- ‘Oyuncu Olmak İsteyen Parmak Kaldırsın’ adlı kitabınız okurlarla buluştu. Bu kitabı yazarken hedefiniz neydi?
Yirmi yıldır cast ajansı sahibi olarak piyasadayım. Bu kitabı da düşünerek değil yaşayarak yazdım. Edindiğim tecrübelerle o kadar doldum taştım ki bu kitabı yazmak zorundaydım…
- Kitabınızda oyunculuk konusunda gençleri bilgilendiriyorsunuz.
Bu kitap aynı zamanda oyuncu olmak isteyen gençler için el kitabı ya da başucu kaynağı. Ben sadece oyunculuk anlamında teknik bilgiler vermiyorum, kişisel gelişimi de ön planda tutuyorum. Parolamız; önce iyi insan olmak. İyi insan olmayan iyi oyuncu olamaz. Kariyerine yön vermek isteyen herkes bu kitabı mutlaka okumalı.
Bir bakış gülüş ya da duruş…
- Kapınızı her çalanı bünyenize kabul ediyor musunuz?
Yeteneği olan gencin alnında ışığı vardır...
- Peki o ışığı nasıl fark ediyorsunuz?
Bir bakış, gülüş ya da duruş önemli bir ipucu verir. Şimdi de Anadolu’da oyunculuk eğitimi almak isteyen gençlerin ayağına gitmeye karar verdik. Akademimiz 20 kişilik grup kurarak bizi çağıran gençlerin bulundukları kente gidip onlara oyunculuk eğitimi verecek.
Hiçbir başarı tek başına kazanılmaz
- Kitabınızı kısa süre önce kaybettiğiniz babanıza ithaf ettiniz…
Bu kitabı geçen yıl kaybettiğim dahiliye doktoru babam Naci Özokur’a adadım. Bu kitabın geliriyle bir kız çocuğu doktor olacak.
- Sektörde adınız başarılarla anılıyor. Bütün bu çalışmalarınız nasıl başladı ve gelişti?
Tümay Özokur Ajansı’nı Türkiye’nin ilk oyunculuk ajansı olarak 1999’da ben kurdum. Şimdi, Tümay Özokur Menajerlik, Şöhret ve Kariyer Yönetimi adıyla çok daha sağlıklı hizmetler veriyoruz. Akademi, menajerlik, oyunculuk bölümlerimiz var. Hiçbir başarı tek başına kazanılmaz. Şöhret olmak ekip işidir.
- Aynı çatı altında menajerlik eğitimi de veriyorsunuz…
Türkiye’de ilk menajerlik eğitimini biz vermeye başladık çünkü sektörde bir kavram kargaşı var.
