nın Zafer Partisi’ne verileceğini duyurmuştum.

Bu konuda ilk gün sessizlik yaşandı. Hatta verdiğim son dakika bilgisinin doğru olmadığını söyleyenler çıktı. Ancak haberimin her zaman olduğu gibi arkasındaydım. Nitekim gerek CHP Genel Başkanı, gerekse Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, o haberi ve protokolü doğruladılar.

AKŞENER’İN SÖZLERİ UNUTULDU

Bu arada ilginç durum ortaya çıktı. Millet İttifakını oluşturan siyasi partilerin bazı yöneticileri kendilerinden habersiz protokol imzalanmasını eleştirmeye başladı. En doğrusunu İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener açıklamıştı. Protokolün gündeme geldiği günlere Akşener’in 24 Mayıs’ta şunları söylediği unutuldu:

“Sayın Kılıçdaroğlu’nun yetkisi vardı, o yetkiyi yerine getirdi.  Hayırlı uğurlu olsun. İçişleri Bakanlığı konusunda Kılıçdaroğlu, Özdağ’ı görevlendirmişse, CHP Genel Başkanı olarak verdiği bir karardır. Ben ona saygı duyuyorum. Seçime iki ayrı parti olarak girdik. Alınan oy ve milletvekili sayısına göre CHP sonra İYİ Parti seçimden sonra bu konuda görevlendirme yapacak.”

CHP içinde yaşanan iki başlılık, milletvekillerini, belediye başkanlarını da bir tarafa gitmeye zorluyor. “Onun adamı, bunun adamı” yorumları yapılıyor. Halkın inim inim inlediği bir dönemde, umut bağladıkları CHP’deki olumsuzlukların yaşanmasını seçmen istemiyor. Seçim sonrası  “Eyvah, eyvah...” dememek için aman dikkat!