Ankara...
Cumhuriyetin 10. yılı...
Kutlamaların tümüne katıldığı için yorgun düşen Atatürk, geç saatlerde Ankara Palas Oteli’nde, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ve yazar Ruşen Eşref Ünaydın’la sohbet ediyor.
Ruşen Eşref bir ara “Paşam etraf çok kalabalık. Korumaları biraz artırsak mı?” diye soruyor.
Atatürk “Hayır, olmaz!” diyor. “Bu, icraatından emin olmayanların yapacağı iştir!”
* * * * *
Fransa Büyükelçisi, Atatürk’ün masasına gelerek bir davette bulunuyor:
“Sayın Cumhurbaşkanı, sizi İstanbul veya İzmir Limanı’ndan Türk Bayrağı çekilmiş bir harp gemisiyle alarak, donanmamızla ülkemize götürmek istiyoruz. Orada Fransız Orduları Başkomutanı olarak karşılanacaksınız!”
Atatürk’ün cevabı hazırdır:
“Teşekkür ederim mösyö. Böyle bir gezi düşünmüyorum!..”
Fransız Büyükelçi ayrıldıktan sonra Atatürk, masadakilerin şaşkın bakışları arasında tarihi konuşmasını yapıyor:
“Beyler... Bunlar bize hâlâ Doğulu gözüyle bakıyorlar. Adam bana bir aşiret şeyhini imrendirecek tantana teklif ediyor! Bu efendi hangi Batılı devlet adamına bu teklifi yapabilir? Gülerler adama! Bizi hâlâ böylesine basit şeylerle elde edebileceklerini sanıyorlar. Öğrenemediler bir türlü!.. Ama öğrenecekler, öğrenecekler! Haydi Beyler Cumhuriyetimize...”
* * * * *
Mustafa Kemal, Harp Okulu’nda sınıf arkadaşı Ali Fuat’la (Cebesoy) sohbet ediyor:
“Ali Fuat, senin Fransızcan çok iyi...”
“Senin de matematiğin Mustafa...”
“O zaman şöyle yapalım: Sen bana Fransızca çalıştır, ben de sana matematik...”
“Ama senin Fransızcan da iyi...”
“Daha iyi olmalı...”
“Tamam Mustafa, öyle olsun...”
“Biraz Makedonca biliyorum ama Fransızca, Arapça, Almanca ve İngilizce de öğrenmek istiyorum.”
“Başka ne kaldı ki?..”
“Arapça bilmemiz şart! Topraklarımızın pek çoğu oralar. Fransızca diplomasi dili...”
“Almanca?..”
“Almanlar kadim müttefikimiz değil mi?.. Öğrenmek şart Ali Fuat... Ben iyi bir komutan olacağım... İyi bir komutan...”
Olur da... Hem de adını tarihe yazdıran eşşiz bir Başkomutan...
* * * * *
Bunlar, Müjdat Gezen’in yazıp yönettiği “1881-” oyunundan sahneler.
Müjdat Gezen Tiyatrosu, perdelerini 10 Kasım günü saat 20.30’da, bu oyunla açıyor.
Aylardır hazırlığı sürdürülen
“1881-”de görev alan, 44 oyuncu, 107 karakteri canlandırıyor.
Bandırma Vapuru, ilk Meclis, Ankara Palas Oteli, 10. Yıl Balosu, Selahattin Pınar Konseri, sahnelenecek 48 tablodan sadece birkaçı...
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk’ün hayatının anlatıldığı oyunun müziklerini Zülfü Livaneli, dekorlarını Leyla Gezen, afişlerini de Bedri Baykam yaptı... Rutkay Aziz de sesiyle katkıda bulunuyor.
Müjdat Gezen Tiyatrosu, İstanbul’dan sonra 17 Kasım’da da Ankaralı tiyatroseverlerle buluşacak.
Biletler şimdiden tükenmiş durumda.
Ne diyelim?
Böyle bir dönemde bunu yapmak yürek ister!
Bravo sana Müjdat Gezen...
Ve kocaman bir bravo da, tüm emeği geçenlere...
Atatürk niçin büyüktü?..
Uğur Dündar
Yayınlanma: