BAŞBAKAN Erdoğan önceki gün Kastamonu’da yaptığı konuşmada iddialı sözler sarf etti. “10.5 yıl önce sofradaki ekmek neydi, bugün ne?” diyen Erdoğan “10 yıl önce benim cebimdeki paranın satın alma gücü neydi, ben maaşımla ne kadar ekmek alıyordum, kaç yumurta alıyordum, yapsın hesabını çıksın karşımıza” diye övündü. Ancak Erdoğan’ın rakamları çarşı ve pazarla hiç uyuşmuyor.
2002 yılında 275 milyar dolar olan milli gelirimiz, 2012 yılı sonu itibarıyla 920.6 milyar dolara çıktı. Ama ne yazık ki milli gelirdeki artışla Türkiye’deki gelir dağılımı uçurumu kapanmıyor.
Çiftçinin beli büküldü
Türkiye’de net asgari ücret 2002 yılında 226 lira idi, bugün ise 803.68 lira. 2002 yılında asgari ücretle 2 liralık beyaz peynirden 113 kilo alınabiliyordu, bugün ise sadece 80 kilo alınabiliyor. 10.5 yıl önce bir asgari ücretli net maaşı ile 2 bin 511 adet yumurta alabiliyordu, bugün ise bin 606 adet alabiliyor. Dünyanın en pahalı benzininin kullanıldığı Türkiye’de 2002 yılında benzinin ortalama litre fiyatı 1.48 lira idi. Temmuz ayında bir hafta içerisinde benzine iki kere zam yapıldı. Toplam 19 kuruşluk zam 97 oktan benzinin pompa fiyatını 5 liranın üzerine taşıdı. Döviz kuru ve uluslararası petrol fiyatlarındaki değişimlerin etkisiyle her geçen gün el yakan benzinin litre fiyatındaki artış bu süreçte yüzde 237’yi buldu. Mazot fiyatlarındaki artış da çiftçinin belini büktü. 2002’de 1.1 lira olan mazot litre fiyatı, 4.40 liraya çıktı.
Borçlar katlanıyor
67.8 milyon olan Türkiye nüfusu 10 yılda 75.6 milyona çıktı. Her fırsatta ‘IMF’ye olan borcu sıfırladık’ diye övünen hükümet 130 milyar dolarlık dış borcu 10 yılda 350 milyar dolara çıkardı. Elektrik ve doğalgaz birim fiyatlarına da zam üstüne zam geliyor. 10 yıl önce konutlarda kullanılan elektriğin birim fiyatı (kw) 11 kuruştu. Bugün ise 28 kuruşa kadar çıktı ve zam oranı yüzde 154 oldu.
Doğalgazın metreküp birim fiyatı da 37 kuruştan 91 kuruşa kadar çıktı. Yüzde 146 oranında artış yaşandı.
Artış üç kat değil yüzde 53 büyüdük
PROF. Dr. Esfender Korkmaz, ülkenin refah düzeyindeki artışı anlamak için milli geliri dolar üzerinden değil, TL olarak hesaplamak gerektiğini söyledi. Korkmaz, “2003 yılıyla bugün arasında milli gelirde büyüme 3 kat değil, yüzde 53’tür. 2008 yılında bir gecede milli geliri yüzde 30 artırdılar. Patagonya’da milli gelir yüzde 50 arttı. Gelişmekte olan ülkelerde son 11 yılda fert başına milli gelir yüzde 65-70 düzeyinde arttı. Ayrıca milli gelirdeki artış tek başına refah düzeyindeki iyileşmeyi belirlemez. Gelir dağılımına da bakmak gerekir. Bu büyümeden işçi, memur, çiftçiye pay verilmedi. Zengin daha çok zenginleşti fakir de daha fakirleşti” diye konuştu.
Erdoğan’ın hesabı çarşıya uymuyor
10.5 yıllık icraatlarını anlatırken ‘Paranın satın alma gücü artıyor’ diye övünen Başbakan’ı çarşı ve pazar rakamları yalanlıyor