İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin Şile Belediye Başkan Adayı Özgür Kabadayı ile birlikte halk buluşmasına katıldı.

Yoğun yağmur yağışına rağmen Şile Kent Meydanı’nı dolduran vatandaşlara hitap eden İmamoğlu konuşmasına “Varsayalım ıslanmıyoruz, varsayalım hava çok güneşli bugün. Biz ayrıldıktan sonra yağacak barajlar su dolacak, topraklardan bereket fışkıracak” diyerek başladı. İmamoğlu “Şile'de biz Özgür Kabadayı'yla bu sene 5 yıllık dönemin başlangıcında Şile'nin bambaşka bir güzelliğe, bambaşka bir çağdaşlığa, bambaşka bir insancıllığa, partizanlığın olmadığı, köylerini tek tek düşünen, her köyüne hizmet üreten, insanını mutlu eden, tarım desteğini önde tutan, alt yapısını güçlendiren çok özel bir 5 yıla hazırladık” diye konuştu.

 “ANKARA’DAKİ 8 ADIM AT DERSE ATAR”

İmamoğlu “Bizim için birkaç şey çok önemli. İnsana saygı, şehre özen, doğaya özen, toprağa özen… Bakın bunların anlayışı ne biliyor musunuz? Ankara'daki sus derse hepsi susar. Ankara'daki konuş derse hepsi konuşur. Yürü derse yürür, 8 adım at derse 8 adım atar. 9’u atmaz. Ama bizim belediye başkanlarımız nasıl yapar biliyor musunuz? Millet ne derse onu yapar. Milletine tabidir” dedi.

 “BİR KİŞİ DEĞİL ŞİLELİ KAZANACAK”

İmamoğlu Şile’ye yaptıkları hizmetleri anlatarak “Hep birlikte başaracağız. Hep birlikte kazanacağız. Bir kişi değil, bir avuç insan değil Şileli kazanacak. Şile’nin bütün arızalı alanlarını toparladık. Sel basan yerde yaşam vadisi yapıyoruz. Pırıl pırıl içme suyunuzu biz veriyoruz. Şile'nin Kömürcüoda bölümünün bu bölgeye vereceği bütün zararları bertaraf ediyoruz. Atık yakma tesisiyle buraya olan yükü de büyük oranda azaltacağız. Şile'yi, bütün şehri  düşünen bir yönetimiz biz” dedi.

“17 DEĞİL 27 BAKANLA GELSİN”

Cumhurbaşkanı’nın ve 17 bakanın Cumhur İttifakı’nın İBB Adayı Murat Kurum’un seçim kampanyasına desteğini eleştirmeye devam eden İmamoğlu şunları söyledi:

-Bunlar isterse Ankara'dan 17 değil, 27 bakanla gelsin. Bir de yetmedi aday var. E bir de yetmedi üstüne, seçilmiş herkesin cumhurbaşkanı olması gereken cumhurbaşkanı var. E hoş geldi, sefa geldi. Ne yapalım?

-Güzel bir misafirperverlik yapacağız. Ne zaman? 31 Mart'ta. Nasıl? Oy farkı büyüyecek, oy farkı büyüyecek. 23 Haziran misafirperverliğinizi hatırlıyorsunuz değil mi? Yetmez onlara bu sefer. Daha fazlasını istiyorlar. Yapacağız mı?

-Bir avuç insan kaybedecek mi? Millet kazanacak millet. İstanbul'da halkın ittifakı kazanacak. Şile'de Şile ittifakı kazanacak. İstanbul'da memur kazanacak, işçi kazanacak. Emekçi kazanacak, öğrenci kazanacak. İstanbul'da işsiz kazanacak, emekli kazanacak.

-Çünkü onların görmediklerini biz görüyoruz. Onların duymadıklarını biz duyuyoruz. Biz halkçıyız. İsrafçılar kaybedecek. Rantçılar kaybedecek. Halkçılar kazanacak. Bereket kazanacak. Yahu yağmayan yağmuru bile hatırlayın, bize mal etmeye kalktılar, doğru mu?

“BANA OY VERMESE DE MİLLETİM MUTLU OLSUN YETER”

-Vallahi ben Yaradan'a hep dua ediyorum; Allah'ım bizi, güzel günlere kavuştur. Bu şehirde hiçbir çocuk açta açıkta kalmasın. Bu şehirde hiçbir genç umutsuz kalmasın. Bu şehirde her emeklimiz abimiz, ablamız onuruyla yaşasın.

-Bu şehirde kadınlar özgür, işini kuran, işini yapan her haliyle bu toplumun gururu olsunlar. Emekçi hakkını alsın. İşveren hakkını kazansın. Biz bunları dua ediyoruz. Onlar ne istiyorlar biliyor musunuz?

-Bir kişiyi mutlu edelim yeter. Ankara diyorum, bir kişi… Biz de diyoruz ki ‘Bana oy versin vermesin, milletim mutlu olsun yeter.’ Bunların miladı doldu. Sıra nerede? Sıra İstanbul ittifakında.

-Sıra artık bizim o büyük güçlü ittifakımızda. Emeklilerimize desteği arttıracağız. Emeklerimizin bu zor anında onların yanında olacağız. Çiftçimize mazot desteğini de arttıracağız. Fide desteğini de arttıracağız.

-Biz çiftçimize verdiğimiz desteği iki katına çıkaracağız bu dönem. Niçin biliyor musunuz? Hatırlayın. Ne demişti? ‘Kimin parasını kime veriyorsun?’ dedi. Ben ne dedim?

-Milletin parasını millete veriyorum, vermeye devam edeceğiz. Özgür başkanla  birlikte milletini anlayan bir belediye başkanı olmaya ikimiz milletimizin huzurunda Yaradan'ın şahitliğinde ant içiyoruz.