Çorbada tuzumuz bulunsun istedik!
Oğlu Dağhan’la birlikte yayınevi açan ünlü oyuncu Ayşe Erbulak “Türk edebiyatına küçük de olsa destek olmaktan mutluyum” dedi.
Oyuncu, yazar, gazeteci, eğitmen Ayşe Erbulak ile dizilerin yakışıklı oyuncusu oğlu Dağhan Külegeç, birlikte açtıkları Erbulak Oyunculuk ve Yazarlık Evi’nden sonra şimdi de Dağhan Külegeç Yayınevi’ni kurdular. İşte ana oğulla yaptığımız sohbet…
- Pandemi süreci çalışmalarınızı olumsuz etkiledi mi?
A.E: Pandemi global bir sorun. Benim gördüğüm en büyük felaket. Eğer maske üreticisi değilseniz salgın herkesi kötü vurdu. Erbulak Evi de bu olaydan etkilendi. Küçülmeye, daha butik bir okul olmaya karar verdik ve Bağdat Caddesi’ne taşındık. Mart ayında eğitime ara verilince biz de ara verdik. Yazarlık online sürdü ama oyunculuğu o sırada durdurduk.
D. K: Eğer böyle giderse biz daha fazla bu işi götüremeyiz ve oyunculuk bölümünü kapatırız. Yazarlık bölümümüz ise çok iyi gidiyor, çünkü o bölüm online eğitimi kaldırdı. Türkiye’nin her yerinden ve yurt dışından hatta Amerika’dan bile öğrencimiz var
- Pandemi süreci oyuncuları nasıl etkiledi?
D. K: Ben bu yıl televizyondaki Güldür Güldür kadrosuna dahil oldum. Bazı bölümleri seyircisiz çekmek zorunda kaldık.
A. E: Tiyatro Kedi ile Çamlıca’nın 3 Gülü provasındaydım. Hemen tüm ekip oyunun çıkmasına 2 gün kala korona olduk, aileme de bulaştı. Ben, eşim ve kızım koronaya yakalandık, kısa sürede atlattık. Oyun kaldı tabii, oynasak bile kime oynayacağız?
- Dağhan Külegeç Yayınevi’nin kuruluşu nasıl oldu?
A. E: Bugüne kadar 3’ü kolektif, 4’ü genç, 27 yetişkin, 1 telifli olmak üzere 35 kitap bastık. 22 kitap yazılıyor. Yılsonu 60 kitaba ulaşacağız. Yeni yazarlara kitap basma olayı ile aslında bir ilki gerçekleştiriyoruz.
D. K: Dağhan Yayınevi annemin fikriydi ama ben de destekliyorum. Bunlar görevimiz. Ülkede sanat ve edebiyat adına çorbaya minicik bir tutam tuz atabilirsek ne mutlu bize.
- Ayşe Hanım bundan sonra kitaplarınızı kendi yayınevinizden mi çıkaracaksınız?
A. E: Hayır, kendi yayınevimizden çıkartmak “Kimse basmamış kendileri basıyor” gibi olur, bir de biz yeni yazarlara fırsat veriyoruz, sonra onların yanında benimki çok satarsa ayıp olur.
- Sevgili Dağhan, annenin cinayet romanları yazmasını nasıl değerlendiriyorsun?
D. K: Annemin sürekli üreten biri olması çok hoşuma gidiyor. Cinayet romanı yazmak için kafayı çalıştırmak gerekir, e insanın annesinin de kafasının çalışması güzel bir şey. Umarım çok daha fazla kitap yazar.
- Ayşe Hanım insanların yüzünü güldürmek size babadan (Altan Erbulak) kalan bir miras… Bir süredir komediden uzak mısınız?
A. E: Mizahı çok seviyorum ama ince esprileri daha da fazla seviyorum. Ben Akbaba dergisinin içine doğdum, Gırgır ve Fırt dergileri ile devam ettim, ayrıca daha okuma yazma bilmeden çizgi kitaplarının tiryakisiydim.
- Ana oğul, bir film, dizi ya da oyunda bir araya gelmeyi düşünüyor musunuz?
A. E: Sürekli oynamak istemem, heyecanlanırım. Dağhan beni tiyatro sahnesinde seyretmeye geldiğinde bile elim ayağım titriyor. Ama anı olsun diye bir film de ya da dizide “konuk” olarak oynamak isterim.
D. K: Annemle bir televizyon reklamında “anne-oğul” olarak oynamak isterim.