SEKA'nın kapatılmak istenmesi, 80 darbesi sonrasında başlayan, küresel neo-liberal politikalara uyum sürecinin bir ürünüydü. Bu milli değer, uzun yıllar işçisiyle, akademisyeniyle ve destekçileriyle direnişini sürdürdü. 1988 yılında Selüloz-İş dergisinde yayımlanan bir yazıda çok önemli bir hususa dikkat çekilmişti. Yazının ana fikri şöyleydi: "Kağıt ve karton sektörünün yıllarca altından kalkamayacağı bir darbe ile karşı karşıyayız. Bu nedenle Türkiye ekonomisi, gelecekte baş edemeyeceği bir maceraya sürükleniyor. SEKA, bir döviz hovardalığı değildir. Gün gelir, ucuz dediğiniz ithal kağıt, pahalı bir ürüne dönüşür ve biz kağıtta dışa bağımlı bir ülke haline geliriz." 1994 yılındaki krizde ise SEKA (Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları A.Ş), selüloz üretebildiği için Türkiye dünya piyasalarının yarı fiyatına ham madde sağlamış ve kağıt fiyatlarındaki astronomik artışı yaşamamıştı. Bugünkü bölümde Türkiye'nin kâğıt fabrikaları geçmişine bir göz atacağız. Kurgu: Korhan Topçuoğlu Kamera: Kubilay Altuğ