Suç örgütü lideri olduğu gerekçesiyle tutuklanan Ayhan Bora Kaplan’ın yargılaması devam ederken, davanın iki numaralı sanığı yurtdışından ses verdi. “Ben Serdar Sertçelik. Bu davanın hem sanığı, hem de ‘M7U3H9F8C4’ kod adlı gizli tanığıyım” dedi. Şu anda yurtdışında olduğunu, Türkiye’ye de dönmeyeceğini söyledi. Bu süreçte, bazı emniyet mensuplarıyla yaptığı konuşmaları açıkladı. 

Ayhan Bora Kaplan ile Serdar Sertçelik arasında “alacak-verecek” meselesi vardı. Bunu Serdar Sertçelik ifadesinde belirtiyor. Kaplan’ın, gözaltına alındığı dönemde, Serdar ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeydi (KKTC) Bora Kaplan’dan şikayetçi olanlardan birisi de galerici N.K idi. Serdar, N.K’yi telefonla aradı, “Emniyet Müdürlüğü’ne ulaşıp Bora Kaplan’la ilgili ifade vermek istiyorum. Benimle görüşmelerine aracılık et” dedi. N.K. emniyet’e gitti, “Dosyanızın iki numaralı şüphelisi, elinde örgütü çökertecek bilgiler olduğunu, kendisinin korunması halinde bunları anlatmak istediğini bildirdi” dedi.

HADİ ANLAT BAKALIM

Emniyet Organize Suçlarla Mücadeleden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı, Emniyet Müdürü Engin Dinç’in Ankara’ya getirttiği şube müdür yardımcısı ile temas kuruldu. Serdar Sertçelik’in isteği kendisinin korunması, cezaevine girmesinin önlenmesi ve elinin kuvvetlendirilmesiydi. Şube müdür yardımcısı, telefonda, Serdar Sertçelik’le konuşuyor, anlattıklarını not alıyordu.

Anlatılanların bazıları ilginç bilgilerdi. “Falanca kişiye mobilya alındı” diyor, araştırıldığında gerçekten mobilya alınıp sözü edilen kamu görevlisinin evine götürüldüğü anlaşılıyor. Ancak, bazı sözleri tutarlı değil. Savcının kararıyla gizli tanık olabileceği kendisine anlatılıyor.

Serdar Sertçelik, Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkilisiyle 7’nci görüşmesini yaptı. Türkiye’ye dönüp gizli tanık olmak istediğini, ancak hakkında arama kararı olduğu için dönüşte yakalanıp götürüleceğini belirtiyor. Emniyet yetkilisi, “Merak etme” diyor. KKTC’ye dört görevli gönderiliyor. Bu kişiler gece saat 01.30 civarında Serdar Sertçelik’i Ankara Emniyet Müdürlüğüne sorunsuz getiriyor. Serdar, “19 sayfalık gizli tanık ifademi polis aldı” diyor, ancak emniyet yetkilileri ise Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kaya’nın huzurunda ifadesinin alındığını belirtiyorlar.

ELEKTRONİK KELEPÇE HİKAYESİ!

Örgütün iki numarası olmasına rağmen Serdar Sertçelik’in tutuklanmaması onun “gizli tanık” olduğunu ele vermişti. Daha sonra aynı kişi gizli tanık olduğunu sesli ve görüntülü olarak açıkladı. Anlattıklarının bir bölümü doğruydu. Bazı iddialarının da araştırılması gerekiyordu. Serdar Sertçelik’e ev hapsi verildi, ayağına elektronik kelepçe takılması uygun bulundu. Böylece Sertçelik, Tanık Koruma Programına alındı. Çağrı üzerine evine polis de gidecekti.

Bildiğimiz, elektronik kelepçe takılan, ev hapsi verilen kişi adresten en fazla 100 metre ayrılabiliyor. Aksi halde kelepçe sinyal veriyor. Ancak öğrendim ki kelepçenin sökülmesi de kolaymış. Nasıl mağazalarda bazı ürünleri kasa dışına çıkarmaya çalışılırken ses veriyor, onlar görevliler tarafından söküldüğünde alarm vermiyorsa, elektronik kelepçeden de bunu sökecek yöntem bulunmuş.

Biz “Bu kelepçe nasıl olur da sinyal vermez” derken, konuştuğumuz kişi, “Çok basit. Siz, basit yöntemle kelepçeyi çıkartmayı bilirseniz sinyal vermez. Bugün birçok kelepçeden sanıklar bu yöntemle kurtuluyor. Oysa o kelepçeler için devlet milyonlarca lira harcamıştı” diyor. Kelepçe sayısı yetersiz olduğu için ev hapsi verilenlerin bazılarına elektronik kelepçe bile takılmıyor.

Serdar Sertçelik gibi siz de evinizde kelepçeyi çıkarır, fenomen E.R. ile birlikte eğlendikten sonra saat 04.00’te işkembeciye gidersiniz. Evdeki kelepçe sinyal de vermez. Devlet, bu durumunuzu da ancak siz vurulunca öğrenir.

SÖZDE “YAN BAKTIN” ÇATIŞMASI

İşkembecide ilginç bir olay yaşanıyor. Kelepçeli olması gerekirken kelepçesiz olarak çorbacıya gelen Serdar ve fenomen E.R.’nin hemen yanında başka masalarda oturan iki grup arasında silahlı çatışma çıkıyor. Ama yaralanan onlardan birisi değil. 4 kurşunla Serdar Sertçelik yaralanıyor. Bu ilginç olayı yetkililer şöyle anlatıyor: 

“Çorbacıda, iki grup arasında sözde ‘yan baktın’ gerekçe gösterilip çatışma çıkıyor. Yaralanan çatışanlar değil, bacağından dört kurşunla yaralanan Serdar oluyor. Çünkü çatışan kişiler aynı suç örgütünün elemanları. Onların hedefi birbirlerini vurmak değil, Serdar’a gözdağı vermekti. Serdar hastaneye kaldırıldı, ameliyat edildi, bacağı alçıya alındı. Evden çıkmaması, çıkarsa gizli tanık programından çıkarılacağı, hatta tutuklanacağı söylendi. Serdar’ın bacağına yine elektronik kelepçeyi taktılar.”

YAPACAĞINI YAPTI VE ÖNCE KOS ADASINA GİTTİ

Serdar Sertçelik, kendisine ateş edenlerin hangi organize suç örgütü mensubu olduğunu biliyordu. Onlar, sözde çatıştılar ama vurulan Serdar Sertçelik’ti. Onu da sözde yanlışlıkla vurmuş oldular. Sertçelik, başına bundan sonra bir şey geleceğini değerlendirdi. Her ne kadar açıklamalarında, “Bana polis yurtdışına çık, dava zamanı gelirsin” dediğini öne sürse de emniyet yetkilileri kendilerinin böyle bir şey söylemediğini kaydettiler.

Bacağı alçılı olmasına rağmen Serdar Sertçelik, botla Kos adasına götürüldü. Orada kendisi için hazırlanmış Bulgar pasaportunu aldı, uçakla Atina’ya gitti. Tabii yalnız değil. Oradan, yine galerici N.K’yi arıyor. “Söz, mahkeme günü geleceğim. Bana bir an önce yeni kimlik, pasaport çıkarılacaktı ne oldu?” diye soruyor. İşte o konuşmanın bir bölümüne emniyet mensubu da giriyor, “Tanık Koruma Programı gereği bunların düzenleneceğini ancak zaman aldığını” anlatıyor.

BORA KAPLAN’DAN HEDİYE SAAT

Ayhan Bora Kaplan, İzmir’de ek ifade vermek istiyor. Mahkeme, biri komiser 4 emniyet mensubunun İzmir’e gidip ifade almalarına izin veriyor. Emniyet mensuplarının anlatımına göre Bora Kaplan, “Size çok gizli ifade vereceğim. Eski emniyet müdürü (isim veriyor) sevgilisine hediye almak istedi. Ben, Rolex marka saat alıp sevgilisi N.K.’ye garanti belgesiyle teslim etmiştim. Bunun faturasını da avukatım U.K size teslim edecek” diyor.

İfadeden sonra avukatla lokantada buluşuluyor. Avukat saat faturasını polise teslim ediyor. Bu tutanakla alınıyor. İddia şu: Lokantada yemeğin parasını Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı U.K ödedi. Polis ise ödemeyi yaptıklarına ilişkin faturayı soruşturmayı yürüten mülkiye başmüfettişine ibraz ediyor. Bu iddialar soruşturuluyor.

8 EMNİYETÇİYE RÜŞVET İDDİASI

Emniyet içindeki “Ekipler savaşı” bitmez. Doğru ile iftira birbirine karışır. 6 Mayıs 2024 tarihli Ankara ... Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı da rüşvet iddiasıyla ilgili. Kararı okuyalım:

“Rüşvet almak, icbar suretiyle irtikap suçundan şüpheliler A.S., A.A., B.E., E.K., K.U.Ö., E.K., O.A.B., ve Ö.P. hakkında Ankara Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nun yazısıyla mevcutlu gönderilen şüpheliler Hakimliğimizde hazır edilmiş ise de; iş yoğunluğu nedeniyle savcılığın adli kontrol talebi, şüphelilerin yokluğunda dosya üzerinde incelendi, adli kontrol altına alınmalarına, yurtdışına çıkışlarının yasaklanmasına karar verildi.”

Ne garip olaylar yaşanıyor... Bunların nasıl sonuçlanacağını ileride öğreneceğiz.