Diyarbakır’da kendisinden 25 yaş küçük olan ve 25 yıldır birlikte yaşadığı Şirvan Dönmez’i 10 yerinden bıçaklayarak öldüren iki eşli 21 çocuk babası Şeyhmus Ay’a verilen müebbet hapis cezasını istinaf mahkemesi; akıl sağlığının yerinde olup olmadığının araştırılması gerektiğini savunup için bozdu. Davaya öldürülen kadının üç kızı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da suçtan zarar gördükleri için müdahil olarak katıldı.

"ARAMIZDA 10 YILDIR HUSUMET VAR" 

Merkez Kayapınar İlçesinde kıskançlık krizine giren 73 yaşındaki Şeyhmus Ay, kendisinden 25 yaş küçük olan ve 25 yıldır birlikte yaşadığı Şirvan Dönmez’i 10 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Tutuklanıp ve Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan Şeyhmus Ay, şunları söyledi:

- Eşimle 10 yıldır aramızda husumet var. Olay günü eşime elektrik, su faturalarını neden ödemediğini sordum. O da ödeme noktasının tahsilât yapmadığını ve ilgili kurumlara gitmek zorunda kaldığını söyledi. Ben buna inanmadım ve ödeme merkezine gittiğimde iki faturanın da sabah saatlerinde ödendiğini öğrendim. Balkondan birine öpücük atıyordu. Öpücükleri kime attığını sorduğumda bana ‘Moruk’ diyerek üzerime yürüdü, bende bıçak çıkarıp korkutmak istedim. Üzerime atlayınca yere düştü, bıçak mı elimden düştü bilmiyorum ama bir şekilde saplanmış. Ben şok geçirdim ve ‘Kendini de beni de yaktın’ diyerek birkaç kez daha sapladım. Ben namazında, niyazında işime gücüme bağlı insanım. Başkalarıyla geziyordu, sorduğumda tanıdıkları olduğunu söylüyordu.

"HİÇBİR ZAMAN ŞİKAYETÇİ OLAMADIK" 

Annesi öldürülen Ş.D. ise şöyle konuştu:

- Annem, babam ve kardeşlerim E.D ile M.D birlikte yaşıyoruz. Balkonda halı yıkadık sonra mutfağa geçtim. Babam bağırıp anneme yardım etmemi istedi. Devlet soğan, patates yardımı yapıyordu. Annem de almak için aşağı inmişti. Annemin yalnız taşıyamayacağını düşünerek ona yardım için indiğimde babam perdenin arkasından gizlice annemi gözetliyordu. Annem ve babam tartıştılar, sonra ikisi birlikte uyumamaya karar verdi.

- Birden bağırma sesleri gelince kardeşime ‘Koş annenin yanına’ dedim. Odaya girdiğimde babam annemin üzerine çıkmış, ellerini dizleriyle sabitlemiş annemin yüzüne yumruklar atıyordu. Annemin yüzü gözü kan içinde kalmıştı. Sonra yemek hazırlamamı istedi. Ben sofrayı serdim. Babam anneme kötü kötü bakıyordu. Babam annemi defalarca dövüyordu. Hiçbir zaman şikâyetçi olamadık. Polisi aramak istediğimde annem izin vermiyordu, bir şey olmaz deyip geçiştiriyordu. Babam çok kıskanç biridir. Annemi öldürdüğü için cezalandırılmasını istiyorum.

"ANNEMİZİN EL VE AYAKLARINI ZİNCİRLEYİP DÖVERDİ"

M.D ile E.D adlı kızları da, babalarının annelerine şiddet uyguladığını belirterek, “Babam iki eşlidir. Biz öldürülen annemizden 3 kız kardeşiz. Babamın 2 eşinden 21 çocuğu var. Ama resmi nikâhlı eşiyle görüşmüyorlar. Babamla annem arasında ciddi yaş farkı vardır. Bu nedenle annemi çok kıskanıyordu. Annem balkonda çamaşır serdiğinde bile onu gizlice gözetliyordu. Annemizin el ve ayaklarını zincirle kilitleyip döverdi. Annem ise yaşı itibariyle karşılık vermezdi. Bu kıskançlığı yüzünden sürekli ev değiştiriyorduk. Anneme seni çok pis öldüreceğim zamanını bekle derdi. Sabah uyandığımda annemizin battaniyeye sarılı cesedini gördük” dedi.

"KAYINVALİDEM KENDİ HALİNDE GARİBAN BİR KADINDI"

Sanığın damadı B.B kayınpederinin cinayeti işledikten sonra gece kendisini eve çağırdığını belirterek “Gittiğimde bana kayınvalidemin vefat ettiğini söyledi. İçeri girdiğimde üzerinde battaniye örtülüydü. Ben de küçük kızları alıp korkmasınlar diye bizim eve götürdüm. Kayınvalidemin başka erkeklerle görüştüğünü görmedim, kendi halinde gariban bir kadındı” dedi.

Sanığın oğlu A.A ise, babasının annesine şiddetini doğrulayarak “Her defasında şikayetçi olmak istiyorduk, ama annemiz izin vermiyordu” dedi.

HEM FİZİKSEL, HEM SÖZLÜ ŞİDDET 

Mahkeme, kadının birlikte yaşadığı Şeyhmus Ay’ı aldattığına dair delil bulunmadığını, sanığın bilakis ölüm olayından önce de defalarca şiddet uygulamış olması nedeniyle hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına kanaat getirdi.

Sanık her ne kadar pişman olduğunu belirtmiş olsa da, eşini aralarındaki yaş farkından dolayı sürekli kıskançlık krizine girip darp ettiğini, bu kıskançlığı nedeniyle kadını sürekli ev değiştirmeye mecbur bıraktığını belirtti. Mahkeme, ölen kadını uzun yıllar sadece fiziksel değil, sözlü ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, kadına karşı şiddetin sadece darp ve cebirle değil psikolojik şiddet (tehdit, hakaret, bağırma, aşağılama, geliri olmayan kadına ev veya market alışverişi için para vermeme, sokağa çıkmasına izin vermeme) yoluyla da gerçekleşeceği dikkate alındığında sanığın tekrar suç işlemeyeceği yönünde mahkemede olumlu kanaat oluşmadığından hakkında iyi hal indirimini düzenleyen 62. Maddenin de uygulanmasına yer olmadığına kanaat getirilerek kasten öldürme suçundan indirimsiz müebbet hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Kadınla resmi nikahlı evli olsaydı şayet “Eşi kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılacaktı.

AKIL VE RUH SAĞLIĞI ARAŞTIRILSIN TALEBİ 

İstinaf Mahkemesi ise sanığın psikolojik tedavi ilaçlarını kullandığını belirtmiş olmasına rağmen bu hususun dikkate alınmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna hükmetti. İstinaf Mahkemesi, sanığın öncelikle tüm muayene ve tedavi evraklarıyla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek akıl ve ruh sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesini ve bu rapor alındıktan sonra hakkında buna göre bir karar verilmesi gerektiğini belirterek dosyayı Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade etti.