Bodrum’un korunması için yardıma hazırım
Sibel Savacı, Türkiye’nin ünlü markalarını dünyaya tanıttı. 5 yıl önce Bodrum’a taşındı. Tatil cennetinin plansız geliştiğini belirten Savacı, “Bodrum radikal kararla korunmaya alınmalı” dedi.
Ünlü kardeşi Tolga Savacı ile birlikte 1978’li yıllara model ve manken olarak damgasını vuran ardından kurduğu prodüksiyon ve iletişim ajansı ile Türkiye’nin ünlü markalarını tanıtan ünlü model ve iş insanı 62 yaşındaki Sibel Savacı 5 yıl önce aniden Bodrum’a yerleşti.
Tolga Savacı kısa bir süre önce ABD’nin Newyork kentine yerleşmeye karar verirken kendisi diğer kardeşi Zeynep Savacı ile Bodrum’a yerleşti. Sibel Savacı yaklaşık 15 yıldır herhangi bir medyaya konuşma yapmadığını belirterek kendisi ile bilinmeyenleri ve yaşantısını SÖZCÜ’ye anlattı.
ATATÜRK’ÜN ÇOCUKLARIYIZ
Sibel Savacı, 1992 yılından bu yana sosyal sorumluluk misyonu ile; “Demokrasi Platformu”, “ÇYDD”, “Bizim Ülke Derneği”, “ÇEV” gibi sivil toplum oluşumlarında çeşitli projelerde görevler üstlendiğini söyledi. Ve şöyle konuştu: “Yaklaşık 42 yıldır, model, manken, iş insanı, genel müdür olarak sektörün birçok alanında hem çalışan hem yönetici olarak bulundum. Kadınlarımızın Türkiye’de isteyip de yapamayacağı, başarılı olamayacağı bir sektör yok. Bizler Atatürk’ün çocuklarıyız. Analarımızın ninelerimizin Kurtuluş Savaşı’nda Cumhuriyet’in kuruluşunda verdiği mücadeleyi bizler de şu anda sürdürüyoruz. Bizden sonraki kız çocuklarımıza gençlerimize sahip çıkmak hepimizin görevi. Bu nedenle elimden geldiğince sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya gayret gösteriyorum, nefesim yettiğince Atatürk ilkeleri doğrultusuna bu desteğe devam edeceğim. 1994 yılından itibaren ise, ülkemizde hukukun üstünlüğünün benimsenmesi, uzlaşma bilimi ve bireysel silahsızlanma misyonu ile kurulmuş olan “Umut Vakfı” Mütevellisi ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışmalarımı sürdürüyorum.”
MİLYONLAR HARCIYORLAR
60’lı yaşlara gelmesine rağmen halen çok genç ve zinde olan Savacı 5 yıl önce kardeşi Zeynep Savacı ile birlikte Bodrum’a yerleşti. Savacı nedenini şöyle anlattı: “1970’li yıllardan beri tatil için geldiğim Bodrum benim için her zaman doğası havası, tarihi, kültürü ve insanları için ikinci bir evim gibi oldu. Dünya’nın en ünlü insanları milyon dolarlar dökerek birkaç haftalığına geldiği Bodrum’da benim yaşama şansımın olması gerçekten büyük bir şans. İşte böyle bir Bodrum’u mutlaka korumamız gerekiyor. Ayrıca Bodrum biliyorsunuz, İstanbul’un bir özeti gibi. İstanbul’daki birçok dostumuz da son yıllarda yaşam için Bodrum’u tercih ettiler. Bu nedenle yaşamak için Bodrum’u tercih ediyorsa, bu kenti düşünmek zorundadır, sorunlara sırt çevirmek mümkün değil.”
DOĞASI ACİLEN KORUNMALI
Bodrum Kent Konseyi Ekoloji Komisyonu’nda görev alan Savacı ömrünün sonuna kadar yaşamak istediği Bodrum için elinden gelen ne varsa katkıda bulunmaya hazır olduğunu belirtti. Sözlerine şu şekilde devam etti: “Evet, Bodrum tüm doğal güzellikleri, kaynakları, iklimi, konumu ve zamanla bunlara uyumlu olarak gelişmiş özgün hizmet sektörü, konaklama ve ulaşım imkanları ile sadece yaz turizmi ile bilinen bir dünya markası. Bence bunu doğasına ve bu doğaya uyumlu, saygı ile hizmet ve ticaret yapan markalarına, insanlarına borçludur. Benim takip ettiğim son yıllarda çok olumsuz, doğasına, kimliğine hoyratça zarar veren plansız, sezonluk uygulamalarla gelişmekte. Günümüzde bu değerleri muhafaza eden bir “koruma planı” mevcut ise katı prensiplerle uyulması ve denetlenmesi gerekmekte. Bodrum’un korunması ve gelişmesi için elimden geleni yapmaya hazırım.”
12 AYLIK PLAN ŞART
Savacı, Bodrum’un alınacak uzun vadeli radikal kararlar ile geleceğe yönelik korunabileceğine ilişkin şu açıklamayı yaptı: “Bodrum’a yatırım yapmış, yeni yerleşmiş ve kökleri burada olan yerel halkın da görüşleri ile çok önemli kararlar alınmalı. Sadece konuşmak, şikayet etmek çözüm değil. Hemşehri olarak bir arada saygı ile taşın altına elimizi koymalı, herkes sahip çıkıp emek vermeli. Bodrum bir tatil kasabası kimliğini muhafaza ederek mi alt yapısını ve çevresini geliştirecek? Yoksa bir büyük şehir mi olacak? Bu bir seçim… Her iki şekilde 12 aylık bir yaşam öngörülerek yol alınmalı. O zaman markasının tanıtımında kullanılacak stratejiler de buna göre planlanır ise sağlıklı, faydalı olur. Tabii ki, dünyada bu güzellikte ve talep gören her belde gibi, konaklama ve yerleşim talepleri artmakta ve artacaktır. Gelişim kaçınılmaz. Bodrum ve muadili her turizm markasının bu değerlerine zarar vermeden gelişim için, yerel yönetimlerin Bodrum’un ve hatta Muğla’nın koruma planını gelecek vizyonunda, uzun vadeli projeksiyon ile yeniden gözden geçirip bilimsel olarak revize etmesi, şehir-yapı planlamasının, günümüzün turizm çeşitliliğinin (Gastronomi, kırsal, doğa sporları, sağlık turizmi, vb.), tarımın ve çok daha gelir getiren bu çeşitlere talebin farkında olarak; bunun şehircilik, turizm ve sosyal yaşam konusunda yetkin bilim ve iş insanlarından oluşan bir danışma kurulu ile yapmalı diye düşünüyorum.”