Amerikalı bir üniversite öğrencisi olan Billy Hayes, 51 yıl önce turist olarak Türkiye’ye geldi. O günlerde giderek yayılan ve “Çiçek Çocukları” olarak da bilinen “Hippi” akımına kapılmıştı. İstanbul Sultanahmet’te gitar çalıp eğlenen ve uyuşturucu da kullanan hippiler arasında bir hafta geçirdi. 7 Ekim 1970 günü ülkesine dönerken iki kilo esrarı, bir kuşağın içinde beline sardı. Yeşilköy Havalimanı'nda uçağa binmek üzereyken yakalanıp tutuklandı, 30 yıl hapse mahkum oldu. GENİŞ YANKI UYANDIRDI Olay Türkiye ve ABD’de geniş yankı uyandırdı. Amerika, “Hayes’ı serbest bırakın” baskısı kurmaya başladı. 1975’te Milliyetçi Cephe hükümeti iş başına geldi. Hayes’ın önünde yatması gereken 25 yıl daha vardı. Ancak 'iyi hali' gerekçe gösterilerek, Sağmalcılar’dan İmralı Yarı Açık Cezaevi'ne gönderildi. 2 Ekim 1975 gecesi ise hayatının dönüm noktası oldu. 20 GÜN SONRA AÇIKLANDI Kendi iddiasına göre o gece İmralı’ya bir kum motoru yanaşmıştı ve arkasında da bir sandal bağlıydı. Sandalın içine saklandı ve tekne denize açılınca sandalın ipini kesti, 6 saat dalgalarla boğuşup Bandırma’dan karaya çıktı. Üç otobüs değiştirip, önce Bursa, sonra İstanbul, ardından Edirne’ye gitti. Enez ilçesi yakınlarından Meriç nehrini yüzerek geçip Yunanistan’a sığındı. Bu hikayeye kimse inanmadı ama sonuçta cezaevinden kaçmış ya da kaçırılmıştı. Firar olayı da gizlenip ve 20 gün sonra açıklanmıştı. ABARTILARLA DOLU HİKAYE Hayes, New York’ta kahraman gibi karşılandı. Aradan 3 yıl geçti. 1978’de Türkiye günlerini “Midnight Express” adlı kitabında anlattı. Oliver Stone da, Hayes'ın abartılarına yenilerini ekleyip hayal ürünü bir senaryo yazdı. Malta’da çekilen 2.5 milyon dolar bütçeli filmde Türkiye ile ilgili birçok olumsuz bölüm vardı. 43 yıl önce tarihler 23 Mayıs 1978'i gösterdiğinde film gösterime girdi. Hayes telif haklarından büyük paralar kazandı. İADE ANLAŞMASI İMZALANDI Oliver Stone, Oscar ödülü aldı. Yönetmen Alan Parker’ın da yıldızı parladı. Milyonlarca kişi tarafından izlenen filmde anlatılanların bir kısmı maalesef doğruydu ama büyük bölümü hayal ürünüydü. Her izleyen tümünü gerçek zannetti. Hollywood bombası Türkiye’ye düşmüştü. Turizm başta olmak üzere birçok sektör vurgun yedi. Film vizyona girdikten 45 gün sonra ise ilginç bir biçimde, Türkiye ile ABD arasında mahkumların iadesi anlaşması imzalandı.
Filmde özellikle cezaevi sahneleri gündem olmuştu. Billy Hayes karakterini Brad Davis canlandırmıştı.

İş işten geçtikten sonra özür geldi

Senarist Oliver Stone, 2004'te Türkiye'ye geldi, “Ülkenizde pek çok kalp kırdım” diyerek özür diledi. Hayes da pişmanlığını dile getirip “Bütün Türklerin filmdekiler gibi zalim olduğu izlenimi doğdu” dedi. 29 Ekim 2014'teki Cumhuriyet Bayramı'nda New York’ta Türk Bayrağını göndere çekip, bir kez daha özür diledi. Film, sinemaların ardından TV'lerde yayınlandı, DVD’si satıldı, halen de dijital platformlarda yer alıyor. Hayes 2016'da gerçekleri anlattığı “Midnight Return” adlı belgeselle hatasını telafi etmeye çalıştı. Ama iş işten geçmişti.

Oliver Stone: Sipariş bir işti

10 Aralık 2004’de Türkiye’ye gelen filmin senaristi Oliver Stone dönemin Kültür Turizm Bakanı Erkan Mumcu ile görüştü. Mumcu 17 yıl önceki bu görüşmeyi SÖZCÜ HaftaSonu’na şöyle anlattı: “O dönemde beş parasız, perişan, sefil bir durumda olduğunu, bu proje önüne gelince kabul ettiğini söyledi. ‘Sipariş bir işti, propaganda filmiydi, hata yaptım’ dedi. Hatasını telafi etmek istediğini ve pişmanlığını dile getirdi. Parasız ve zor durumda olduğu için bu işe girdiğine ilişkin sözlerini samimi buldum, ancak pişmanlığı gerçek fikri olmayabilir.”