İki ayağı üzerinde, bir rüyayı yaşıyor
Derya Soyiç, Türkiye’nin ilk ve tek ampute dansçısı... 19’unda sağ ayağını 25’inde sol bacağını kaybetti. Yılmadı, iki ayağının üzerinde yükseldi...
Bir tür omurilik rahatsızlığı olan ‘meningomyelocele’ ile dünyaya gelen Derya Soyiç, 5 yaşına kadar fiziksel olarak normal bir yaşam sürdü. Ardından hastalığının verdiği rahatsızlıktan dolayı 12 yaşına kadar parmak ucunda yürüdü. Ayağında yaralar oluştu, 33 ameliyat geçirdi. 19 yaşında sağ ayağını, 25 yaşında ise sol bacağını diz altından kaybetti. Her ikisine de protez takıldı. Ve bugün…
Çocukluğundan itibaren dansa meraklı olan ancak kendi ayaklarıyla bunu başaramayan Derya Soyiç, Türkiye’nin ilk ve tek ampute tango dansçısı olarak karşımızda, uluslararası başarılarıyla göğsümüzü kabartıyor. Derya Soyiç bugün 30 yaşında ve bankacılık sektöründe çalışıyor. 2016’da Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nin ‘Erişiyorsam Varım’ projesi kapsamında düzenlenen gösteri sonrasında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi, Soyiç için belgesel hazırladı. Soyiç, yaşadığı süreci SÖZCÜ HaftaSonu’na anlattı:
DOKTORU ÖNERDİ: Doktorumla, hayatımda ne gibi değişiklikler olacağını konuşuyorduk. Bana Amerikalı bir dansçının görüntülerini izletti. Yapabileceğimi söyledi. Kendimi dans ederken hayal ettim. Söz verdim: Bir gün iki ayağım üzerinde dans edecek, kelebek etkisi yaratacaktım. Yaptım da ve evet bu bir başarıydı.
GALİBA BAŞARILI OLDUM
YAŞAM ENERJİSİ: Dans ve müzik bana da yaşam enerjisi veriyordu. Etrafımdakiler enerjimin çok yüksek olduğunu söylerler. Enerjimin insanlara geçirebileceğim en güzel yöntemin dans olduğunu düşündüm. Galiba başarılı oldum.
ÖZGÜRLÜK HİSSİ: Dans benim için özgürlük, aşk ve tutku. Tutkuyla bağlanıp, aşkla dans ediyor ve kendimi özgür hissediyorum. Çünkü müzik insana yaşam enerjisi veriyor ve müziğe kendinizi bırakıp dansla eşlik ettiğinizde zihninizdeki olmak istediğiniz yerdesiniz.
HEPSİ BİZİM TERCİHİMİZ
GÜNEŞ DOĞUYOR: Yeryüzündeki her insanın bir mücadelesi, hikayesi var. Hepimiz kendi savaşımızın, savaşçısıyız. Yaşamın neresinde yer aldığımız, ne kadar yer aldığımız da bizim tercihimiz. Her gün çiçekler açmıyor ama her geceden sonra güneş doğuyor.