Fransız Mimar Alexander Vallaury tarafından 1898'de inşa edilen 'Prinkipo Palas' oteli, ruhsat verilmemesi üzerine 1900'lerin başında bir Rum tarafından satın alınarak, yetimhane olarak kullanılması şartıyla Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi'ne bağışlandı. Tarihi yapı, 1964'te kapısına kilit vurulana kadar 6 bin Rum yetime yuva oldu. 57 yıl önce kaderine terk edilen Büyükada Rum Yetimhanesi'nin restorasyon çalışmaları öncesi son hazırlıklar tamamlandı. Yetimhanenin geleceği yetimhanenin bahçesinde düzenlenen toplantıda ele alındı. "YETİMHANE İSTANBUL'A KAZANDIRILABİLİR" Fener Rum Patriği Bartholomeos, "Mimari özellikleriyle tüm dünyaca bilinen bu bina aynı zamanda toplumsal dayanışmanın, ilerici eğitimin, fedakârlığın ve şefkatin abidesidir. Yetimhanenin hepimizi üzen erime sürecine dur demek vatandaş bilinci olan herkesin vicdani görevidir. Çünkü yetimhane hepimizin ortak değeridir ve kaderi bizlerin sorumluluğundadır. Bu nedenle Patrikhanemiz, yetimhaneyi yeniden ayağa kaldırmak hususundaki gayretini daha geniş çevrelere yayarak, güçlendirmeyi hedeflemektedir. Bu noktada devlet makamları, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve tüm İstanbul sevdalılarına ulaşarak desteklerini almayı arzulamaktayız. Ancak böyle kapsamlı bir elbirliğinden çıkacak güç ile yılların birikimi bu sorun çözülebilir ve yetimhane şehirlerin kraliçesi olarak tarif edilen İstanbul'a kazandırılabilir" dedi. "TEHLİKE ALTINDAKİ 7 KÜLTÜREL MİRAS ALANINDAN BİRİ" Yetimhane Restorasyon Projesi Koordinatörü  Laki Vingas ise "Birçok bölümleri ve çatısı ciddi olarak tahribata uğrasa da bütünlüğünü koruyarak ayakta kalmayı başardı. Çok şükür ki, orijinal hali ve son teknoloji ile rölövesi çıkarılarak kayıt altına alındı ve yarınlara bir anıt eser olarak taşınmasının önünde önemli bir kapı açıldı. Europa Nostra Türkiye'nin girişimiyle, 2018'de yetimhaneyi Avrupa'nın tehlike altındaki 7 Kültürel miras alanından biri olarak ilan etti. Akabinde toplantılar, buluşmalar, ziyaretler süreci başladı. Danışma kurulu ve sekretarya oluşturuldu, logosu tasarlandı ve seçildi, web sitesi düzenlendi, destek projelerine müracaat edildi, dijital belgeleme, rölöve çizimleri ve malzeme analizleri sonuçlandı. İlgili anıtlar kuruluna sunuldu, restitüsyon çizimleri hızla devam etmekte. Tarih Vakfı ile arşiv belgeleme çalışmaları başlandı. Prof. Mehmet Alper ve eşi Prof.  Berrin Alper'in 1992 yılında hazırladıkları projeler ve araştırmalar kitaplaştırıldı" diye konuştu. (DHA)