2020 yılı Cumhurbaşkanlığı Programı’nda Eskişehir Alpu Ovası’nda rezerv belirleme ve geliştirmeye yönelik 60 bin metre sondaj yapılması yönündeki planlamaya DİSK, KESK,TMMOB VE TTB düzenledikleri basın açıklaması ile tepki gösterdiler. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Şube Başkanı Mehmet Akif Aladağ, “Seçim öncesi Eskişehir Alpu Ovası’nda kömürlü termik santral projesinin yapılmayacağı, bu güzel topraklara ihanet edilmeyeceği sözleri verilmişti. Ama yeni öğreniyoruz ki 2020 yılı için Alpu ovasına 60 bin metre sondaj planlanmış. Bu sondaj bacasında filtre zorunluluğu olmadan yapılacak bir kömürlü zehir santralini Eskişehir’in kalbine dikmek değilse amacı nedir?” diye sordu.

GEREKLİ ÖNLEMLER ALINANA KADAR SANTRALLER KAPATILSIN

TTB Şube Başkanı Aladağ yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi: * Seçim öncesi projenin yapılmayacağı, bu güzel topraklara ihanet edilmeyeceği sözleri verilmişti. Ama yeni öğreniyoruz ki 2020 yılı için Alpu ovasına 60 bin metre sondaj planlanmış. Bu sondaj bacasında filtre zorunluluğu olmadan yapılacak bir kömürlü zehir santralini Eskişehir’in kalbine dikmek değilse amacı nedir? * Bu nedenlerle; TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun 1 Kasım’da yapılan toplantısında kabul edilip Meclis Genel Kurulu’na sunulan ve santrallere “kirletme izni” veren girişimin iptal edilmesini ve insanların ölümüne, hastalanmasına yol açan bu santrallerin gerekli önlemler alınıncaya kadar kapatılmasını talep ediyoruz. * TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun 1 Kasım’da yapılan toplantısında ülkemizde halen faaliyette olan 13 kömürlü termik santrale “havayı kirletmeye devam etme izni” veren tasarı kabul edilerek onaylanmak üzere TBMM Genel Kurulu’na gönderilmiştir. Kendilerine tanınan süre içerisinde gerekli yatırımları yapıp önlem almadıkları için önümüzdeki yılbaşında kapatılması gereken ikisi kamuya, 11’i özel sektöre ait 13 termik santrale 2,5 yıl ek süre tanınması, insan ve çevre sağlığına verdikleri zararın yasa yardımıyla devam edebilmesi anlamına gelecektir. * Bilinmelidir ki, 2013’ten bugüne dek çevreyi korumaya yönelik taahhütlerini yerine getirmemiş olan bu santrallere daha önce de hava kirliliğini önleyici tedbirleri almak üzere 3 yıl ek süre verilmişti. Yasal zorunluluğa rağmen halk sağlığı konusunda bu kadar rahat ve sorumsuz davranabilmiş olmaları, o 3 yılın ardından yeni bir süre uzatması yapılacağına dair güvence verilmiş olduğu kuşkusu doğurmaktadır” dedi.

HAVA KİRLİLİĞİ ÜRKÜTÜCÜ BOYUTTA

Aladağ, “Termik santrallerin havayı kirletme izinlerinin uzatılacağı bölgelerin tamamında 2019 yılındaki hava kirliliği düzeyleri Avrupa Birliği ölçütlerini çok fazla aşmıştır. Avrupa Birliği ölçütlerine göre hava kirliliği yılda en fazla 35 gün aşılabilecekken, bu bölgelerde yaşayan insanların mevcut durumda bile yılın hemen her günü hastalık ve ölümlere yol açacak düzeyde kirli hava soluduğu saptanmıştır. Bir başka ifadeyle bu bölgelerde hava kirliliği hali hazırda dahi çok ürkütücü boyutlardadır. Halkımızın sağlığını ciddi olarak tehdit eden ve yaşanan hava kirliliğine bağlı gerek hava ölçüm değerlerini ve kirliliğe bağlı ölüm istatistiklerini yayınlamayan yetkili organlar her zaman yaptığını yaparak hava ölçüm istasyonlarının sayısını veya ölçüm gün sayısını azaltarak, yetersiz ölçüm yaparak verileri gizleyerek yani yok sayarak kamuoyundan saklamaktadır” dedi.