Çöküş süreci Hüner Tuncer’den 19.Yüzyıl Osmanlı Savaşları-Osmanlı'nın Çöken Askeri Gücü. Yazar kitabıyla ilgili olarak “Osmanlı Devleti, 19. yüzyılda gerçekleştirdiği savaşların sonucunda, artık tek başına varlığını sürdüremeyeceğinin bilincine yatmıştı, çünkü her zaman çok güvendiği askeri gücü de 18. yüzyılın sonlarından itibaren çöküş sürecine girmişti. İşte bu çöküş sürecini somut biçimde gözler önüne sermek için, Osmanlı'nın, 19. yüzyılda girdiği savaşlardaki âciz durumunu ve ancak büyük güçlere sırtını dayamak suretiyle varlığını bir süre daha uzatabildiğini anlatmak istedim. 19. yüzyılda yaşadığı bu çöküş sürecinin sonunda Osmanlı Devleti, 20. yüzyılın başında girdiği Birinci Dünya Savaşı'nda kesin bir yenilgiye uğratılmış ve dağılarak tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır. Bir zamanların güçlü imparatorluğunun küllerinden yeni bir Türk devletinin doğması ise, Mustafa Kemal Atatürk adlı bir dâhinin eseridir” diyor. (Kaynak Yayınları) Şirketlerin yapısı Feyyaz Ünal’dan Cevaplar Şirketin İçinde-Bir Aile Şirketi Hikâyesi. Bu eser, aile şirketlerinin yapısını ele almayı amaçlamaktadır. Profesyonel olarak 2 yıl dışarıda çalıştıktan sonra aile şirketindeki yönetici yetiştirme programına davet edilen bir aile bireyinin, şirketi ve şirketteki kültürü iyileştirme hikâyesini okuyacaksınız Yazar hâlâ çalışmakta olduğu grup şirketlerine adım attığı ilk günden beri ne hatalar yaptığını, karşılaştığı problemleri nasıl çözdüğünü ve bu süreçte yaşadıklarını samimiyetle anlatmaktadır. (Elma Yayınevi) Acımasızca işlenen cinayet Ian Rankin’den Ölümcül Hedefler. Şehrin en kalabalık festivali Edinburgh caddelerinde hız kesmeden devam etmektedir. Şehirdeki bir yeraltı geçidinde, eski bir kasap dükkânında, kancadan sarkıtılmış halde, işkence edilerek öldürülmüş bir erkek cesedi bulunur. Acımasızca işlenen bu cinayet ve işlenme biçimi, olayın ardında birtakım örgütlerin ve paramiliter grupların olduğu şüphesini uyandırır. Üstelik sürekli festivale yönelik saldırı ihbarları gelmektedir. Coşku ve endişenin birlikte hüküm sürdüğü Edinburgh kentinde, amaçları uğruna ölüm saçan suçluları bulup daha büyük bir saldırının önüne geçmek için mücadele etmek bir kez daha Dedektif Müfettiş John Rebus ve çalışma arkadaşlarına düşecektir. (Alfa Yayınları) Onun felsefesiyle değişti Arun Gandhi’den Gandhi’den Yaşam Dersleri. Yazar, ailesiyle yaşadığı Güney Afrika’dan Hindistan’a, büyükbabası Gandhi’nin yanına geldiği zaman on iki yaşındaydı. Hindistan’ın bağımsızlığı için savaşan bir siyasi önder ve çağının önemli bir düşünürü olan Gandhi’nin suikaste uğrayıp katledilmesine kadar iki yıl boyunca büyükbabasıyla yaşadı. Onun felsefesiyle değişti, olgunlaştı, dünyaya yeni gözlerle bakmaya başladı.Yazar, bu kitapta okuru “kendini keşfetme”nin heyecanlı yolculuğuna davet ediyor. “Adaletsizlikler, savaşlar, eşitsizlikler ve saf kötülükle hırpalanan bir dünyada anlam arayışındaki insanın hayatta kalma dersleri…” (Altın Kitaplar) Her şey ne kolaymış! Arzu Savaş’tan Aklın Mucizesi. Zihin haritaları, anahtar kelime ve görsellerle bütünü tek sayfada görmemizi sağlayan benzersiz bir tekniktir. Bu tekniğin asıl gücü sadeliğinde yatar. Yalnızca bir adet kâğıt ve birkaç renkli kalem sayesinde; Leonardo da Vinci, Einstein, Van Gogh gibi dehaların kullandığı bu tekniği gündelik hayatınızda uygulayabilirsiniz. Zihin haritaları sayesinde kafa karışıklığımı ve stresimi, netlik ve huzura dönüştürdüm. Bilgiler, beynimle aynı şekilde organize olup doğal ve anlaşılır hale geldi. Bu kitap size “Aslında her şey ne kadar da kolaymış!” dedirtecek. (Bilgi Yayınevi) Hüzünlü aşk hikâyeleri Samipaşazade Sezai’den Sergüzeşt. (Günümüz Türkçesiyle) Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamid Tarhan’la birlikte döneminin en önemli edebiyatçılarından biri olan yazar, kitabında Kafkasya’dan kaçırılarak İstanbul’da zengin konaklarına satılan Dilber’in acı macerasını anlatır. Hüzünlü aşk hikâyeleriyle de zenginleşen romanda yazar, toplumumuzda yakın bir zamana kadar sürmüş olan esirlik gerçeğiyle yüzleşmemizi sağlar. Sergüzeşt’i açıklamalı notlar, resimler, haritalarla zenginleştirerek ve günümüz Türkçesine uyarlayarak yayımlıyoruz. (Can Yayınları) Sokaklar daha eğlenceli Gupse Özay’dan Jüpi ve Bakkal Amcanın Tonton Bıyığı. Jüpi yedi yaşında. Devamlı evde oturup televizyon seyretmek ona göre değil. Sokaklar daha eğlenceli ve maceralı. Jüpi bu macerasında, mutsuz bir bıyığın peşine düşüyor ve hayata gülümseyerek bakmanın önemini öğreniyor. (Doğan Egmont) Kişisel gelişim kitabı Olgu Ilgın’dan Küs Müyüz Tanrım? Bazen senin için zaman durur. Arka arkaya öyle zorluklar yaşarsın ki dayanacak gücün kalmaz. Bu yaşadıklarını bir nebze olsun hafifletecek tek bir güzel şey bile olmaz. Bir yardım eli uzanmaz. Bir telefon bile çalmaz. Issızlığın ortasında, dünya başkaları için dönerken sen bir başına kalakalmışsındır. Dayanacak gücün kalmamıştır. Yalvarırsın; ne sesin çıkar ne de duyulur. Astrolog yazardan benzersiz bir astroloji ve kişisel gelişim kitabı. Sadece doğum yılınıza bakarak, bu dünyaya neyi öğrenmek için geldiğinizi anlayacağınız muhteşem bir rehber. (Doğan Novus) Yeni bir yolculuk Sherlock Türkiye'de… Sherlock ve dostu Watson Türkçede uzun zamandır bir hayalet gibi dolaşıyor. Bu “ölümsüz” karakterlerin yaratıcısı Arthur ConanDoyle da bu coğrafyaya yabancı biri değil üstelik. Kuvvetli bir iddiaya göre, kendisine Abdulhamid tarafından bir “Mecidiye Nişanı” takdim edilmişti. Ayrıntıların insanı Sherlock Holmes şimdi yeni bir yolculuğa çıkıyor. Behçet Çelik, Şebnem İşigüzel, Hakan Bıçakcı, Gaye Boralıoğlu, Bahri Vardarlılar, Pelin Buzluk, İbrahim Yıldırım, Mevsim Yenice, Ömür İklim Demir ve Seçkin Erdi devasa gedikler açıyor SherlockHolmes surlarına. (Everest Yayınları) Şaşırtıcı bir hikâye Behiç Ak’tan Tavşan Dişli Bir Gözlemcinin Notları. Yaşamayı ve yaşatmayı seçen çocuğun şaşırtıcı hikâyesi! Yazar, çocukların zengin iç dünyalarını, yaşamı sorgulayışlarını ve meraklı hallerini yansıttığı, usta işi resimlerle bezediği çocuk romanlarına bir yenisini ekledi. Canlıların yaşam hakkını yok sayan insana başkaldırı niteliğindeki roman, doğa, güç, haklar ve başarı gibi önemli konuları lirik bir üslupla harmanlıyor. Beceriksiz ve sakar olduğuna inanan, okul ve ödevle yıldızı barışmayan bir çocuk. En iyi yaptığı şey, gözlemlemek ve kuşlara, bitkilere isim takmak. Amcası onu avcı yapmak istese de, o hiçbir canlıya zarar veremez. (Günışığı Kitaplığı) Sevdiğini beklemek Arzu Uçar’dan Bir Küçük Delilik. Delirse de sokağa bakmaya, sevdiklerini beklemeye, çamaşır asmaya ya da yemek yapmaya nasıl devam eder insan? Akıl, kafesini parçalayıp göğüne kavuşmak isteyen bir kuş gibi ötmeye başladığında dans etmek mi doğru çığlık atmak mı? Korkunun dişleri sahiden de sipsivri ve kanlı mı? Tutar mı tavşanın bedduası? (İthaki Yayınları) Bir hukukçunun gözünden Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’ndan Yol Kesen Irmak. 1961 Anayasası’nı hazırlayan isimlerden olan yazar, Türkiye’nin daha sonraki dönemlerde içine itildiği karanlığı ilk gören ve uyaranlardan birisi olmanın yanında “düşünce özgürlüğü”nü ve Atatürkçü düşünceyi sonuna kadar savunmuştu. Tutkulu bir doğa âşığı olan ve Anadolu’yu karış karış gezerek tüm yurdu yakından tanıyan yazar, kitapta anı, tanıklık ve deneyimlerle zenginleştirdiği yazılarında bir hukukçunun gözünden Türkiye’nin panoramasını çiziyor.  Yazarın dün söyledikleri bugün bile tazeliğini korurken, yarının aydınlığının nasıl olacağını ortaya koyuyor.  (Kırmızı Kedi Yayınları) Siyasi bir tarihçe Musa Ağacık'tan Musa'dan Beri. Ben soru sormayı aşka benzetiyorum, iktidar sahiplerine beğenmedikleri soruları sorduğum için polisten yediğim dayakları “aşk acısına” sayıyorum diyen gazeteci yazar kitabının yeni baskısı geçen ay yayınlandı. Basının tek sesli hale getirildiği ve gerçekleri duyurma niteliğinin silindiği yıllarda “işsiz” kalan yazarın kitabı, bir soru ve sorgulama şöleni. Son kırk yılın gazetecilik tarihinden iz düşümler getiren kitap aynı zamanda canlı bir siyasi tarihçe sunuyor. (Narçiçeği Yayıncılık) Kaderci bir toplum Tuncer Bilgin’den Biri Var. “Yazar ilk kitabında, kendisine akıl ve bilimi rehber almayan, kaderci bir toplumda, bir depremle hepimizin hayatının nasıl bir anda altüst olabileceğini; ne büyük acılar yaşanabileceğini, insanın boğazını kurutan bir kurguyla kaleme almayı başarmış. Kitap ülkemizin coğrafyasının ve doğasının güzelliğinin sırlarından ama aynı zamanda da en öldürücü risklerinden birini oluşturan depremi çok iyi tanımamız ve güvenli yaşam kültürünü toplum olarak artık öğrenmemiz gerektiğini, yoksa başımıza neler gelebileceğini güçlü bir dille anlatıyor.” – Nasuh Mahruki. (Mona Kitap) Göster artık yüzünü Korel Açıkgöz’den Ağaçlar Altında… Ey eski zaman gülü. Göster artık yüzünü. Rüzgarlar yağmurlar kentler. Hepsi yaşandı. Sular yükseldi. Ve herkes ihtiyarladı. Yeter artık bunca zaman saklandığın. Çık artık uzun zamanlar içinde.Bir giz olmaktan. Sıyrıl gecenin karanlığından. Göster artık rengini. Sarı mı siyah mı yoksa pembe mi… (Ürün Yayınları) Hayata katıyor Özge Özdemir’den Çocuklar İçin Felsefe: Öfkelenmemek Elde Mi? Yazarın 9-12 yaş arası çocuklarla yürüttüğü ‘Çocuklar için Felsefe’ atölyelerindeki tartışmalardan yola çıkarak kaleme aldığı her kitap, çocuklara ilgiyle okuyacakları bir metin sunarak felsefeyi ve eleştirel düşünmeyi hayata katıyor. Kitapların içinde yer alan Ezgi Platin’in ‘harf çizim’leri ise kavramlara eğlenceli bir yorum getiriyor. (Redhouse Kidz Yayınları) 49 yıl sonra yeniden Turgut Uyar’dan Divan. Yazardan geleneği dönüştüren şiirler kitabı… Muş-Tatvan yolunda bir gün senin akşamın ne ki orada her zaman otlar otlar ergenlikler kanar el ele gittiğimiz bir yolda sen gitgide büyürsen benim içimde çok beklemiş, çok eski bir yer kanar. Kitap, 1970 yılındaki ilk baskısından 49 yıl sonra yeni bir ayrı basımla okuruyla buluşuyor. (Yapı Kredi Yayınları) Bir kadının özel dünyası Rosa Luxemburg’tan Sevgiliye Mektuplar. “Rosa bu susuz zamanlarda taze su kaynağımız olmaya devam ediyor.” –Eduardo Galeano. “Sevgiliye Mektuplar, bizi, özgün bir düşünür ve cesur eylemci olarak ilham gücünü asla kaybetmemiş bir kadının özel dünyasına götürüyor ve efsanevi figürün arkasındaki kadının da şefkatli, alaylı, esprili bir insan olduğunu ortaya çıkarıyor.” –Sheila Rowbotham. “Korkusuz, kırılmaz, tutkulu ve kibar. İşçileri ve kuşları severdi. Aksayan ayağına rağmen dans ederdi. Onunla ilgili her şey büyüleyici ve gerçek. Ölümsüzlerden biri. –John Berger. (Alfa Yayınları) Önemli bir eser Lord Kinross’tan Osmanlı - İmparatorluğun Yükselişi ve Çöküşü. Yazar Osmanlıları, günümüz Türkiye'sinin sorunlarını ve hatta Ortadoğu'nun bugünkü siyasi durumunu anlamamızı sağlayan oldukça önemli bir eser. Yazarın Osmanlı kitabını diğer tarih kitaplarından ayıran en önemli özellik, Osmanlı tarihinin 600 yılını, bütün yönleriyle ve gayet akıcı bir üslupla tek bir cilde sığdırması. Yazar okuyucuya kuşbakışı olarak Osmanlı tarihini akademik tarihçiliğin ayrıntıcı, bilgi ve veriye boğulmuş tekdüzeliğinden çıkararak bir bütün halinde sunuyor. Üstelik bir roman havasında ve düşündürücü anekdotlarla. (Altın Kitaplar) Duygu ve düşünceler Manoj Krishna’dan Beni Anla. Duygu ve düşüncelerimizi, tıpkı bir kuşun gökyüzünde uçuşunu izlediğimiz gibi, basit ve açık bir şekilde gözlemleyebiliriz. Nasıl çatışmadan uzak ilişkiler yaşarız? Tedirgin mi hissediyoruz, iç huzurun mu peşindeyiz? Hayatlarımızda sevgiyi/aşkı nasıl bulabiliriz, nasıl mutlu olabiliriz? Duygusal olarak yaralanmamak mümkün mü? Bu soruların ve diğerlerinin yanıtları, içimizdeki düşüncelerle duyguları gözlemleyip arkalarında yatanları keşfederek zihnimizin nasıl çalıştığına dair daha derinlikli bir anlayış elde etmemizle bulunabilir. (Bilgi Yayınevi) Farklı dünyalardan Aziz Gökdemir’den Yangından Sonra. Kitap dört çocuklu bir çekirdek ailenin makus talihini anlatıyor. Tek tek bireylere yoğunlaşan bu öyküler, bir yandan günümüz Türkiye’sinde koşulların çarptığı insanları bir yandan da büyük umutlarla hayaller ülkesine göçenlerin yaşadıklarını gözler önüne seriyor. Yazarın incelikli kurgusuyla birbirlerine bağlanan ve iç içe geçen bu öykülerde farklı dünyalardan, farklı kuşaklardan insanların adeta bilinç fotoğrafları çekiliyor ve kaderleri şaşırtıcı tekniklerle aktarılıyor. (Can Yayınları) Uzaya gitmeyi çok istiyor Gupse Özay’dan Jüpi ve Komşu Teyzenin Konuşan Terlikleri. Jüpi’nin en sevdiği yemek bezelye. Onları küçük yeşil gezegenlere benzetiyor. Favori gezegeni en büyüğü olduğu için Jüpiter. Uzaya gitmeyi çok istiyor. Annesinin ona kitap okumasından çok hoşlanıyor. Müzik dinlemeye, hayvanlara ve yastıklardan yaptığı uzay gemisiyle oynamaya bayılıyor. Ha, bir de mahallesini seviyor. (Doğan Egmont) Bir bakış açısı Marcus Steinweg’ten Tutarsızlıklar. Yazarın fragmanlar, vecizeler, uzun tefekkürler ve notların içinden sarih bir felsefi konumun billurlarlaştığı bu kitap, içinde yaşadığımız gerçekliğin tutarsızlığını ifade eden ve kendi yapısıyla bizatihi ortaya koyan bir bakışı gözler önüne seriyor. Ne yerleşik yazma teamüllerine uyan ne de ucuz popülerliğin sularında kulaç atan kitap, gücünü tam da yarıklarda dolanmasından alıyor.  (İthaki Yayınları) Yanlış kişiyi seçmek Işık Elçi’den Aşk Yanılgısı/ Doğru Kişiyi Yaşamınıza Çekme Yolları. Spiritüel yaşam koçu yazar yeni kitabında, ilişkilerimizde seçim yaparken bizi etkileyen aile, inanç ve toplumsal dinamikleri araştırdı. Yazar okurunu aşkta kaybeden taraf olmaktan artık yorulan genç bir kadınla tanıştırarak soruyor: Yanlış kişiyi seçmek aslında hepimizin yanılgısı değil mi? İnatla benzer seçimler yapmak ve mutlu sonuçlar beklemek! Merve’nin hikâyesinde kendinizden pek çok şey bulacak; onun şifalanma sürecinde kullanılan soru tekniklerini ve olumlamaları uygulayarak, yaşamınınızda bir dönüşüm başlatabileceksiniz. (Mona Kitap) O günün konusu: Kaygı Özge Özdemir’den Çocuklar İçin Felsefe: Kaygıdan Kaçılır Mi? Deniz felsefe kulübü etkinliğinde öğretmenini odada göremeyince aklına düşünceler üşüşür: İpek Öğretmen gecikecek mi? Yoksa hiç mi gelmeyecek? Başına bir şey gelmiş olabilir mi?.. Derken İpek Öğretmen gelir, iki dakika geciktiği için özür diledikten sonra ne tesadüftür ki o günün konusunun ‘kaygı’ olduğunu söyler. Kitabında çocuklar, mitolojik kahramanlar üzerinden belirsizlik, sınav kaygısı, bilgi kirliliği, üzüntü, sevinç, olumlu düşünme gibi kavramları tartışıyor. (Redhouse Kidz Yayınları) Bir özgürlük manifestosu Oktay Rifat’tan Elleri Var Özgürlüğün. 1966 yılında çıkan kitap ozanın şiir serüveninde yeni bir yönelişe işaret eder. Garip’le çıktığı yolda Perçemli Sokak ile İkinci Yeni çizgisini belirleyen yazar, yeni kitabı ile üçüncü atılımını yaparak toplumcu şiirin izlekleriyle bütünleşir. Kendi söyleyişini iyice derinleştirmiştir artık. Tarihten güncelliğe uzanan anlam katmanlarıyla, imge örgüsüyle insanlık durumunu şiirleştirmiştir. Kitap, bir özgürlük manifestosuyla açılır; Agamemnon adlı ilk bölüm antik Yunan destanlarıyla, tragedyalarla ilerler. Düşünceyle duygunun, imgeyle anlamın altın oranını bulduğu ikinci bölümdeyse sonraki kitaplarını müjdeleyen şiirler vardır. (Yapı Kredi Yayınları)