Kimler gelip geçmedi ki Pera’dan Selcuk Eracun, Fatma Berber ve Sümeyra Teltik’ten Bir Pera Masalı. Yüzlerce yıllık tarihinin kalın perdesi ardında ne hikâyeler, ne anılar ve ne büyük sırlar gizli aslında. Aya Triada Kilisesi’nin mimarı Vasilaki İoannidis, azınlık ibadethanelerinde kubbe yasağının kalkmasından sonra neden en görkemli kiliseyi Pera’ya inşa etti? Melek Sineması’nın yer göstericisiyken Türkiye’nin ilk güzeli seçilen Araksi Çetinyan, sinema artisti olmak için Amerika’ya gönderilecekken başına ne geldi? Büyük Beyoğlu yangınında yok olan İmparatorluk Operası’nın sahne perdeleri İstanbul’un neresinde ortaya çıktı? Tokatlıyan Oteli’nin eski uşağı, yeni sahibi Medovitch’in Nazi hayranlığının bedeli ne oldu da oteli satışa, kendini de ölüme götürdü? Naum Tiyatrosu’nun kurucusu ve yazar Said Naum Duhani, neden 37 yıl boyunca kendini çatı katındaki bir daireye hapsetti? Nâzım Hikmet’e “Havsalam almıyordu bu hazin hali önce” mısrasını yazdıran, “Ben ve Ötesi” şiirinde Necip Fazıl Kısakürek’e ilham olan Ağa Camii’nin avlusuna neden apartman yapılmak istendi? Ve daha neler neler... (Destek Yayınları) Olağanüstü bir yolculuk Thor Heyerdahl’dan Kon-Tiki. Pasifik Okyanusu’nda 101 gün süren olağanüstü bir yolculuğun hikâyesi. Norveçli antropolog yazar, Polinezya Adaları’na yerleşen ilk insanların efsanevi kahraman Kon-Tiki önderliğinde okyanusu geçerek Peru’dan geldiğine inanıyordu. Yazar, o dönemde böyle bir yolculuğun imkânsız olduğunu söyleyenlere karşı tezini kanıtlamak için 1947 yılında balsa ağacı kütüklerinden yaptığı ve Kon-Tiki adını verdiği ilkel bir salla, beş arkadaşıyla birlikte yola çıktı. Öfkeli fırtınalar, balinalar, köpekbalıkları ve diğer pek çok tehlikenin eşlik ettiği bu macera üç ay sonra Raroia mercan adasında başarıyla son buldu. (Alfa Yayıncılık) Denemeler içeriyor Toprak Işık ve Seher Cesur Kılıçaslan’dan Hassas Mevzularda Matrak Muhabbetler. Elinizdeki kitap, çoğu akademik uzantılara sahip konulara dair denemeler içeriyor. Pek çok bilgi de barındıran bu yazıların duygulardan uzak okunması olanaksız; çünkü ele alınan meseleler gerçekten hassas. Önünüzde, kuantum teorisinden antropolojinin derinliklerine uzanan, öğretici olduğu kadar da eğlenceli bir serüven var. (Altın Kitaplar) Başka maceralar Laura Numeroff’tan Eğer Bir Köpekçiğe Çörek Verirsen. Eğer bir köpekçiğe çörek verirsen yanında elma suyu da isteyecek. Elma suyunu verdiğinde, hepsini bir dikişte bitirecek. Sen daha ağzını açamadan, köpekçik arka bahçede başka maceralara atılacak! (Bilgi Yayınevi) İşler öyle kolay değil Cem Akaş’tan 7. Fizik asistanı Hakan, bir sahaf dükkanı sahibi olan Yağmur'la tanışıyor, sevgili oluyorlar. Yağmur, yeraltında örgütlenen Kronk dininin ikinci kişisi. Bunu Hakan'a söylemiyor, fakat Hakan'ın beklenen ikinci peygamber olduğunu söylüyor. İlk peygamber ortada yok. Hakan önce bu peygamberlik işini eğlenceli buluyor fakat sonra saçma olduğuna karar verip istifa etmeye kalkıyor. O işlerin öyle kolay olmadığını öğreniyor. Hakan'ın arkadaşı Cem işin içine giriyor. Biraz Cem Akaş’a benziyor Cem. Yağmur, Kronk'un peygamberini tanımıyor (kimse tanımıyor) ama Cem olmasından şüpheleniyor. Aşk-tutku-iktidar eğrileri üzerinden ilerleyen, yükselen ve çöken hikâyesiyle kitap, kimilerine göre yazarın kült yapıtı. (Can Yayınları) Gençliğin sırrını keşfetmek Elizabeth Blackburn ve Elissa Epel’den Telomer Etkisi. 60 yaşındaki insanların neden 40 yaşında gibi, bazı 40 yaşındakilerin ise neden 60 yaşında gibi göründüğünü ve hissettiğini hiç merak ettiniz mi? Yazarların araştırması, telomer uzunluğu ve sağlığının uzun süredir varsayılan bir hipotez olan zihin-beden ilişkisinin biyolojik temelini oluşturduğunu gösteriyor. Onlar ve diğer bilim insanları günlük alışkanlıklarımızda yapabileceğimiz değişikliklerin telomerlerimizi koruyabileceğini ve sağlıklı yaşam sürelerimizi (sağlıklı, aktif ve hastalıksız kaldığımız yılların sayısını) artırabileceğini ortaya koydu. (Doğan Kitap) Her şeyi öğrenecek Osman Öztürk’ten Ada ile Efe Serviste Güvende. Ada için önemli bir gün! Duygu Öğretmen tüm sınıfa bir sürpriz yapıyor: Öğrencileri bir “güvenlik yolculuğuna” çıkarıyor. Bu yolculukta Ada servise binerken, serviste yolculuk ederken ve servisten inerken neler yapması gerektiğini öğrenecek. Taşıtlarla her gün yaptığımız yolculuklar sırasında nasıl güvende olacağımızı öğrenmenin tam zamanı! (Doğan ve Egmont Yayıncılık) Aşk, yalnızlık, umutsuzluk Sabahattin Ali’den Şiirler. “Sabahattin Ali halk şiirlerinin edası ruhu ile yazmak istemiş. Eseri bunun için adeta bir mucize, çünkü muvaffak olmuş.'' -Nurullah Ataç, Son Posta (1934). “Halk şiirinin gür ve duru kaynağından gelen bu başarılı denemeler, herkesin özlemle beklediği düzgün Türkçenin ve yalın güzelliğin ifadesini taşır.” -Tahir Alangu, Değirmen, Dağlar ve Rüzgar (1965). “Yalın bir tanımlamayla ben'in şiiridir Sabahattin Ali'nin şiirleri. Aşk, yalnızlık, umutsuzluk, karamsarlık şiirinin başlıca temalarıdır. Kent yaşamı, insanlar arası ilişkilerdeki ikiyüzlülük onu bunaltmakta, dağlara sığınmayı itmektedir. Onda özgürlüğün, insanı sınırlayan bağlardan kurtulmanın simgesidir dağlar. Kabına sığmaz, coşkun bir kişiliğin, elindekiyle yetinemeyen, yükselmek isteyen bir yeteneğin göstergesidir.” - Atilla Özkırımlı, Bütün Şiirleri (1999). (Everest Yayınları) Ninjaların saldırısı Davide Cali’den Okula Gelirken Çok Komik Şeyler Oldu. Eee, bu sabah okula neden geç kaldın? İnanmayacaksınız ama her şey dev karıncaların kahvaltımı çalmasıyla başladı. Sonra kötü Ninjaların saldırısına uğradım. Dünyayı uzaylılardan korumam istendi!.. Neler neler geldi başıma! (Günışığı Kitaplığı) Cevap bekleyen sorular Feridun M. Emecen’den Osmanlı Klasik Çağında Hilafet ve Saltanat. Hilafet, Osmanlı siyasi yaşamında nasıl bir rol oynuyordu? Siyasetin aktörleri, hilafetin çerçevesinde nasıl yol alıyordu? Saltanatın hilafetle birlikte anılmaya başlanması, ne türden kazanımlar sağladı? Yazar, kitabında konuyla ilgili akla takılan pek çok soruyu cevaplamakla birlikte, cevap bekleyen birçok sorunun da altını çiziyor. Geleceğe, bir perspektif çiziyor. (Kapı Yayınları) Demokrasideki yeri Artun Ünsal’dan Umuttan Yalnızlığa Türkiye İşçi Partisi 1961-1971. Kitapta 27 Mayıs askeri müdahalesini izleyen dönemin getirdiği görece özgürlükçü ortamda, 1961 Anayasası’nın sağladığı yeni siyasal güvencelerin ışığında kurulan ve Cumhuriyet döneminde TBMM’ye ilk kez girebilen sol parti özelliğini de taşıyan Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) 10 yıllık yaşamı ele alınıyor. Bu kitapta Osmanlı’dan günümüze uzanan sol geleneğin devamında TİP’in doğuşu, evrimi, yaşadığı güçlükler, Türk demokrasisi içindeki yeri ve 12 Mart muhtırasıyla kapatılışına kadar geçen dönem ele alınıyor. (Kırmızı Kedi Yayınları) Yüzyıllardır ayakta J.R.R. Tolkien’den Gondolin'in Düşüşü. Etrafını kuşatan dağların ortasındaki bir ovaya inşa edilmiş ve dört bir yanı düşmanların orayı bulmasını engelleyen bir büyüyle çevrelenmiş olan efsanevi Gondolin şehri yüzyıllardır ayaktaydı. Gondolin şehrinde mağrur ve adil bir Elf halkı yaşıyordu. Gondolin dışında kalan yerler ise Morgoth’un boyunduruğu altındaydı ve ister İnsan olsun ister Elf, herkes kölelik hayatı yaşıyordu. Elf ve insan kavimlerinin cefasına kulaklarını tıkayan valar arasında Morgoth’a karşı planlar kuran tek tanrı ise Suların Efendisi, derinlerin sakini Ulmo’ydu. Akarsuların aktığı, göllerin uzandığı ve denizlerin kıyısı olan her yerin efendisi olan Ulmo kendisine bir ulak seçerek onu Gondolin’e gönderecekti. Ve böylece Orta Dünya’da çağlar boyunca yankıları hissedilecek bir olaylar silsilesi başlamış olacaktı. (İthaki Yayınları) Tuhaf iki yılın hikâyesi Javier Marias’ten Tüm Ruhlar. Kitap anlatıcının, dünyanın ve zamanın dışındaki bir şehirde, Oxford Üniversitesi’nde geçirdiği sislerle kaplı, tuhaf iki yılın hikâyesidir. Bu romanın büyüleyici kahramanları da dünyanın ve zamanın dışında yaşar: Bütün hayatı boyunca, şahit olduğu ama hatırlayamadığı bir olayın etkisinde kalan, anlatıcının evli aşkı, esrarengiz Clare Bayes. Anlatıcının dostu Cromer-Blake. Tek başına geçireceğini öngördüğü yaşlılık günleri için yoğun deneyimler biriktiren, alaycı eşcinsel. Emekli olmuş bilge profesör Toby Rylands. Hepimizin sahip olduğu “korkunç eş” hakkındaki bilgisi ve üç ayaklı köpeğiyle berduş Alan Marriott... Ve diğerlerinin yanında, başka bir zamandan gelmiş, gizemli yazar John Gawsworth. (Yapı Kredi Yayınları) Benzer cinayetler Ian Rankin’den Siyah ve Mavi. 1960’larda İskoçya’yı dehşete düşüren “İncil John” isimli bir seri katilden otuz yıl sonra benzer şekilde cinayetler işleyen “Johnny İncil” lakaplı yeni bir katil ortaya çıkar. Katile dair henüz hiçbir ipucu bulunamamışken, izindeki bir petrol platformu çalışanının canice öldürülmesi işleri daha da karıştırır. Cinayetleri araştıran John Rebus geçmişteki bir hatasından dolayı adaleti yanıltma şüphesiyle medyanın ve emniyet teşkilatının göz hapsindedir ve attığı her adımdan önce iki kere düşünmesi gerekmektedir. Doğasına aykırı bu durum karşısında Rebus beladan uzak durmak için zorlu bir sınavdan geçecektir. (Alfa Yayınları) Olumsuz davranışlar Gamze Pat’tan Kafam Çok Karışık-Karar Vermeyi Öğreniyorum. Yazar, Kendimi Tanıyorum Dizisi'nde çocuklarımızın olumsuz tutum ve davranışlarının farkına varmalarını sağlarken, bunların çözümüne pırıl pırıl bir ışık da tutuyor. Masal tadında, dostça, sevgiyle... (Altın Kitaplar) Küçük şeyler, büyük dersler Anooshirvan Miandji’den Bilge Çiçek. Bir iş için doğru zaman ne zamandır? Neden bazen erken davranır, bazen geç kalırız? Doğruyu bulmak için kısa yollara başvurursak ne olur? Hak etmeden kazanmak istersek ne olur? Küçük şeyler büyük dersler verebilir mi? Bir çiçek bize erdemli olmayı öğretebilir mi? Sabırlı olmak neden zordur? Sabırlı insanları ne bekler? Umudumuzu yitirdiğimizde vazgeçmeli miyiz? Yoksa eksikleri araştırıp onları gidermeli miyiz? Kendi işini kendi yapan insanları ne bekler? Erdem kimleri seçer? (Bilgi Yayınevi) İntikam almanın yolları Cem Akaş’tan 19. Küçük ruhluydu. Ruhu iyi bir ruhtu belki, oldukça temiz kullanılmıştı, kendi sınırları içinde sağlam, işe yarar bir ruhtu, ama yetmiyordu; kalkıştığı işi başarabilmek, bu ruhun harcı değildi. M, ruhundan intikam almanın yollarını aramaya başladı. M, vahiy bekleyen peygamber tedirginliğiyle, “Gerçek’ten daha edebi, edebiyattan daha gerçek” romanını yazmak için ilham bekliyor. Kendi içine, sokaklara, geceye, taşraya, kaya kiliselerine yöneliyor ama bir türlü yazamıyor. Sonra önünde bir aşk ve bir kapı açılıyor o kapıdan geçmeyi seçince geliyor yıkım; M öyle bir dağılıyor ve dağıtıyor ki, onun nasıl bir insan olduğunu ve ilahi adaletin ona nasıl bir son hazırladığını merak etmeye başlıyor okur. Kuran’ın sure yapısı üzerine kurulu olan 19, bu asal sayının katlarına dayanıyor. (Can Yayınları) Uzun ve zorlu bir yol Sevil Köybaşı’ndan Afife-Bir Devrin Çocukları. Onlar, hayallerinin peşinde koşan çocuklardı. Asla vazgeçmediler. Ta ki hayalleri gerçek olana dek. Afife, tiyatroya tutkun küçük bir kızdır. Dedesiyle izlediği tiyatro oyunlarıyla hayallere dalar, geceleri evinin salonuna kurduğu sahnede rolden role bürünür. En büyük hayali, tiyatro sahnesinin o büyülü perdesinin bir gün kendisi için açılmasıdır. Önünde, onu hayaline ulaştıracak uzun ve zorlu bir yol vardır. Yılmaz, inanır, çalışır. Sonunda adını tiyatro tarihine altın harflerle yazdıran Afife Jale olur. (Doğan ve Egmont Yayıncılık) Ustayla söyleşi Enis Batur’dan Simsiyah Soulages ile Konuşmak. Yaşayan en “değerli” ressamlar arasında başı çeken Pierre Soulages için Louvre Müzesi’nde 2019’dan 2020’ye geçerken bir retrospektif sergisi düzenlendi. Yazar, 20 yıl önce ustayla yaptığı bugüne dek okura ulaşmamış bir söyleşi etrafına Simsiyah’a övgü ördü. (Kırmızı Kedi Yayınları) İlişkiler masaya yatırılıyor Mehmet Öztürk’ten Franz Kafka ve Sinema. Bu kitap, Kafka'nın sinemayla, sinemanın da Kafka'yla ilişkisini masaya yatırıyor. Kafka'yı Theodor W. Adorno ve Georg Lukács'ın çoğu zaman birbiriyle çatışan düşüncelerini baz alarak incelerken, Kafka çağındaki sinemayı, Martin Scorsese’den Nuri Bilge Ceylan’a, Michael Haneke’den Terry Gilliam’a Kafkaesk sinemayı ve Orson Welles'in Josef K. ile olan bitmeyen davasını incelikle analiz ediyor. Hakan Bıçakcı’nın önsözüyle. (İthaki Yayınları) Musikinin halka inmesi Cem Behar’dan Orada Bir Musiki Var Uzakta… Yazar kitabında Osmanlı/Türk musıkisinin on altıncı yüzyılda yaşadığı değişimin arkeolojisini yaparak, yeni siyasî, sosyal ve ekonomik koşulların imparatorluk başkenti İstanbul’da nasıl bir “tarz-ı Osmânî” musıkinin oluşmasına zemin hazırladığının izini sürüyor. Kahvehanelerin açılmasıyla musıkinin Saray’dan halka inmesi, avâm/havass karşıtlığı, icraya yönelik Acem etkisi gibi olguları, güfte mecmuaları ve o döneme ilişkin (on altıncı yüzyılın ikinci yarısı) elimizdeki tek görsel kaynak olan bir minyatürün tasvirinden yola çıkarak inceleyen yazar, musıki tarihimizde silinmez bir iz bırakıyor. (Yapı Kredi Yayınları) Yeni bir ışık tuttu Mihail Bahtin’den Dostoyevski Poetikasının Sorunları. Yazarın Dostoyevski hakkındaki çalışması ilk kez 1929 yılında çıktı ve büyük bir etki yarattı. Bu çalışmada yer alan çok sesli roman, diyalojik roman kahramanların ses, söz ve fikirlerinin iç içe geçmesi gibi tartışmalar hem Dostoyevski'nin eserlerine hem de roman sanatına yeni bir ışık tutmuştur. Roman kuramı tarihine Bahtin'nin adını kesin bir şekilde yazmış olan bu çalışma, Dostoyevski hakkında yazılmış olan en önemli eser olarak kabul edilir. (Alfa Yayınları) Çözüme ışık tutuyor Gamze Pat’tan Pişmaniye Çocuk-Pişman Olmamayı Öğreniyorum. Yazar, Kendimi Tanıyorum Dizisi'nde çocuklarımızın olumsuz tutum ve davranışlarının farkına varmalarını sağlarken, bunların çözümüne pırıl pırıl bir ışık da tutuyor. Masal tadında, dostça, sevgiyle... (Altın Kitaplar) Çantanı isteyecek Laura Numeroff’tan Eğer Bir Fareciği Okula Götürürsen. Eğer, bir fareciği okula götürürsen senden beslenme çantanı isteyecek. Beslenme çantanı verdiğinde içine bir de sandviç koymanı isteyecek. Ardından not defteriyle kalemlere ihtiyacı olacak. Muhtemelen sırt çantanı da paylaşmak isteyecek… (Bilgi Yayınevi) Gerçeği değiştirmez Cem Akaş’tan Gitmeyecekler İçin Urbino. Marx’ın doktora tezinde mealen dediği gibi, bazı şeyleri bilmek istemeyişimizin iyi nedenleri olabilir, insan doğası kendini korumaya güdümlüdür, yine de bu, istemediğimiz bazı şeyleri müthiş bir kesinlikle bildiğimiz ve bu bilgi karşısında tümüyle güçsüz kaldığımız gerçeğini değiştirmez… Ortaçağ Avrupa’sının kültür başkentlerinden, bugünün kültür turizmi merkezlerinden Urbino, bir gecede kan gölüne dönüyor – nereden çıktığı belli olmayan iki genç kadın, nedeni ancak kitabın yapbozu tamamlandığında anlaşılan bir katliama imza atıyor. (Can Yayınları) Aradığı yolu bulur Sevil Köybaşı’ndan Bir Devrin Çocukları Ara Güler. Soruları hiç tükenmeyen, merakı hiç körelmeyen, keşfetmenin heyecanını hiç kaybetmeyen bir çocuk: Ara Güler. Gitmeyi çok sevdiği fotoğrafçıda durmadan sorular sorar. Radyonun nasıl çalıştığını parçalarını sökerek keşfetmeye çalışır. Babasının hediye ettiği sinema makinesiyle film akşamları düzenler. Ara, kendini ifade edebileceği, tutkusunu hayata dökebileceği bir yol aramaktadır. Sonunda kendi yolunu bulur. Bu yol, onu dünyaca ünlü fotoğrafçı Ara Güler yapacaktır. (Doğan ve Egmont Yayıncılık)