Hastanelerde acil servislerde görev yapacak doktor sıkıntısı çekiliyor.
Bunu sadece biz gözlemlemiyoruz ya da sadece hastalar söylemiyorlar.
Bu sağlık camiasında konuşulan bir konu ve görüştüğüm yetkililer de bunu doğruluyorlar.
“Evet haklısınız, hastanelerde acil servislerde çalıştıracak doktorları bulmakta güçlük çekiyoruz” diyorlar.
Bunun birkaç nedeni var elbette.
Yetkililerin aktardığına göre birinci nedeni, acil serviste görevlendirilen genç pratisyen hekimlerinin hemen hepsinin TUS sınavı için çalışmaları ve TUS sınavı dönemlerinde kimisinin izin, rapor almaları ya da TUS sınavını kazanınca yeni görevlendirilmeleri oluyormuş.
Genç doktorların çoğu hayatlarının sonuna kadar pratisyen hekim olarak kalmak istemiyor ve bir uzmanlık sınavına giriyor haklı olarak.
Diğer etkenlere gelince; kimi hekimler devlet hastaneleri yerine özel hastaneleri tercih ediyor.
Yurt dışına doktorların gitmesinin de sıkıntıyı bir nebze de olsa artırmasının yanı sıra zaten ortada TUS, yurt dışı vb. gibi sebeplerle bir doktor azlığı söz konusu olunca özel hastanelerde de bu sıkıntı yaşanıyor ve özel hastaneler devletten daha fazla para, imkan sağlayarak pratisyen hekimleri hastanelerine çekebiliyorlar.
Böylece kamuda acil servislerde doktor açığı ortaya çıkıyor. Bu yüzden özellikle akşam saatlerinde gittiğinizde Şehir Hastanesi, Çukurova Devlet, Yüreğir Devlet, Seyhan Devlet gibi hastanelerinin hemen hepsinde acil servislerde bir yığılma ve şikayetler görüyorsunuz.
Çünkü doktor az. Bir doktor aynı anda onlarca kişiye yetişebilir mi?
Yüzlerce kişi sırada, kimisi ağrılar içinde, doktor bekliyor.
E tabi doktor ne yapacak? Öncelikle durumu en kritik olandan işe başlayacak.
Bunun kalp krizi var, trafik kazası var, adli olayları var. Var oğlu var yani.
Sonra da hastane personeli ile vatandaş arasında tartışma kaçınılmaz oluyor.
Vatandaş da haklı.
Hasta, ağrısı, sancısı var, belki bir yeri kırık, acılar içinde… Ama ortada doktor yok…
Doktor da o sırada beni bağışlasınlar bu tabir için deliler gibi koşturuyor. Bir o hastaya, bir bu hastaya… Süpermen olsa yetişmesi imkansız…
Ne olacak bu işin sonu?
Sonra herkesin ağzına sakız olmuş o söz “Allah düşürmesin!”
Evet ama insanlar hastalanacaklar ve hastanelere gidecekler, hastanenin de ilk basamağı acil servis, nasıl olacak bu iş?
Yetkililere buradan çağrıda bulunuyorum.
Lütfen acil servislerde çalışan doktor sayısını artıracak önlemler alın.
Bazı genç pratisyen hekimlerin torpil yaptırarak hiç acilde çalışmadıklarını başka rahat bölümlerde çalıştıklarını görüyoruz.
Bu önlenmeli.
Acilde çalışması gerekenler eşit biçimde buralarda görevlendirilmeli.
Bu arada çoğu hastanenin başhekim yardımcıları da pratisyen.
Gerekiyorsa bu doktorlar da acil servislerde haftalık nöbetler tutmalı, haftanın diğer günleri ise idarecilik görevlerini yürütmeli. Hem hasta-doktor ilişkisinde bilgilerini tazelemiş olurlar.
Adana’da kamudaki pratisyen başhekim yardımcılarını sayarsak, azımsanmayacıak bir rakam ortaya çıkar ve bu da acillerin nefes almasında küçük de olsa bir yöntem olur.
Ben işin içinde olmadan kendimce çözümler üretiyorum.
Elbetteki sağlık yetkilileri daha kalıcı ve akil yöntemler bilir, bulur, akıl edebilirler.
İş ki uygulamak!
İş ki acil servisleri şu keşmekeşlikten, izdihamdan kurtarıp vatandaşa gerçekten kaliteli ve layıkıyla bir sağlık hizmeti verebilmek. Doktoruna da hastasına da sağlıklı günler dileğiyle.