Avrupa'nın en büyük varlık yöneticisi Amundi'ye göre, yabancı yatırımcılar enflasyon tersine dönüp yavaşlayana kadar Türk lirası tahvillerinden uzak duracak. Bu durum da girişlerin en iyi ihtimalle yıl ortasına kadar gerçekleşmeyeceğini gösteriyor.

Fransız varlık yönetim şirketi Amundi'nin gelişmekte olan piyasalar birimi eş başkanı Sergei Strigo, "Mutlak anlamda, Türk lirası mevcut seviyelerde 2024 yılı için potansiyel olarak pozitif getiri sağlayabilir" dedi.

Amundi'ye göre ayrıca, Türkiye'deki yatırım durumuna ilişkin riskler Mart ayında yapılacak yerel seçimlerle birlikte belirginleşecek.

YABANCI FAİZ VE ENFLASYONU

Amundi değerlendirmesinde tahvil piyasasına ilişkin görüşlerine de yer verdi. Strigo, "Enflasyon rakamlarının bugüne kıyasla biraz daha iyi seyrettiğini görmeye başlar başlamaz, portföy girişleri için kesinlikle potansiyel var" değerlendirmesinde bulundu.

Strigo konu ile ilgili "Benim hissim, uluslararası yatırımcıların yerel tahvil piyasasına girmesi için ideal olarak enflasyonun gerçekten düştüğünü görmesi gerekir. Ancak biz henüz bunu görmedik. Benim için ana tetikleyici nokta bu olacaktır" dedi.

Mayıs ayı civarında yüzde 75'e ulaşması beklenen enflasyon göz önüne alındığında faizlerin negatif seviyede kalması nedeniyle yerel borçlanma araçlarına girişler tarihi zirvelerine kıyasla oldukça sınırlı seyretti.

Ancak Strigo'ya göre özellikle para politikasında süreklilik sağlanması halinde, yerel borçlara yönelik algı değişebilir.

Strigo'ya göre Amundi, yönetimindeki 2 trilyon doların bir kısmını Türk şirketleri ve hükümeti tarafından ihraç edilen döviz cinsinden borçlara yatırmış durumda ve liranın geleceği konusunda da piyasanın şu anda fiyatladığından daha iyimser.

TARİHİ ZİRVELERİN ÇOK UZAĞINDA

Öte yandan bir zamanlar yabancılar için büyük bir cazibe merkezi olan tahviller, yetkililerin büyümeyi hızlandırmak için ultra gevşek para politikasına ağırlık vermesiyle yıllardır uluslararası yatırımcıların radarından çıkmıştı. Yerleşik olmayanların elindeki varlıklar 2022 başından bu yana en yüksek seviyeye ulaşsa da on yıl önceki 70 milyar dolarlık seviyenin çok altında.

Bu ilgisizlik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mayıs ayında yeniden seçilmesinin ardından ekonomi politikalarını değiştiren Türkiye'nin döviz tahvillerinin cazibesiyle tezat oluşturuyor.