Ateşte açan çiçekler
Osmanlı Dönemi’nin gözdesi dünyaca ünlü çiniler, imparatorluğun çöküşüyle yok oldu. 1960’larda İznik’te yapılan arkeolojik kazıda kayıp çini fırınları bulundu. Çini Sanatı yeniden canlandı. Geleneksel motifler ve çağdaş çizgiler sanatseverlerin ilgi odağı oldu...
14. ve 15. yüzyıllarda Osmanlı Dönemi’nde birçok cami ve sarayların bezenmesinde kullanılan çiniler bugün ana vatanı olan Bursa’nın İznik İlçesi’nde tüm ihtişamı ile hayat bulmaya devam ediyor. Arkeoloji ve Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Oktay Aslanapa, çininin başkenti olan İznik’te 1960 yıllarında yaptığı kazı çalışmasında tarihi çini fırınlarını kent merkezinde gün yüzüne çıkardı. Tarihe yeniden ışık tutan bu çalışma, çini sanatını İznik’te yeniden canlandırdı. ‘Ateşte açan çiçekler’ olarak da bilinen İznik Çini Sanatı, geleneksel motiflerin yanı sıra çağdaş çizgiler ile de sanatseverlerin beğenisini topluyor. İznik’te yaşayan Ganimet Kızıltan Yıldız da (35) çini ustalarından bir tanesi. Frankfurt Film Festivali’nde çini olarak verilen ödüllerinde tasarımcısı olan Yıldız, çamur ve sır uyumuyla, renklerin geleneksel ahengini İznik Çinisi’nde çağdaş formlarla bir araya getiriyor.
HAYRANLIĞIM HAD SAFADA
İznik Çinisi’nde çağdaş çizgilerin ustası olan Yıldız şöyle konuştu: “Saray ve cami süslemesinin vazgeçilmezi olan İznik Çini Sanatı ve Seramikleri, yüzyıllardır varlığını koruyup sürdüren geleneksel Türk el sanatlarımızdan biridir. İznik Çini ve seramiklerini diğer çini ve endüstriyel seramikten ayıran en büyük özelliği içindeki kuvars miktarı ve hiç kuşkusuz saray nakkaşlarının eşsiz stilizasyonlarıdır. Çini sanatı sadece nüans vermeyi öğrenmekle değil, ruhun o nüansta açığa çıkmasıyla sanata dönüşür. Klasik İznik Çinisi’ne hayranlığım had safhada olsa da; gelenekseli yorumlayıp ve stilizasyonları üretim eksenime yerleştirmeye çalışarak yol almaya başladığım atölyemi 2015 yılında açtım”.