Milli Mücadele’nin 100. yılı nedeniyle İstanbul Eminönü’ndeki Türkiye İş Bankası Müzesi’nde açılan İstiklal sergisi büyük ilgi görüyor. Bu muhteşem sergiyi Ulu önder Atatürk’ün silah arkadaşı İzzeddin Çalışlar’ın torunu olan ve serginin küratörlüğünü üstlenen dedesiyle aynı ismi taşıyan İzzeddin Çalışlar’la konuştuk. - Atatürk’ün silah arkadaşı olan dedeniz İzzeddin Çalışlar’ın adını taşıyorsunuz. Serginin küratörlük görevini alışınız nasıl oldu? Doğrudan dedemle bağlantısı olmayan konulara pek girmemeye özen gösterip ‘biyolojik bağ’ sayesinde bana intikal etmiş olan belge ve bilgileri yakın tarih külliyatına dahil ediyorum. İstanbul hem Ankara’da açılacak kapsamlı bir sergi ciddi bir planlama safhası gerektirdiğinden ilk yıl tasnif ve belge kimliklendirmeyle geçti diyebilirim. - Dedeniz Orgeneral İzzeddin Çalışlar’dan kalan tüm evraklar, fotoğraflar bu sergide yer alıyor mu? Dedemden kalan sandık -ki, sandığın kendisi de Ankara’daki sergide bulunuyor- yaşamı boyunca önemli olduğunu düşünerek sakladığı çok sayıda belge ve not içeriyordu. Şimdiye kadar 1. Dünya Savaşı sonuna kadarki evrakı işleyebilmiştim. Bu proje sayesinde 1923’e kadarki tasnif de yapılmış oldu. İnanın daha yapacak çok iş var.
İzzeddin Çalışlar
- Bine yakın belge, fotoğraf, film, harita arasında size göre en özelleri ya da şaşırtıcıları hangileri? Harp tekniği ve kurmay subay donanımı açısından elle çizilmiş kroki ve haritaların özel bir önemi var. Arzu edilen ölçekte olmayıp gerekli ayrıntıları göstermediği için ekleme yapılmış olan Büyük Taarruz planı herkes için çok özel olmalı. Aynı şekilde İzmir’e yürüyüş sırasında Mustafa Kemal Paşa’dan dedeme gelen paşalığa terfi mektubu da benim için özel. - Sergiyi gezenlerin duyguları ne oluyor, gözlemleriniz nedir? Tarz olarak duygusal metinlere ve edebi anlatıma yer vermemiş olsam da, işin bütünü bir minnet duygusu aktarıyor olmalı ki, genellikle yaşlı gözlerle teşekkür ederek ayrılıyorlar. Bana göre İstiklal Sergisi asıl ziyaretçi rekorunu 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda kıracak. Beni en çok sevindiren ise serginin dedelerle torunlar arasında bir köprü kuruyor olması. Bugünün dedeleriyle torunları arasında kuşaklar arası ilişki kurmanın zorluğunu düşündükçe onları izleyip ne güzel bir iş yapmışız diyorum.

Dedemin Çanakkale yazılarını kitap yapıyorum

- Bundan sonraki çalışmalarınızla ilgili bilgi verir misiniz? Dedem İzzeddin Çalışlar’ın, Çanakkale’ye dair tüm yazdıklarını bir araya getirdiğim bir kitap bitmek üzere. Sergideki birçok belgeyi içeren geniş kapsamlı bir Milli Mücadele kitabı üzerinde çalışıyorum. Sergi hazırlıkları sırasında yabancı arşivlerde eksiksiz bir dönem belgeseli yapılabilecek kadar film kaydı bulunduğunu fark ettim. Oysa bize senelerce hep aynı kısıtlı görüntüler seyrettirildi. Sergiyi gezenlerin burada gördükleriyle Vatanım Sensin dizisi arasında ilişki kurduklarına çok tanık oluyorum. Bu da benzer projelerin önünün açık olduğunu gösteriyor. Bence ilk yapılması gereken Nutuk’un dramatik bir belgesel olarak ele alınması. Bugüne kadar yapılmamış olmasını anlamak mümkün değil.

Sergiyle Anadolu’nun isimsiz kahramanlarını yad ediyoruz

İş Sanat Genel Müdürü Zuhal Üreten sergi fikrinin nasıl doğduğunu şöyle anlattı: - İş Sanat’ın İstiklal sergisiyle ilgili fikir nasıl doğdu, nasıl gelişti? 2015 yılında Çanakkale Savaşları’nın 100. Yıldönümünde İstanbul’da Türkiye İş Bankası Müzesi’nde “Derinlerden Siperlere: Çanakkale 1915” sergisi ile ilgili çalışmaları sürdürdüğümüz sırada, Milli Mücadele’nin 100. yılının da yaklaştığını fark etmiş ve heyecanla üzerinde düşünmeye, çalışmaya o tarihlerden başlamıştık. Ülkemizin kuruluş sürecinin üzerinden geçen 100 yıllık zaman, bizlere tarihimizin bu önemli adımları ile yeniden buluşma ve toplumumuzu buluşturma imkânı veriyor. Bu adımlar arasında yer alan Bankamızın kuruluşunun 100. yıldönümünü ise 26 Ağustos 2024’te kutlayacağız. - Türkiye Cumhuriyeti ve İş Bankası’nın kurucusu olan Atatürk’le ve Milli Mücadele’yle ilgili bunun en kapsamlı sergi olduğunu söyleyebilir miyiz? Türkiye İş Bankası, Milli Mücadele’den hemen sonra elde edilen siyasi bağımsızlığın iktisadi bağımsızlıkla perçinlenmediği sürece kalıcı olamayacağı vizyonuyla, ‘Türkler bankacılık yapamaz’ denilen bir dönemde ülkemizin ilk milli bankası olarak kuruldu. Bu kurum, neredeyse Cumhuriyetimizle yaşıttır. 2007 yılında İstanbul’da hizmete başlayan Türkiye İş Bankası Müzesi de, Ankara’da Mayıs ayında açılan İktisadi Bağımsızlık Müzesi de İş Bankası’nın toplumsal gelişime katkıda bulunma amacı kapsamında hayata geçirildi.   Milli Mücadele’nin simgesel başlangıcı olan 19 Mayıs 1919 tarihinin 100. yılında müzelerimizde böyle bir sergiye ev sahipliği yaparak, Cumhuriyetimizin ve aynı zamanda Bankamızın kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve yediden yetmişe bu mücadeleye katılan Anadolu’nun tüm isimsiz kahramanlarını bir kez daha saygıyla yâd etmek istedik.