Yıllarca radyodan dinledik, dinlemeyi de sürdürüyoruz... Şimdi sahnedesiniz. Gösteri yapmaya nasıl başladınız? Kimse görmeden anlatıyordum. Evet! Şimdi sahneye çıkarak anlatıyorum. Dört-beş sene öncesinde stand-up gösteri metinleri yazıyordum. Ancak sahneye çıkma kısmı beni korkutuyordu. BKM’den Gülçin Salacan’a gösteri yazdığımı anlatmıştım. İstanbul Komedi Festivalini Beşiktaş Kültür Merkezi hazırlarken Gülçin aradı ve “Hadi sahneye” dedi. Bahaneler uydurmaya çalıştım. Kaçamadım… Günü belirlemişler ve ben hooop sahneye fırlatılmış gibi oldum. Gösterinin ismi (Ne Münasebet) nereden geliyor? “Ne Münasebet” birbiriyle ilgisi olmayan konuların bir şekilde yan yana düşmesinden geliyor.. Gösteriyi kurgularken ortaya çıktı diyebilirim. Hani “Öyle şey olmaz” dersin ya bir mevzuda… Burada ne münasebet kahkahanın tuşu oluyor! "İZLEYİCİ GÜLMEYİ BEKLİYOR" Neler anlatıyorsunuz gösterinizde? İzleyicileri neler bekliyor? Aşk ve dijital dünyada algoritmaların bizi düşürdüğü haller. Ünlü olmaya çalışan “ünlümsü” diye tanımladığım tipler, ilişkiler ve magazin dünyasının üzerimizdeki mizahi etkisi… İzleyiciyi gülmeyi bekliyor… "Hadi canım oradan" demek bekliyor. "Bir arkadaşım da aynısını yaptı" deyip kendini olaydan sıyırmaya çalışması bekliyor. yasemin-sefik2 Aşk ve flört kavramları size neler düşündürtüyor? 'Flört etmeyi ya da aşkını yaşamayı beceremeyen erkekler topluluğunu' nasıl değerlendiriyorsunuz "Birine çok aşıksan başkasıyla flört eder misin?" sorusu geliyor aklıma. Buradan bir önerme çıkarabilirim. Sosyal medyanın “beğen” kliği ile doğru orantılı ilerleyen bir beğenilme isteği var. Aşkı ya da flört etmeyi beceremeyen erkekler topluluğu sanırım şu an “Köz getir abi bu nargile söndü” diyordur. Radyo programcılığı sahnedeki gösterinize neler kattı? Radyo akışınız, içerik kurgunuz nasıl olursa olsun doğaçlama ile anlatım yaptığınız bir yer. Sahnede o doğaçlama yetisi benim hayatımı kurtardı. İlk gösteriye çıktığım gün yazdığım her şeyi ilk 15 dakika boyunca unuttum. Silindi hafızamdan…İşte o doğaçlama tamamen radyodan gelen bir şey. Birçok ismin süpervizörlüğünü ve danışmanlığını da yaptınız. Nasıldı bu isimlerle çalışmak? Bundan yaklaşık 10 sene önce süpervizörlük, danışmanlık yaptım. Müzik işlerini her zaman çok sevdim. Albüm hazırlıkları, klip, fotoğraf çekimleri... Kreatif tanıtım çalışmalarının mutfağında olmak çok keyifliydi. Çalıştığım herkesten ne yapmamam gerektiğini öğrendim. "POP ŞEKERLİ SAKIZ GİBİ..." Magazin dünyasında görünenler ve okunanlar kadar, görünmeyenler de var... Sizin için bu dünya ne ifade ediyor? Magazin bence bir toplumun sosyolojisini, ruh halini ortaya koyuyor. Aynı şarkılardaki gibi… 1980’lerde ülke gündeminin karşılığı arabesk, 1990’lar ise pop… Tamamen birbiriyle bağlantılı. Magazinde olan her haberin bir evde karşılığı var. "Ben olsam böyle yapmam"cılardan, "iyi olmuş aferin"cilere kadar her düşünce, yaşam biçimi bulunuyor. Radyo programımda evet magazin konularını ti’ye alıyorum ve her defasında dinleyenlere bu konunun empatisini yapıyoruz aslında diyorum. yasemin-sefik4 Türkiye'de pop müzik alanı sektörü domine ediyor ama en çok ti'ye alınan da alan. Sizin için trajikomik olan bir anı var mı? Pop, şekerli sakız gibi… Ağzına sakızı atıp keyifle çiğniyor, sonra da şekeri bitti deyip tükürüyorsun. Dünyanın her yerinde böyle… Sadece Türkiye’de popüler müziğe özgü bir konu değil. Taylor Swfit de yaşıyor, Aleyna Tilki de… Trajikomik olan demeyelim de programımda her yıl “Yılın en kötülerini” dinleyicilerimize anket yapıp belirliyoruz. Ah orası tam bir kaos. "KADIN OLMANIN HER ALANDA ZORLUĞU VAR" Radyo da, foto muhabirliği de erkeklerin yoğun olduğu alanlar. Kadın olarak bu mecralarda yer almanın zorlukları ve avantajları nelerdi? Bir dizi film çekimleri başlayacak. O dizinin esas adamı ve kadını için cast belirleniyor. Şu adam başrolde, yanına hangi güzel oyuncu gelecek diye haberler yapılıyor. Ben o haberlerin algısını yaşamın her alanında gördüğümüzü düşünüyorum. Bankacısından, tekstilcisine, siyasetinden, oyuncusuna kadar. Kadın olmanın her alanda zorluğu var. Aldığı ücretten tut, konumlandırmasına kadar… Hemcinslerim daha çok sabretmek, uğraşmak zorunda. Bu yüzden avantaj göremiyorum. "GÖSTERİMDE EDEPSİZLİK VAR" Stand-up gösterisi, komedyenlik ya da sahne şovu da aynı şekilde erkek egemenliğinde. Hatta bu mizah diline de yansıyor. Siz, klişe anlatımları ya da üslubu nasıl zenginleştiriyorsunuz?  Oyunculuğundan, anlatıcı kimliğine kadar o egemenliğin duvarlarını çatlatan çok değerli kadın komedyenlerimiz var. Aslında kadınlar çok komik. Evlerinde, ailelerinde, tarlalarında, ofislerinde, mahallelerinde tecrübelediği hayatı, aşkı, arkadaşlığı, akraba ilişkilerini hicveden tanıdığımız birçok kadın var. Farkındaysanız son yıllarda komedi filmlerinin çoğunda kadın karakterlerin baskınlığını görebilirsiniz. Mizahın amaçlarından birisinin o klişeleri çoğaltıp birbiriyle çarpıştırıp etkisizleştirmek olduğunu düşünüyorum. Gösterimde edepsizlik var. Zengin olan kısmı işte burada başlıyor. Çünkü erkek böyle anlatmaz. yasemin-sefik3 Sizin en çok güldüğünüz ya da gösterilerini kaçırmadığınız isimler kimler? Ben bir Cem Yılmaz aşığıyım. Mart'ta gösterisi geliyor diye şimdiden heyecanlıyım. Stand-uplarıyla Doğu Demirkol’a da bayılıyorum. "Çok da Fifi Hatunlar" takip ettiğim harika bir ekip. Netflix stand-up show'larından tanıdığım Ali Wong, Iliza Shlesinger var bir de… "RADYO STÜDYOSU UZAY GEMİSİ GİBİ..." Radyoda çalışan isimler, radyoyu şimdilerde 'nostaljik ve romantik bir havası' olduğu yönünde değerlendiriyorlar. Radyo stüdyosuna girdiğinizde sizin hissettikleriniz neler? Radyo stüdyosunu hiçbir zaman romantik bulmadım. Uçağın pilot kabini ne kadar romantik ki? Önünüzde kocaman bir mixer, mikrofon, bir sürü ışıklı düğme var. Bende hep güç uyandırıyor. Uzay gemisi kullanmak gibi… Buradan anlaşılacağı üzere bilim-kurgu seviyorum. Her sabah Best Fm’de 10:00-12:00 saatleri arasında uzay gemisine benzeyen dükkanım “Hitnoz”la dinleyenleri ışık hızında mevzular arasında gezdiriyorum. [old_news_related_template title="İstanbul Komedi Festivali'nde geri sayım başladı" desc="İstanbul Komedi Festivali için heyecan arttı. 'Söyleyin de beraber gülelim!' sloganıyla düzenlenecek olan festival 3 hafta sürecek. Toplam 7 farklı mekanda ve 80’nin üzerinde sahne şovu izleyicilerle buluşacak. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/10/iecrop/dogu-demirkol_16_9_1540215012.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/istanbul-komedi-festivalinde-geri-sayim-basladi/"]